Paylaş
TÜRKİYE’de ilk koronavirüs (COVID-19) vakası 10 Mart’ta açıklandı. Sıkı tedbirlere rağmen yayılmaya ve can almaya devam ediyor. Soru şu:
Dijital takibe alınan COVID-19 hastası, bile bile başka birine virüs bulaştırır ve ölümüne neden olursa karşılığı ne olacak? Adli yaptırım da uygulanabilecek mi? Şu bir gerçek: Salgına paralel bir koronavirüs hukuku doğuyor.
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Devrim Güngör, okurlarımdan gelen sorular ışığında bu konudaki adli sorumluluğu bakın nasıl değerlendirdi:
“Bulaşıcı hastalığı olan bir kişinin, başka bir kimseye hastalığını o kimseyi hasta etmek veya öldürmek amacıyla bulaştırması halinde, TCK’nın ‘kasten yaralama’ ve ‘öldürme’ suçlarından dolayı sorumluluğu söz konusu olabilir. Tedavisi olmayan ve ölümcül nitelikte kabul edilen COVID-19 hastalığını taşıyan kişilerin bilerek ve isteyerek virüsü bulaştırdığı kişilerin buna bağlı olarak ölmesi halinde TCK madde 81 uyarınca kasten öldürme suçundan cezalandırılması mümkündür.
VİRÜS, ÖLDÜRMEYE ELVERİŞLİ VASITA
Zira söz konusu virüsün kesin bir tedavisinin olmadığı ve önemli oranda ölüm sonucuna yol açtığı düşünüldüğünde, kasten öldürme suçu bakımından elverişli bir vasıta olduğu açıktır. Bununla birlikte ölümün bu sebeple meydana geldiğinin tıbben belirlenmesi halinde failin davranışı ile ölüm sonucu arasında illiyet bağının bulunduğu da söylenebilecektir.
KRİTER: VİRÜSÜ KİMİN BULAŞTIRDIĞINI İSPAT
Bu konuda asıl mesele, ölüm olaylarında hastaya virüsün kimden bulaştığının kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespit edilmesinin neredeyse imkânsız olmasıdır. Virüsün kişiye fail tarafından mı yoksa başka bir yerden mi bulaştığı kesin olarak tespit edilemezse, kaynağın kim olduğu konusunda tahmine dayalı olarak yapılacak değerlendirmeler makul şüpheyi ortadan kaldırmayacağı için hukuken bir anlam ifade etmez. Bu itibarla bu tür kişilerin öldürme ve yaralama suçları bakımından cezalandırılmasının önünde hukuki boşluktan ziyade ciddi bir ispat sorunun bulunduğunu belirtmek gerekir.
İTALYAN MODELİ YASA ÖNERİSİ
Bu konuda yasal bir düzenleme ile özel bir suç ihdas edilmesi bakımından, İtalyan Ceza Kanunu’nun 438. maddesindeki ‘salgına yol açmak’ suçu örnek olarak alınabilir. Söz konusu maddede, hastalığa yol açan bakteri ve virüsü kasten yaymak suretiyle salgına yol açan kişinin müebbet hapse mahkûm edilmesi öngörülmüş, 452. maddesinde ise bu fiilin taksirle işlenmesi hali ayrıca cezalandırılmıştır. İtalyan Ceza Kanunu’ndaki bu düzenlemeye karşılık gelen bir hüküm TCK’da yer almamaktadır.
Bulaşıcı hastalığı olduğu tespit edilen ve kamu sağlığının korunması için karantina altına alınmış kişilerin bu tedbire uygun davranmaması halinde ise TCK madde 195 uyarınca iki aydan bir yıla kadar hapisle cezalandırılmaları da mümkündür. Karantina altına alınmış kişinin yanında karantina altına alınmış yerle ilgili alınan tedbirlere uymayan kişiler de bu suçtan ötürü sorumlu tutulabilirler.”
KASTEN KORONAVİRÜSLE ÖLDÜRMEYE MÜEBBET
Prof. Güngör’ün açıklaması ışığında, TCK’da tam karşılığı bulunmasa da bilerek ölümcül koronavirüsü bulaştırdığı tespit ve ispat edilebilen faile kasten yaralama ve öldürmeden soruşturma yapılarak dava açılabilecek. Yargılamada bu virüsü bir başkasına kasıtla bulaştırıp hastalanarak ölümüne neden olan kişiye de TCK’nın 81. maddesine göre müebbet hapis cezası verilebilecek.
Koronavirüs tedbirlerine uyarken iki kere dikkat. İnsani sorumluluğun yanında hem hukuki hem de cezai sorumluluğu var. Haberiniz olsun...
AIDS ÖRNEĞİ CEZALANDIRMA
TÜRK Ceza Kanunu’nda (TCK) açık bir düzenleme yok. Ancak bu sadece idari para cezası uygulanacağı, hiçbir adli işlem yapılamayacağı anlamına gelmiyor. En yakın örnek AIDS. Kasten AIDS bulaştıran sanıklara Türk yargısı dava açtı ve hapis cezaları verdi.
Son not: Evde kal Türkiye.
Paylaş