Paylaş
Gergin bir günün sonunda bitkinlik yaşamak da doğaldır. Ama her yorgunluk sadece fiziksel ve ruhsal kökenli olmuyor. Aklımıza gelmeyen bazı şeyler de bizi -biz farkına varmadan- yorabiliyor.
Hayat her geçen gün biraz daha zorlaşıyor. Daha bir karmaşık ve yarışmacı hale geliyor. Kimimiz daha çok kazanmak, daha yükseklere tırmanmak, toplumsal yaşamda daha önlerde bir yerlerde olabilmek, kimimiz de günü kurtarıp eve eli boş dönmemek için koşturup duruyoruz. Beklentimiz aslında aynı: DAHA İYİ BİR HAYAT!
Bunun için aklını kullanıp beynini terletenler de var, kaslarının gücüyle yol almaya gayret edenler de. Kısacası şu veya bu şekilde hepimiz ortak bir noktada birleşiyor, yani “ÇALIŞIYORUZ”!
Çalıştıkça da -doğal olarak- beden ve ruhlarımız -az ya da çok- yıpranıyor. Yıpranmanın beklenen ve ortak sonucunu ise şu veya bu şekilde ama mutlaka yaşıyoruz.
Ortak sonucun -daha doğrusu ortak sorunun- adı “YORGUNLUK”tur!
Tıbbi anlamda “genel bir bitkinlik, güçsüzlük ve enerjisizlik hali” olarak tanımlanan yorgunluğun aslında birçok basit -sıradan- nedeni var.
Ağır bir bedensel çabadan sonra kendini yorgun hissetmek normaldir. Karmaşık ve gergin bir günün sonunda bitkinlik duygusunu iliklerine kadar yaşamak da doğaldır. Ama her yorgunluk sadece fiziksel ve ruhsal kökenli olmuyor, aklımıza gelmeyen bazı şeyler de bizi -biz farkına varmadan- yorabiliyor.
İşte onlardan bazıları...
BİR: HAREKETSİZLİK, YORAR!
Hareketsizlik -daha doğrusu tembellik- yorgunluk sebebi olabilir. Yoğun bedensel aktivite nasıl yorgunluk hissine yol açıyorsa, gereğinden fazla hareketsizlik -özellikle amacını geçmiş ve uzamış tembellik halleri- yorgunluk, bitkinlik, güçsüzlük ve enerjisizlik duygusu uyandırır.
Gereğinden uzun istirahatlar, uzamış tatiller, televizyon karşısında geçirilen amaçsız ve boş saatler çok ağır bir bitkinlik duygusu oluşturabilir.
Özellikle televizyonun amaçsızca ve saatlerce izlenmesi sanıldığının aksine dinlendirici değil, yorucudur.
İKİ: STRES YORAR!
Yarışmacı, statükoya -toplumsal pozisyona-, daha iyiye, daha büyüğe, daha hızlıya, daha lükse ve daha çoğa dayalı hayat tarzı da bizi yoruyor.
Yarattığı kaygılar, geleceğe yönelik belirsizlik algıları, yalnızlaşmalar, kendinden -benliğinden-, yani doğal halinden kopmalar da, daha çok kortizol baskısı, daha çok adrenalin banyosu nedeniyle yorgunlukla sonuçlanabiliyor.
ÜÇ: HATALI BESLENME YORAR!
Bedeninize enerji sağlayacak yakıt olan besinleri yeterli miktarda almıyor, dengeli beslenmiyor, uygun vitamin ve mineral desteklerini düzenli kullanmıyor, yeterince sıvı içmiyorsanız, kendinizi bitkin hissetmeniz doğaldır. Bu durumlarda bedeninize kendi enerji ihtiyacını sağlayacak yakıtı temin etmiyorsunuz demektir.
Beslenme noksanlığından kaynaklanan yorgunluklar genellikle geçicidir.
Yeterli sıvı almıyor, az tuz kullanıyor ama bol bol terliyorsanız yorgunluk ve halsizlik olağandır.
Besinlerle yeterli demir, folik asit ve B-12 vitamini almazsanız, kansızlık sonucu yorgunluk gelişir. Besinler bedeninizin enerji üretimi için kullandığı yakıtlardır. Yakıtınız yetersizse enerjiniz de yetersizdir. Yeterli ve dengeli beslenmeye, yeterince su içmeye özen göstermelisiniz.
DÖRT: TİROİD TEMBELLİĞİ YORAR!
Guatr sorunu ülkemizde özellikle kadınlarında çok yaygındır. Boynumuzun ön kısmında yer alan tiroid bezinin, üretmekle görevli olduğu T-3, T-4 hormonlarını gereği kadar imal edememesi hali; “Hipotiroidi” olarak adlandırılır. Herhangi bir sebeple oluşan tiroid bezi yetmezliği, vücudumuzun tüm sistemlerinde sayılamayacak kadar soruna neden olur. Bu sorunların en önde geleni de yorgunluktur.
Hipotiroidiye bağlı yorgunluk söz konusu olduğunda kilo alma, güçsüzlük, bellek zayıflaması, depresyon ve uyku eğilimi, soğuk ortama dirençsizlik, kas ağrıları, ses kalınlaşması, kabızlık gibi belirtiler yorgunluğa eşlik eder.
Özellikle orta yaşlı ve yaşlı hanımlarda görülen yorgunluklarda hipotroidi dikkatle araştırılmalıdır. Kanda T-3, T-4, TSH hormonlarının incelenmesi tanı koydurucudur.
BEŞ: KANSIZLIK YORAR
Özellikle kadınlarda demir eksikliğine ve diğer sebeplere bağlı kansızlık, yorgunluğun önemli bir sebebidir. Uzun süreli ve ağır periyot kanamaları, yetersiz beslenme, demir eksikliğinin başlıca sebepleridir. Sindirim sistemi yolu ile kan kayıplarının da dikkate alınması gerekir. Sadece demir eksikliğinde değil folik asit ve B-12 vitamini noksanlığına bağlı anemilerde de yorgunluk önemli bir belirgindir. Yorgunluğun yerleşik ve uzun süren enfeksiyonlarda sık görüleceği unutulmamalıdır. Sebebi izah edilmeyen uzun süreli yorgunluklarda enfeksiyonlar akla gelmelidir.
Paylaş