Paylaş
Beslenme sistemlerinde daha çok zerdeçal tüketen toplumlarda meme, kalın bağırsak, yumurtalık, prostat kanserlerinin sıklığı daha az.
Mesela Hindistan ve Japonya’da durum böyle. Zerdeçal bu işi içindeki “kurkumoid”ler ve “turmeron”lar sayesinde başarıyor ama bunlardan hangisinin “antikanser kalkan” oluşturmakta daha etkili olduğu henüz bilinmiyor.
Zerdeçal kanser oluşumunda daha en başta “epigenetik” yani “genetik eğilimi kontrol altına alma” döneminde bile etkili.
Ayrıca iltihabi süreçleri dizginleyerek, inflamasyon yapıcı maddelerin (stokinler) üretimini engelleyerek de etkili olabileceği düşünülüyor.
Nedeni ve nasılı ne olursa olsun, işin bu yanı bilim insanlarını ilgilendiriyor. Sizin yapmanız gereken net ve açık olarak şu: Beslenme sisteminize daha çok zerdeçal ekleyiniz.
Eğer “emilimi yüksek” olduğu kanıtlanmış bir zerdeçal hapı bulursanız -ki çoook zor!- ondan da istifade etmeyi düşünebilirsiniz.
Ben doğal halini öneriyorum. İsterseniz gelin, bugün sayfamızı zerdeçala ayıralım. Buyurun...
ZERDEÇALIN 3 TEMEL FAYDASI VAR
Kansere kalkan oluyor
Uzmanlar diyor ki: Zerdeçal tüketimi arttıkça kansere yakalanma ihtimali azalıyor. İyi bir sağlık bakımı almamaları, kafi ölçüde hijyenik bir yaşam sürme şansı yakalayamamaları, beslenmelerinde gerekli mükemmelliklere ulaşamamalarına rağmen Hintlilerde, Avrupa ve Amerika toplumlarına oranla kalın bağırsak, meme, mide, böbrek, akciğer ve prostat kanserlerine daha seyrek rastlanmasının arkasında bol zerdeçal tüketimi var.
Zerdeçalın bol tüketildiği Okinawa Adası’nda da kanserlere daha seyrek rastlanıyor.
Zerdeçalın kanser önleme ve mevcut bir kanserin tedavisini destekleme yönündeki faydalarını araştıran uzmanların en ünlüsü Dr. Bagavmall ve ekibi. Bu ekip Houston’daki (ABD) ünlü MD. Anderson Cancer Center’da araştırmalarını sürdürüyor.
Tabii ki başka merkezlerde de benzer çalışmalar var ve neredeyse tümünün ortak kanısı şu: Zerdeçal desteği kanserle mücadelede işe yarayabilir!
Romatizmal ağrıları hafifletiyor
Zerdeçalın etkili olduğunu bildiğimiz bir diğer alan da yaşlılığa bağlı dejeneratif romatizmal hastalıklar. Bilindiği gibi yaşlılık romatizması (kireçlenme) sadece mekanik bir hasar değil.
Problemin önemli bir yanını da yangısal süreçler, yani kronik iltihap (yani inflamasyon) problemi oluşuyor.
Zerdeçal anti inflamatuar etkisi, yani “yangın söndürücü itfaiye eri” rolüyle eklem sorunlarını da geciktirip hafifletiyor.
Belleği destekliyor
Zerdeçalın Alzheimer riskini de düşürdüğünü gösteren veriler var. 2010 yılından sonra yoğunlaşan farklı çalışmalarda bu bilgi de defalarca doğrulandı. Zerdeçal düzenli tüketildiğinde sadece Alzheimer’ı da engellemiyor, genelde her türlü demans sorununu geciktirerek belleği destekliyor.
Zerdeçalın bellek üzerindeki olumlu etkilerini araştıran merkezlerin başında da ABD’deki UCLA Tıp Fakültesi’nin nöroloji departmanı var.
Onlar bu konunun referans araştırma merkezlerinden biri ve “zerdeçalın belleği korumadaki etkinliği oldukça güçlü” diyorlar.
Kısaca zerdeçalın bunamaya karşı da etkili olduğunu söyleyebiliriz.
Zerdeçal kullanım kılavuzunuz
Peki ne kadar zerdeçal? Zerdeçalı neyle, ne zaman tüketince daha çok fayda sağlayabiliriz?
İşte bu soruların yanıtları biraz karışık. Ama yine de ortak bazı fikirler yok değil: Geleneksel Hint mutfağı günde ortalama 1 çay kaşığı toz zerdeçal tüketiyor.
Taze zerdeçal için de
1 santimlik küçük bir parça yetiyor.
Zerdeçalın önemli sorunu bağırsaklardan kolayca emilmemesi, bağırsak bariyerine geçip kana kolayca ulaşamaması...
Karabiberle birlikte tüketildiğinde zerdeçalın bağırsaktan emilimi ciddi biçimde artıyor.
Eğer ortamda azıcık yağ varsa hele bir de yağla, karabiberle karışmış zerdeçal ısıtılırsa emilim daha da çoğalabiliyor.
Peki, aşırı tüketimin bir zararı olabilir mi? Maalesef evet! Mutfağınızda
zerdeçala daha sık
yer açın ama böbrek
taşı probleminiz varsa ya da safra kesesi probleminiz söz konusuysa önce gidip doktorunuzla bir konuşun.
Paylaş