Paylaş
Bir ilke imza atan hakim ve savcılar “Kürsü hareketi” adıyla yeni bir hareket başlattı. Hareketin üye sayısı Türkiye çapında 200’ü aştı.
Hareketin duyurusu hakim ve savcıların paylaşım sitesi “adalet.org”tan yapılırken, yargıda eylem tartışması patladı. Bir yargı mensubu hareket için “Adliyeler eylem yeri değil. Sanki bir akıl tutulması yaşanıyor” diye mail attı. Hareketi savunlar ise “Bu ülkede, hangi görüşten olursa olsun, biraraya gelemeyen meslek grubu olarak bir biz kaldık” şeklinde tepki gösterdi. Bakın sitedeki “Kürsü hareketi” tartışması şöyle:
BİZE HER YER TAKSİM
“Sokaktaki vatandaşın ‘Bize her yer Taksim’ sloganıyla bulduğu yerde gösteri yapması anlaşılabilir bir şeyse de, Taksim’de yapılanı ‘Yargının kutsal mabedi’ olarak kabul görmesi gereken ‘Adalet hizmetinin görüldüğü’ adliyelerde yapmaya kalkışmak anlaşılabilir ve hoş görülebilir bir şey değildir.
MESAİ SAATİNDE MAİL
Adliyelerde eylemi (Gezi) eleştirenlerin gerekçeleri de ‘adliyeler eylem yeri değil, duruşma yapamadık, dosyalarımızı okuyamadık’ şeklindedir. Ama bu şekilde eleştiri yazan hakim-savcı arkadaşlarımızın yazılarını yazdıkları saate baktığımızda ezici çoğunluğu mesai saatinde yazıldığı görülecektir. Söylemleri doğruyu yansıtmıyor. Yazıların saatleri yazı başlıklarında yazılı olduğuna göre gerçek budur. Ayrıca buraya yazı yazanların twitter ve facebook hesaplarına yazdıklarını hesaba katarsak gerisini siz hesap ediniz.
ÜÇ BÜYÜKLERDEN SONRA BİZ
Gruplardaki üye sayısına bakıldığında Türkiye’nin üç büyüklerinden sonra biz geliyoruz. Trabzon’un yerini kaptık. Sırada diğerleri var. Dördüncü sıraya yerleştiğimize göre önümüzde üç basamak kaldı demektir. Adalet/hak sevdalılarının durumu o kadar kötü değil demek ki.
NE YANINDA NE KARŞIDA
Kürsü Hareketi olarak adlandırdığımız oluşum, tüm meslektaşlarımızın yaşam tarzlarına ve tercihlerine saygılı olmayı hedef alan, yargı içerisinde ‘mensubiyet’ esasına göre yapılanmayı şiddetle reddeden bir oluşumdur. Hakim ve savcıların yegane mensubiyetleri ‘adalet adamı/insanı’ olmaktan ibarettir. Hareketin en temel önceliği, meslektaşlarımızı ‘mesleki hak ve menfaatlerin’ temin ve korunmasına yönelik olarak güçlü bir birlik çatısı altında bir araya getirmektir. Şüphesiz ki, ‘mesleki hak ve menfaatleri korunması’ kavramına ‘Yargı bağımsızlığının mutlak biçimde sağlanması ve korunması’ da dahildir. Bilinmelidir ki, Kürsü Hareketi olarak kimsenin yanında da karşısında da değiliz. Her daim ve sadece haklının ve doğrunun yanında olacağız.
DURMAK YOK
Oluşumu destekleyenlerin sayısı her gün artıyor. İşin güzel tarafı aşağı yukarı Türkiye’ nin her tarafından destekleniyoruz. Durmak yok. Hakkın hukukunu egemen ve üstün kılıncaya kadar anlatmaya, paylaşmaya, çoğalmaya ve mücadeleye devam.
HİÇBİR ZAMAN GEÇ DEĞİL
Hiçbir zaman geç değildir. Nasıl ki her yeni güne uyandığımızda ‘Bu hayatımda değişiklik yapmaya geç kaldığım bir gündür’ demiyorsak, bu hareket için de geç kalmış değiliz. İtibarımıza leke sürülmeye çalışılmış olabilir, 5 yıl önceden çok daha geride olabiliriz.Taş üstüne taş koyma zahmetine girmeyen, kendisi bu zahmete girmediği gibi bu zahmete girenlere asgari desteği vermeyenler vicdanlarda hiçbir zaman kabul görmeyecektir.”
ARMUT PİŞ AĞZIMA DÜŞ
Bu oluşuma da bir kılıf uydurup, mesleki birliklerden uzak durmayı ilke edinen meslektaşların da bu aşamadan sonra artık, hiç bir konuda şikayet ve mazeret sürme haklarının kalmadığına inanıyorum. Çünkü, haklarını korumak için biraraya gelemeyecek kadar zayıf olanların, belli dereceye kadar hak gasplarına uğramalarında, kendi haklarını koruyacak mekanizmalara katılmamak suretiyle kendi kusurlarınında olduğu, su götürmez bir gerçektir. ‘Armut piş, ağzıma düş’ diye bekleyenlerin, daha çok beklemesi gerek. Bu ülkede, hangi görüşten olursa olsun, biraraya gelemeyen meslek grubu olarak bir biz kaldık! Bizimde artık biraraya gelip, ‘bir’ olup, birliğimizin gücünü göstermemiz gerektiğini düşünüyor ve evet diyorum.
Paylaş