Yaşlanma değerlendirmesi nasıl yapılıyor

Yaşam süresi gelişmiş ülkelerin çoğunda son elli yılda 10-15 yıl uzadı.

Durum bizde de farklı değil. Beklenen yaşam süremiz, erkekler için 68, kadınlar için 72’ye çıktı. Bu durumun iyi ve kötü tarafları var. Yaşlı insanların artması yaşlanma ile ilişkili sorunlara karşı bazı erken uyarı sistemlerinin kurulmasını gerektiriyor. Eğer iyi dikkat etmezseniz yaşlılık bir dinlenme ve huzur dönemi olmaktan çıkıp, sorunlar yumağı haline gelebiliyor. 90’lı yaşlarını süren yaşlı bir kadının başına gelenleri basından siz de okumuş olmalısınız. Dikkatli olmak lazım! Bugün size orta yaşlı erkek ve kadınlarda "yaşlanma programı" değerlendirmelerinin nasıl yapıldığını anlatacağım. Bilmenizde yarar var...

Kapsamlı bir yaşlanma değerlendirmesi, o kişinin bedensel ve ruhsal yapılanmasının araştırılması, yaşam kalitesinin, bellek ve diğer yeteneklerinin detaylı olarak incelenmesi anlamına geliyor. Yani böyle bir yaklaşım çok kapsamlı bir incelemeyi ve uzman bir ekip yaklaşımını zorunlu kılıyor.

İŞTE YAPILMASI GEREKENİŞLEMLER, TESTLER

Değerlendirme yapılırken kişilerin sağlık hikayeleri alınıyor. Kişisel muayeneleri, psikometrik ölçekleri, davranış ve ruhsal değerlendirmeleri ve daha pek çok şey inceleniyor. Görme-işitme problemleri, bellek sorunları, psikolojik değerlendirmeleri, mevcut hastalıkları ve bu hastalıklarının yaşlanma üzerine yapabileceği etkiler tek tek gözden geçiriliyor. Gerektiğinde hafıza testleri ve diğer bazı özel incelemeler (cinsel testler, hormon testleri...) yapılıyor. Kanser taramaları, damar yaşı değerlendirmeleri, organ fonksiyon ve kapasiteleri gözden geçiriliyor.

Sonuçta yaşlanan kişinin tam bir bedensel ve ruhsal haritası çıkarılıyor. Yaşlanmanın kemik ve kaslar, kalp ve akciğerler, nörolojik sistem, hormonal sistem, sindirim ve boşaltım sistemi üzerindeki etkileri bir kenara not ediliyor. Elde edilen bulgulara göre bir korunma ve/veya tedavi planı hazırlanıyor.

TESLİM DE OLMAYIN KAVGA DA ETMEYİN

Yaşlanma son derece karmaşık bir süreç. İç içe geçmiş birçok olay bu süreçte birlikte hareket ediyor. Yaşlandıkça ortaya çıkan bedensel ve ruhsal değişimlerin bir kısmı normal kabul ediliyor. Eğer mümkünse bu normal değişimlerin bile yavaşlatılmaya çalışılmasında, etkilerinin hafifletilmesinde fayda var. Ama bazen siz ne yaparsanız yapın cilt kırışıp sarkıyor, karın-kalça yağlanıyor, saçlar tırnaklar zayıflıyor, kas uç kemikler güçsüzleşiyor, kalp, böbrek, akciğer eskisi kadar iyi görev yapmıyor.

"Nasıl olsa yaşlanıyorum vücudumda ve ruhumda olup biten bu değişimler normaldir" diye her şeyi olduğu gibi kabullenmek de (yani yaşlılığa kayıtsız şartsız teslim olmak da), direnip onunla kavgaya tutuşmak da doğru yaklaşımlar değil. Eğer yaşlılıkla ilgili sorunlarınızı azaltmak hatta önlemek istiyorsanız mümkün olduğu kadar erken davranın ve işin ucunu bırakmayın. Hiç olmazsa 50’li yaşlardan sonra "Ben nasıl yaşlanıyorum" sorusunu mutlaka sorun ve iyi yaşlanıp yaşlanmadığınızı, önlenmesi gereken bazı tetkiklerle karşı karşıya olup olmadığınızı öğrenin. Yoksa bu "huzur çağı"nı bir "sorun dönemi" gibi yaşayabilirsiniz.

35’ten sonra gebelik doğru mu yanlış mı

Günümüzde, özellikle çalışan kadınlar kariyerleri nedeniyle çocuk doğurmayı ileriki yaşlara ertelemekteler. Bununla birlikte biz doğum hekimleri çocuk isteyenlerin ailelerini 35 yaşına kadar tamamlamalarını öneriyoruz. Bunun nedeni, yaş ilerledikçe gebe kalabilirliğin ve doğurganlığın azalması yanında gebelik sırasında oluşabilecek düşük yapma, erken doğum, yüksek tansiyon, şeker, genetik sakatlık, plasenta problemlerinin ve sezaryen oranının artması gibi sorunların görülebilmesidir. 38 yaş sonrasında bu sorunlar, özellikle yumurtalık rezervinin azalması durumu giderek artmaktadır. 40 yaş sonrasında ise tüp bebekle dahi gebe kalabilirlik çok azalmaktadır. 35 yaş sonrası 6 ay süreyle korunmaya rağmen gebe kalınamazsa doktora gitmelidir. Tamamen sağlıklı bir kadın ise 35’ten sonra gebe kalırsa iyi bir takiple sağlıklı doğum yapabilir.

