Gündüz hasta bakıyor gece şarkı söylüyor

Bugün size farklı bir konuda yazı yazdım. Ankara’da Lalahan sağlık ocağında çalışan bir doktoru tanıtacağım. Gündüz hasta bakıp, gece şarkı söylediği için arkadaşlarının taktığı isimle "Tenor doktor" Zafer Mutlu.

ADI Zafer Mutlu. Mutlu, balık avlamaya gittiği o güne kadar sadece doktordu. Şarkı söylediğini kendisi bile bilmiyordu. Ama şimdi gündüz hasta bakıp, gece şarkı söylüyor. Arkadaşlarının taktığı isimle de artık O, "Tenor doktor"

"Tenor doktorun" öyküsü ise son derece ilginç. Bakın şöyle:

2001 yılı Mayıs ayı. Mutlu amatör balıkçı arkadaşları ile Kızılırmak Kesikköprü’de balık avlamaya gitti. O gün hiç balık vurmadı. Teknedeki, Ankara Devlet Opera ve Balesi sanatçılarından bariton ve rejisör Murat Göksu, "Balık tutamıyoruz, bari şarkı söyleyelim" dedi. O söylerken, Zafer Mutlu önce hayranlıkla dinledi. Bir süre sonra da eşlik etmeye başladı.

İşte o anda sesi Göksu’nun dikkatini çekti. Mutlu’yu keşfeden kişi de Göksu oldu. Göksu, "İstersen sana şan dersi vereyim" teklifi yaptı. Müziği hiç müziği düşünmeyen Dr Zafer Mutlu’nun hayatı işte o an değişti.

ŞAN DERSİ ALDI

Dr Mutlu kısa bir süre Göksu’dan ve sonra da Mustafa Yurdakul ile Ankara Operası Solist Sanatçısı Tenor Şenol Talınlı’dan şan dersleri aldı. Şenol Talınlı’nın yakın ilgisi ve dostluğu ses tekniğini geliştirmesinde çok önemli etki yaptı. Aynı dönemde tanıştığı tenor Pekin Kırgız sayesinde de opera kültürünü geliştirdi.

EŞ DOST

KONSERLERİ

Mutlu artık eş dost toplantılarının aranır sanatçısı oluvermişti. Moldovalı opera sanatçısı Stepan Kurudimov’la tanışması O’nun yurtdışına açılmasını sağladı. 2004’te Gagavuz Otonom Cumhuriyeti’nin 10. Kuruluş yıldönümü kutlamalarında solist olarak sahneye çıktı. Orada karşılaştığı kendisini dinleyen dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in beğenisini kazandı. Demirel de kutlayıp, "Bu yolda devam et" dedi. Kısa bir süre içinde yakaladığı başarı, Mutlu’ya yeni konser teklifleri getirdi. Geçen yıl Mart ayında Moldova’daki Geleneksel Bahar Festivali çerçesinde bir dizi konser verdi. Yaz aylarında da Ankara, İstanbul ve Antalya’da konserler birbirini izledi.

İLK ALBÜM YOLDA

Dr Zafer Mutlu şimdilerde ise Ankara Elmadağ-Lalahan Sağlık Ocağı’nda hastalarına baktığı mesai saatleri dışında her dakikasını müziğe ayırıyor ve stüdyoda sabahlıyor. Büyük bir heyecanla da ilk CD’sini hazırlıyor. Yeni besteler, şarkılar ve türkülerin yeraldığı albüm için ekibiyle birlikte heyecanla çalışıyor. Mutlu, "Entüllektüel müzik dinleyecisine huzur ve zevk verecek ticari kaygıdan uzak günümüzün müzik kirliliği ile uzaktan yakından alakası olmayan bir albüm olacak bu" diyor.

NB YAPIM

HAZIRLIYOR

Albümün müzik direkötlüğünü Müzisyen Musa Göçmen yapıyor. Albüm, N.B Stüdyo kurucusu Yetkin Yağmur’un imzasını taşıyacak. Mutlu, "Artık Ankara’dan da kaliteli işler çıkabildiğini göstermeliyiz" görüşünde. Dr Mutlu, kendini ve yapmak istediklerini şöyle anlattı:

ÖNCE KENDİM İÇİN SÖYLÜYORUM

Şarkı söylemeyi çok seviyorum. Ama ben kendimi bir opera sanatçısı olarakta görmüyorum. Bunun için çok uzun bir eğitim, altyapı ve zamanın gerekli olduğunu biliyorum. Tümüne de bize yaşattıkları güzel duygular için minnettarım.

