Arızalı arabaya manevi tazminat yok

ANKARA’dan mail atan okurum, motor arızası veren sıfır arabasının iade talebinin kabul edilmediğini, açacağı davada yaşadığı sıkıntı nedeniyle manevi tazminat alıp alamayacağını sormuş.

Okurum için araştırdım. Aynı konuda açılan bir dava, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nden geçti. Önce davanın nasıl açıldığına bakalım. Bir tüketici arızalı aracın iadesi yanında, manevi tazminat talep etti. Mahkeme, davayı kabul ederek, aracın bedelinin iadesine ve manevi tazminata hükmetti. Temyizde Yargıtay, tüm tüketicileri yakından ilgilendiren bir örnek karara imza attı.

“İÇ HUZURU” KRİTERİ

Daire, arızalı araba için mahkemenin verdiği maddi tazminat kararını onarken, manevi tazminatı bozdu. Oybirliği ile verilen kararda bakın ne denildi:
“Ayıplı mal satımı nedeniyle oluşan zarar, davacının iç huzurunu bozacak nitelikte bir olgu olmadığından manevi tazminat istemi kabul edilemez. Manevi zarar kişilik değerlerinde oluşan nesnel (objektif) eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ıstırap, manevi zarar değil onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Acı ve elemin manevi zarar olarak nitelendirilmesi sonucu tüzel kişileri ve bilinçsizleri öte yandan acılarını içlerinde gizleyenleri tazminat isteme haklarından yoksun bırakmamak için yasalar, manevi tazminat verilebilecek olguları sınırlamıştır.
Bunlar kişilik değerlerinin zedelenmesi (Medeni Yasa 24), isme saldırı (Medeni Yasa 26), nişan bozulması (Medeni Yasa 121), evlenmenin feshi (Medeni Yasa 158), bedensel zarar ve ölüme neden olma (Borçlar Yasası 47) durumlarından biri ile kişilik haklarının zedelenmesidir. (Borçlar Yasası 49)
Ne zaman reddedİlİr
Medeni Yasa’nın 24 ve Borçlar Yasası’nın 49. maddesinde belirlenen kişisel çıkarlar kişilik haklarıdır. Kişilik hakları ise kişisel varlıkların korunmasıyla ilgilidir. Kişisel varlıklar, bedensel ve ruhsal tamlık ve yaşam ile nesep gibi insanın insan olmasından güç alan varlıklar ya da kişinin adı, onuru ve sır alanı gibi dolaylı varlıklar olarak iki kesimlidir. Tekniğin gelişimi ve yaşam koşullarına göre belirlenmiş varlıklar, açıklanan olgularla çevrelendirildiğinde davaya konu olayın bu çerçeve dışında kalması durumunda manevi tazminat istemi reddedilmelidir.
Yukarıda açıklanan ayıplı mal satımı nedeniyle oluşan zarar davacının iç huzurunu bozacak nitelikte bir olgu değildir. Manevi tazminatın koşullarını düzenleyen Borçlar Yasası’nın 49. maddesine göre eşya zararı kişinin sosyal, fiziki ve kişilik değerlerine saldırı oluşturacak nitelikte bir eylem olarak benimsenemez. Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, davacının manevi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.”
Örnek karar ama
Bu karar bana mail atan okurum başta ayıplı malın iadesi yanında manevi tazminat talep etmeyi düşünen tüm tüketicileri için genel hatlarıyla örnek niteliği taşıyor. Ancak şunu unutmamak gerekiyor. Yargı, açılan her davayı kendi koşulları içinde değerlendirip, olaya özgü daha farklı şekilde karar oluşturabilir.
Yazarın Tüm Yazıları