Paylaş
2010’lu yılların hemen başında bir “cuma sohbeti” için telefonla aradığım 9. Cumhurbaşkanı rahmetli Süleyman Demirel’e hastanede tedavi gören eşi Nazmiye Hanım’ın sağlık durumunu sorduğumda başlıktaki “VAR AMA YOK!” cevabını aldığımda çok üzülmüştüm. Demansın -bunamanın- her türlüsü herkes için ama özellikle de eşler ve aileler için çok üzücü, pek yıpratıcı ve yıkıcıdır. Yine o günlerde neredeyse her gün düzenli olarak eşini tedavi edildiği hastanede ziyaret eden Demirel’e doktorların “Efendim, o sizi artık tanımıyor ki. Niye her gün ısrarla ziyaretine geliyorsunuz?” sorusuna Demirel’in verdiği o muazzam yanıt da hatırladıkça her defasında benim içimi acıtmıştır: “Doktor, o beni tanımayabilir ama ben onu çok iyi tanıyorum.”
İsterseniz gelin bu yeni haftaya bu tatsız konuyla ilgili, demans -bunama- ile ilgili önemli bir bilgiyi daha doğrusu mühim bir araştırmayı sizinle de paylaşarak “Merhaba” diyelim. Hazırsanız buyurun...
KÖTÜ HABER
UYKUSUZLUK BUNAMAYI DA HIZLANDIRIYOR
AMERİKA’nın en önemli hastanelerinden birinde, “Brigham and Women’s Hospital”da (Boston) “uyku ve sirkadyen bozukluklar” bölümü başkanı Rebecca Robins ve arkadaşlarının 2020 yılında tamamladıkları ve 2021’de önemli bir bilimsel dergide, “AGING”te yayımladıkları bu araştırma bana göre çok önemli. Araştırmanın sonuçları net ve açık olarak bize şunu anlatıyor: Yaşlılarda uyku bozuklukları, bunama ve ölüm riskini iki kat arttırıyor. Bu nedenle herkesin ama öncelikle de yaşlıların sağlıklı, yeterli ve kaliteli bir uykuya daha fazla odaklanmaları gerekiyor. Bu önemli araştırmanın sonuçları bize “uyku bozuklukları ile demans/bunama” arasında çok güçlü bir ilişkinin olduğunu bir defa daha net ve açık olarak gösteriyor. Bu araştırmaya bakılırsa “5 saatten daha az uyuyan yaşlılarda demans riski 7-8 saat uyuduğunu belirten yaşlılara göre 2 kat daha fazla”.
NETİCE ŞUDUR: Yaşımız ne olursa olsun her yetişkinin ama öncelikle de 60’lı 70’li yaşları geçenlerin uyku meselesine daha fazla odaklanması lazım.
UNUTMAYIN
UYKU BEYNİ ONARIYOR
BİLELİM ki uyku sadece iyi yaşlanmayı sağlamıyor. Unutmayalım ki yeterli ve kaliteli bir uyku yalnızca çocuklarda büyümeyi destekleyip yetişkinlerde yaşlanmayı geciktirmiyor. Eğer düzenli ve kaliteli bir uykunuz varsa o uyku aynı zamanda sizin için daha güçlü ve sağlıklı bir hayatı da garanti altına alıyor. Bu bilgi Amerika’da Wisconsin Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmayla da doğrulandı. Bu çalışmada görüldü ki güzel bir gece uykusu “oligodendrosit” denilen hücrelerde “miyelin” üretim süreçlerini hızlandırıp güçlendiriyor. Miyelin, beynin daha doğrusu sinir sisteminin vazgeçilmez, olmazsa olmaz varlıklarından biri. Beyin ve omurilikteki sinir hücrelerini çevreleyen aktif bir elbise, marifetli bir kılıf. Sinir hücrelerindeki elektriksel uyarıların -mesajların- bir hücreden diğerine geçişini/ulaşmasını yani hücrelerin birbirleriyle haberleşmesini kolaylaştırıp hızlandırıyor, garanti altına alıyor. Bu araştırmayı yapan uzmanlar miyelin üretimini destekleyen genlerin uyku sırasında daha hızlı üretim yaptıklarını da buldular. Bu önemli bulgu uyku kaybının beyin hasarını kolaylaştırırken, iyi bir uykunun beyindeki tamir süreçlerini desteklediğini yani beyni onardığını gösteriyor.
KESİP SAKLAYIN
UYKU SİZİ GÜZELLEŞTİRİR
UYKU sadece bir “mola” değildir. Uyanıklık döneminde ortaya çıkan pek çok problem uykuda düzeltilir. Uyanıkken aldığımız pek çok yara bere de uyku ile adeta tedavi edilir. Bu nedenle uyku aynı zamanda bir çeşit “İÇ/DOĞAL İLAÇ” gibidir. Bir iyi haber de şu: Uyku esnasında daha fazla üretilen büyüme hormonu cilde canlılık, dirilik, parlaklık ve gençlik verir. Kısacası uyku sadece sizi iyileştirmez, aynı zamanda sizi güzelleştirir.
BİR BİLGİ
‘BEYAZ REFORM’ SAĞLIKÇILARI MUTLU EDECEK Mİ
2 gün önce Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ile uzunca bir telefon sohbeti yapma fırsatı buldum, bu arada da yeni geçirdiği COVID-19 enfeksiyonu sürecini anlamaya çalıştım. Dr. Koca COVID-19 testinin “geçtiğimiz cumartesi itibarıyla negatife döndüğünü”, hastalığı da neredeyse bırakın bir gribi bir soğuk algınlığından bile daha hafif geçirdiğini söyledi.
Bu arada da tabii ki kendisinin “BEYAZ REFORM” olarak tanımladığı yeni yönetmeliğin ve kanunların teknik yanlarını detaylıca ve uzun uzun anlattı. Bakan Koca, asistanlara verilen yeni haklardan, kamuya dönüşü teşvik edecek sözleşmeli kadro uygulamasından, özellikle de malpraktis yasasından son derece umutlu ve güzel bir iş çıkarttığı kanaatinde. Ama o da net ve açık olarak farkında ki yeterli ekonomik düzeltmeler yapılmadan, “aşırı iş yükü ve düşük ücret sorunu” çözülmeden sağlıkçıların beklentisini tamamıyla karşılamak mümkün olmayacak, olamayacak. Ben kendi adıma Dr. Koca’nın gayretlerini doğru, yerinde ve önemli buluyorum, önümüzdeki günlerde bu konularda da iyi haberler alacağımızı düşünüyorum.
Paylaş