AVRUPA Birliği geçen hafta ilk kez Türklere vize konusunu masaya yatırdı ve Türk vatandaşlarına vize kolaylığı sağlanacağını açıkladı.
Bu haber bazı çevrelerde olumlu karşılansa da vize tartışmasını yeniden alevlendirdi. Türk vatandaşlarına vize uygulanmasına neden olan Schengen Tüzüğü’nün iptali için hukuk savaşı açan ve Avrupa Parlamentosu’nu (AP) devreye sokmayı başaran avukat Selim Sarıibrahimoğlu’na göre Türklere vize hukuksuz.
Tek başına hukuk mücadelesi
Türkiye’nin önde gelen ve uluslararası düzeyde tanınmış hukukçularından avukat Sarıibrahimoğlu, geçtiğimiz yıl Türklere vizesiz Avrupa konusunda tek başına hukuk mücadelesi başlatmıştı. Sarıibrahimoğlu AB hukuki belgelerine aykırı olduğunu iddia ettiği “Schengen Vize Tüzüğü” ile ilgili AP’ye Türk vatandaşlarının dilekçe hakkını kabul ettirmişti. 649/11 numaralı dosya AP Genel Sekreter Yardımcısı Francesca R. Ratti tarafından 20 Haziran’da Sarıibrahimoğlu’na verilen yanıtta, başvurunun 649/11 sayıyla işleme konulduğu, 28 AB üyesi ülkenin değerlendirmelerinin alınacağı bildirilmişti.
Odalardan destek yağdı
Sarıibrahimoğlu’nun, vize savaşına sanayi odalarından destek yağıyor. Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) baştan bu yana süreci yakından izleyip desteklerken, son olarak Samsun Ticaret ve Sanayi Odası’ndan (STSO) destek kararı çıktı. Sarıibrahimoğlu, resmi makamların ve özellikle sivil toplum kuruluşları, oda ve borsaların destek ve katkısını beklediğini vurgulayarak, bakın hukuk savaşını nasıl anlattı:
Vize uygulaması haksız
“2001’de 539/2001 sayılı Schengen Tüzüğü çıkartılarak, Türkiye, Roma Anlaşması’nın ayrılmaz bir parçası haline gelen Ankara Anlaşması hükümlerine ve ‘standstill’ kazanılmış hak kuralına karşın, tüzüğün vizeye tabi olmayan ülkelerin sıralandığı iki nolu ek listesine konulmuştur. Bu kapsamda haksız vize uygulamasının giderilmesi amacıyla hukuk büromuz tarafından Türkiye’nin vize uygulanan ülkeler arasında yer aldığı 539/2001 numaralı tüzüğün Türkiye’nin vizeye tabi ülkeler arasına geçiren Ek-1’inin iptali talebiyle Lüksemburg’daki AB Mahkemesi’nde dava açılmış ve bu uygulamadan doğan zararlara ilişkin taleplerde saklı tutulmuştur.
AB Komisyonu’nun ihmali
İlk Derece Mahkemesi’nde AB Konsey ve Komisyonu aleyhine T-220/08 sayılı dosya numarasıyla açılmış olan bu davada Mahkeme; Türkiye’nin serbest dolaşım ile ilgili haklarını ortadan kaldıran Schengen Antlaşması’nın Mart 2001’de çıktığını, Türkiye Cumhuriyeti resmi makamlarının Haziran sonuna kadar olan iki aylık zamanaşımı süresi içinde tüzüğe itiraz etmemeleri nedeniyle, tüzüğün kesinleştiğini belirtmiştir.Bu noktada mahkeme hükmüyle ortaya çıkan Türk tarafının olaydaki hatası üzerinde incelenmesi gereken bir husus olmakla birlikte, AP’nda dilekçe hakkı yoluyla yaptığımız müracaatın temel noktası bu konuda AB Komisyonu’nun ihmalidir.
Komisyon bizzat sorumlu
Nasıl ki kanunlar anayasaya aykırı olmazlar ise, AB kapsamında çıkarılan tüzükler de AB’nin Türkiye ile imzalamış olduğu uluslararası anlaşmalara aykırı olamazlar. AB Komisyonu, denetim makamı olan AB Parlamentosu’na karşı sorumludur. Ancak, AB Komisyonu’nun, vize hususunda AB Kurucu Antlaşmaların ayrılmaz bir parçası olan Ankara Antlaşması ve ek protokollerini uygulamayarak, Türkiye’yi vizeye tabi liste 1’e alması, görevini ihmal ve hatta kötüye kullanması anlamını taşımaktadır. Zira AB Komisyonu aynı zamanda AB hukukunun ve aynı zamanda hukukun genel ilkelerinden olan “eşit muamele” ilkesini de göz ardı etmiştir.
“İmtiyazlı ortaklı” tehlikeli yol
Vize kolaylığına evet demek ‘imtiyazlı ortak Türkiye’ye giden çok tehlikeli bir yoldur. Elde edilmiş bir hukuki hak ya vardır ya da yoktur. Biz AB’nin Türkiye’ye hukuk yoluyla haksızlık etmesine izin verme düşüncesinin reddinin Türkiye için hukuken doğru olduğuna inanıyoruz.”