TİCARİ ŞARKI SÖYLEMEM

Asla istemediğim, sevmediğim şarkıyı "ticari olsun" diye söylemem. Bu yüzden de istek şarkılarını kendimle çelişmemek adına ve üzülerek karşılayamıyorum.

KLASİK ŞARKILAR SÖYLÜYORUM

Klasikler arasında yeralan ve klasik nitelik kazanmış her şarkıyı söylüyorum. Tanju Okan’ın "Kadınım"dan, Frank Sinatra’nın My Way’ınden, Münir Nurettin Selçuk’un, Kalamışı’na kadar. Ayten Alpman’ın "Memleketim" şarkısından, Atatürk’ün sevdiği Tosca’nın tenor aryasına kadar. Ama benim favorim Napoliten şarkılar.

FENOMENİM PAVAROTTİ, TARZIM BELCANTO

Benim fenomenim ünlü İtalyan tenor Pavarotti. Belcanto (Bel-güzel, cantare-şarkı söylemek, yani güzel şarkı söylemek) Diyafram başta olmak üzere bütün ilgili kasları doğru nefesle kullanarak, en önemlisi de kalp ve duygu ile şarkı söylemek. Kısaca özeti böyle. Pavarotti’den başka, belcanto söyleyenlere birkaç örnek:

"Jose Carerras, Caruso, Münir Nurettin Selçuk, Zeki Müren, Nesrin Sipahi, Sertap Erener"

Repertuvarı farklı olmasına rağmen İbrahim Tatlıses gibi müthiş bir sesi unutmamak lazım. Benim için en iyi örneklerden biri de Tanju Okan. "Kadınım" şarkısını sadece sesiyle değil kalbiyle de söylemiş.

ATATÜRK’ÜN MÜZİĞE BAKIŞI ÖRNEK OLMALI

Atatürk’ün müziğe bakışı da bir deha ile karşı karşıya olduğumuzu bize gösteriyor. Atatürk’ün türkü derlemeleri olduğunu öğrendiğimde çok şaşırmıştım. Türk müziğine bakışı, makamları ve solfej bilmesi dikkat çekici ayrıntılar. Tosca operasının aşk şarkısını defalarca arka arkaya çaldırması en sonunda da kemancıya "Kemancı gel, kemanını omzuna dayada çal" demesi bu müthiş müziği kalbinde hissetmesi...Müziğe bakış açımı yeniden gözden geçirmemi sağladı. Kendi müziğimiz ve çok sesli müzik, her ikisi de ayrı güzellik ve lezzetlere sahip iki iksir. İkisinden de kana kana içmeliyiz.

Zafer Mutlu kimdir

BULGARİSTAN’ın, Rusçuk kentinde doğmuş. Türk dili ve edebiyatı öğretmeni bir anne ile spor hocası bir babanın çocuğu. Rumeli türkülerinin söylendiği bir evde büyümüş. Beş yaşında klasik müziğe ilgisi anlaşılınca, keman derslerine başlamış. 7 ile 10 yaş arası keman çalmış ve Mozart dinleyerek büyümüş. Keman dersi alan tek Türk olması, yeteneği ve başarısı Bulgar çocuklarınca itilip kakılmasını engellememiş. Mutlu Ailesi, Türk azınlığa baskılar artınca 1974’te Türkiye’ye yerleşmiş. Keman çalmayı bırakan Mutlu, Ankara’da lise korosunda söylemiş ve klasik müzik konserlerini takip etmiş. En büyük hobisi de balık tutmaktan sonra Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası konserlerine gitmekmiş. CSO’nun müdavimi olmuş. Ama o dönem hiç operaya gitmemiş. Aynı dönemde, fotoğrafçılıkla tanışmış. Ankara Tıp Fakültesi’nde okurken fotoğrafçılık ailesini ve kendisini ekonomik yönden rahatlatan, profesyonel bir meslek haline gelmiş. Tıp fakültesinden 1986’da mezun olduktan sonra Ankara’da doktorluk yapmaya başlamış.
Yazarın Tüm Yazıları