Paylaş
YER Alaşehir, yıl 2008. 11 yaşındaki küçük kızın cinsel istismara uğradığı iddiasıyla dava açıldı. Yaşı küçük olduğu için CMK gereği baro tarafından zorunlu avukat tayin edildi.
ANNESİ ŞİKÂYETÇİ OLMADI, SANIK BERAAT ETTİ
Küçük kızın anne-babasının resmi nikâhı yoktu. Alaşehir 1. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki davaya baba hiç gelmedi. Küçük kız hâkime, şikâyetçi olduğunu ve davaya “katılmak” istediğini söyledi. Duruşmaya gelen annesi ise “Şikâyetçi değilim” dedi. Sanık beraat etti.
DAİRE: AVUKAT KÜÇÜK KIZ ADINA TEMYİZ EDEMEZ
CMK avukatı, küçük kızın haklarını korumak için beraat kararını Yargıtay 14. Ceza Dairesi’nde temyiz etti. Daire, 20 Kasım 2013’te, velayet hakkını elinde bulunduran annesinin duruşma sırasında sanıktan şikâyetçi olmadığını beyan etmesi nedeniyle baro tarafından tayin edilen küçük kızın avukatının temyiz hakkı bulunmadığına karar verdi.
İKİ ÜYEDEN KARŞI OY
İki üye ise CMK avukatının temyiz hakkı olduğunu savunarak sert bir karşı oy yazdılar. Karşı oyda bakın ne dediler:
“Yasa gereği CMK’ya göre atanan zorunlu vekiller ana-babanın değil, korunmaya muhtaç çocukların zorunlu vekilleridir. Mağdureler için atanan zorunlu vekiller de yasa yollarına başvurmayı temin edecek kadar ve bununla sınırlı olmak üzere davaya katılma ve çıkan kararı temyiz hakkını kullanabilirler. Çocukları korumak için atanan zorunlu vekillerin çocuklar aleyhine çıkacak kararları onların menfaatine olarak temyiz merciinin önüne getiremeyecekleri kabul edilirse atanmalarının pratik bir faydası olmayacaktır. Nitekim olayımızda 11 yaşındaki mağdurenin cinsel istismara maruz kaldığı iddialarıyla ilgili sanık beraat etmiş ancak zorunlu vekilin temyizi kabul edilmediği için kararın doğru olup olmadığı, üst yargı mercii önüne getirilememektedir. Yasanın zorunlu vekilliği getirmesindeki amaç bu olmasa gerekir.”
11 YIL SONRA KARAR
Bu karar üzerine Yargıtay’da, çocuk mağdureye atanan avukat ile kanuni temsilcisi annesinin davaya katılma konusunda iradelerinin çelişmesi halinde hangisinin beyanına üstünlük tanınacağı tartışması çıktı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın “Küçüğe atanan CMK avukatının temyiz hakkı var” itirazı da dairece reddedilince dosya ve bu tartışma Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na (YCGK) taşındı. Küçük kıza cinsel istismar iddiasının üzerinden 11 yıl geçtikten sonra karar verildi.
KURUL: CMK AVUKATININ TEMYİZ HAKKI YOK
YCGK, oybirliğiyle daire kararını yerinde gördü ve başsavcılığın itirazını reddetti. Kurul kararında, “Somut olayda yaşı küçük mağdurenin kanuni temsilcisi annesinin sanıktan şikâyetçi olmadığını beyan edip davaya katılmaması karşısında mağdureye CMK uyarınca barodan görevlendirilen avukatın mağdure adına davaya katılmayı isteme hakkı bulunmamaktadır” denildi.
KARAR NE ANLAMA GELİYOR
İçtihat kararı ışığında, bu tip şikâyete bağlı çocuğa cinsel istismar davalarında önce kanuni temsilci konumundaki anne-babanın iradesine “üstünlük” tanınacak. Ancak, çocukla, anne-baba arasında çıkar çatışması doğarsa mahkeme küçüğe kayyım atayacak; mağdurun davaya katılıp katılmayacağı, temyiz konusunda bu kez kayyımın iradesine “üstünlük” tanınarak çözüm bulunacak.
CANDURAN: MAHKEME KAYYIM ATAMALI
YCGK kararını Ankara Barosu Başkanı Hakan Canduran’a sordum. Bakın nasıl değerlendirdi:
“Çocuk tacize uğrasın şikâyet etsin, anne etmesin. Çocuğun günahı ne? 11 yaşında olmak mı? Onun haklarını annenin haleldar etmesi mümkün olmaz. Böyle bir durumda mahkeme küçük kıza bir kayyım atamalıydı. Kayyım ve CMK avukatı temyiz konusunda karar vermeliydi. Bu dosya mahkemeye döner. Kayyım atanır; yasal temsilci sıfatı taşıyan bu kayyım da avukata ‘Temyiz et’ diyebilir. Olay bitmiş değildir.”
Paylaş