Ev kadınları daha kolay şişmanlıyor

Araştırma sonuçları ve uzmanların görüşüne bakılırsa ev kadınları çalışan kadınlara göre daha kolay kilo alıyor. Bunun birden çok nedeni var. Ev kadınları arasında atıştırma alışkanlığı daha yaygın. Ev işlerinin teknolojik aletlerle yapılır hale gelmesi ev hanımlarını tembelleştirdi. Bazı ev hanımlarında duygusal yeme bozukluğu daha sık görülüyor. Sosyal yaşamın yeme içmeyle desteklendiği toplantılar da ev hanımlarını şişmanlatan önemli bir faktör olarak gösteriliyor. Uzmanlar ev hanımlarına daha fazla aktivite öneriyor.

Bu reflü başka reflü

Reflü "geriye kaçma" anlamında kullanılan Latince kökenli bir sözcük. En çok mide sıvasının yemek borusundan geriye kaçması durumunda kullanılıyor. Bazen safra muhtevasının 12 parmak bağırsağına geri kaçması da sorun yaratabiliyor. Bu durumlarda "alkalen safra reflüsü" kullanılıyor. Reflünün sık görüldüğü durumlardan biri de idrar yolu enfeksiyonları. İdrar torbasında biriken idrarın böbreğe doğru geri kaçtığı durumlarda idrar yolu enfeksiyonları çok sık görülüyor. Bu durum "veziko-üretral reflü" adını alıyor. Sık sık tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonlarından şikayetçiyseniz aklınızda olsun.

Botoks yaptırmak riskli mi

Kadınlar hem botoks yaptırıyor hem de botoksdan korkuyor. Endişelerin başında botoksun bir yılan zehri olduğu ve beyne, kaslara, damarlara ya da sinir sistemine zarar verdiği yönündeki yanlış bilgiler yatıyor. Hemen belirtelim ki botoks dünyada en sık yapılan tıbbi uygulamalardan biri ve son derece güvenli bir uygulama. Tekniğine, usulüne göre yapılırsa, bir uzman hekim tarafından ve steril koşullarda uygulanırsa ciddi bir sağlık riski söz konusu olmaz.

DİYET GÜNLÜĞÜ

Sorularınız için: Tel: (0212) 236 73 00

Yazın daha çok meyve tüketiyor, daha az yemek yiyorum. Bu durum kolay kilo vermemi sağlamaz mı? 2 haftadır aynı kiloda kaldım. Sorun ne olabilir?

Yaz için diyet sırları

1) A, C vitamini ve likopenden zengin domates ve biber. Bu iki sebzenin içerdiği antioksidanlar, A ve C vitamini diyetinizin bu besin öğelerine olan gereksinmelerinizi büyük oranda karşılayacaktır hem de çok düşük kalori ile. Önemli olan her zaman sadece kaç kalori aldığınız değildir. Kalori kalitesi düşük bir mönü hem ruhen hem de bedenen sizi mutsuz edecektir. A ve C vitamini ihtiyacınızı karşılarken kaliteli kalori kaynakları (domates, kırmızı biber, sarı biber, yeşil biber) ile diyetinizi zenginleştirebilirsiniz.

2) Kalsiyum deposu protein kaynağı yoğurt. Yoğurt yaz aylarının da vazgeçilmez bir diyet yıldızıdır. Öğün sonrası oluşacak açlık krizlerinizi azaltacak, ara öğünlerinizde meyve ile tatlı ihtiyacınızı giderecektir. Özellikle bağırsak floranızın diyet esnasında daha da desteklenmesi gerekir, bunun için yoğurt tüketin.

(Devam edecek...)

Adet dönemimden önce çok sıkıntı yaşıyorum. Bu arada diyetimi hep bozuyor ve hamurlu besinler tüketiyorum. Beni rahatlatacak neler yapabilirim?

Adet döneminde bunlara dikkat

- Bu dönemde özellikle kafein, basit şeker, tuz veya sodyum, yağ ve alkolden kaçınmanız şikayetlerinizi azaltacaktır.

- Bol meyve-sebze, tam tahıl ürünleri, yağsız süt ve süt ürünlerinden faydalanın.

- B6 vitamininden zengin bir beslenme planı da adet öncesi dönemde yaşadığınız şikayetleri azaltacaktır. Balık, tavuk, soya ürünleri, brokoli, muz havuç, yumurta, avokado, tahıllar ve ıspanak B6 vitamininden zengin yiyeceklerdir.

- Ayrıca bu dönemde vücudunuzda magnezyum da azalır. Et, süt, balık, yumurta, kuru baklagiller, kabak, tam tahıllar, çikolata, badem gibi magnezyum kaynaklarına yönelebilirsiniz.

- Bol su için.

- Adet öncesi yaklaşık 1 hafta boyunca metabolik hızınızda hafif bir artış olur. Bu da günlük enerjiye yaklaşık 200 kalori ekleyebileceğiniz anlamına gelir. Bu dönemde kilo artışınızın su tutumuna bağlı geçici bir durum olduğunu unutmayın.
Yazarın Tüm Yazıları