Paylaş
Sendikanın şu anda 63 üyesi var. Kuruluş mücadalesini kazanan sendika şimdi de üyelerinden elden topladığı sendika aidatını devletin maaştan kesmesi için uğraş veriyor. Aidat kesintisi yapılırsa üye hakim-savcıların maaşlarından 22’şer lira kesilirken, 22 lira da devlet katkısı sağlanacak.
BAKANLIK HSYK’YA SORDU
Adalet Bakanlığı, Yargıçlar Sendikası’nın “üyelerimizden sendika aidatı kesin” başvurusu üzerine bakanlık “Bu iş benim görev alanıma girmiyor” diye Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na başvurdu. HSYK da bakanlığın gönderdiği başvuruyu değerlendirdi. HSYK, “Bu konu Kurulumuzun görev alanına girmiyor” kararı verdi. Bakanlığa bu bu şekilde resmi kanaldan yanıt en kısa sürede iletilecek.
AİDAT BİLMECESİ
Yargıçlar Sendikası Başkanı Ömer Faruk Eminaoğlu’nun, Büro-İş Sendika üyeliğiyle maaşından aidat kesintisini yapan bakanlığın başkanı olduğu sendikanın üye aidatı kesintisini yapıp yapmayacağı ise merak konusu. Tüm bu gelişmeleri Eminağaoğlu’na sordum. Bakın nasıl değerlendirdi:
DÜNYADA İLK
“Yargıç ve cumhuriyet savcıları olarak 2011 yılında ilk sendikamız olan YARGI-SEN’i, meslek esasına dayalı olarak kurunca, hakkımızda hem yargıç ve savcılar sendika kuramaz, hem de meslek esasına dayalı olarak sendika kurulamaz denilerek iki gerekçeye dayanılarak kapatma davası açılmış ve sonuçta dünyada ilk kez yargı kararı ile yargıç ve savcıların sendikası kapatılmıştı. Bu kapatma kararını Yargıtay’da onamıştı. Kapatma kararı, açılan iki gerekçeden sadece bir gerekçeye dayandırılmıştı. O da yargıç ve cumhuriyet savcıları olarak, hizmet kolu esası yerine meslek esasına göre sendika kurduğumuz için bu sendikanın kapatıldığı idi. Ama sonuçta önemli bir kazanımda elde edilmiş, yargıç ve savcıların sendika kurabileceği yargı kararı ile ortaya konmuş, ancak bunun yönteminin, meslek esasına göre değil de, hizmet kolu esasına göre olabileceği yargı kararı ile ifade edilmişti. Bu süreçte sendikadan aidat kesilmesi yoluna ise gidilmemişti.
BÜRO-İŞ SENDİKA AİDATIMI KESTİLER
Bu süreçten sonra ancak yargıç ve cumhuriyet savcıları olarak yeni bir sendika kurmadan önce ben 2012 yılında Birleşik Büro İş Sendikası’na üye olarak kaydolunca, Çankırı Cumhuriyet Başsavcılığı Adalet Bakanlığı’na yazı yazarak maaşımdan sendika aidatı kesilip kesilemeyeceğini sormuş, Adalet Bakanlığı ise verdiği yanıtta aidat kesilmesinde hukuksal yönden engel bulunmadığı ifade etmişti. Bir süre bu sendikada üye olarak kalıp ve aidat kesilme işlemlerini sağladıktan sonra bu sendika üyeliğinden ayrılmıştım.
NASIL HUKUK DEVLETİYİZ BİLEN YOK
16.11.2012’de kapatma kararını esas alarak sadece meslekle sınırlı kalmadan hizmet kolu esasına dayalı olarak Yargıçlar Sendikası’nı kurduk. Maaşlardan aidat kesilmesi için Adalet Bakanlığı’na başvurduğumuzda önceki yazıyı yazan Adalet Bakanlığı değilmiş gibi, bu sefer ‘bu iş benim görev alanıma girmiyor’ yanıtı ile yazımızın HSYK’ya gönderildiğini öğrendik. HSYK’da bu yazıya bu iş benim görev alanıma girmiyor demiş. Kimin görev alanına girdiğini nasıl bir hukuk devleti isek bilen yok.
DEMOKRATİK STANDARTLAR YÖNÜNDEN ÜZÜCÜ
Sendikamız, hukukun üstünlüğünü, yine hukukun egemenliğini esas alarak, demokratik hukuk devletinin güçlenmesi ve meslek sorunların giderilmesi için, herkes için hukuk diyerek faaliyette bulunmaktadır. Çok açıkça sadece yönetimin yanında ve sadece yönetime destek boyutuyla faaliyette bulunsaysıdk, bunlar başımıza gelecek miydi? Yaşananlar demokratik standartlar yönünden son derece üzücü.
HERKES HUKUKA UYGUN DAVRANMALI
Daha önce kamu görevlilerince kurulmuş bir hizmet kolu sendikasına üye olduğumda yapılan bakanlık işlemi ortada. Şimdi bizler hizmet kolu esasına göre sendika kurunca yapılan işlem ortada. Dün dündür bugün bugündür anlayışı. Bu durumu acaba Adalet Bakanı ya da Başbakan hukuk devleti anlayış ve uygulamalarında nereye oturtmaktadırlar. Hele hele Türkiye’nin taraf olduğu tüm uluslararası sözleşmelerde yargıç ve cumhuriyet savcıları sendika kurarken, aynı sözleşmelere taraf Türkiye’de bunları yaşamamız karşısında, neden bu konuda ülkemizde bir kabuğun içine çekilme durumu yaşanıyor! Hak ve özgürlükler, yönetenlerin anlayışlarına göre mi, yoksa demokratik toplum gereklerine, evrensel ilkelere göre mi biçimleniyor. Bu hukuk dışı anlayış ve uygulamaların terkedilmemesi, sendikal faaliyetlerimizin hukuka aykırı biçimde etkin olarak kullanılmasını engelleyici (TCY 118) nitelik taşımaktadır. Herkes hukuka uygun davranmalı, bir an önce hukuka aykırı bu işlemler hukuka uygun hale getirilmelidir.”
Paylaş