Uykusuz kalmayın

Sağlığımızı tehdit eden önemli sorunlardan biri de uykusuzluktur ve bu problem artarak, büyüyerek devam etme eğilimindedir.

Haberin Devamı

Daha önce de yazdım: Uyku, bedensel fonksiyonlarımızın en önemlilerinden biridir. Pek çok sağlık sorunu -örneğin baş ağrıları, yorgunluklar, çarpıntılar, tansiyon yükselmeleri, unutkanlıklar ve daha pek çok şey- uykusuzlukla birebir ilişkilidir. Ve yine üzülerek belirteyim ki; benim hastalarımın da önemli bir kısmında uyku, sorunlarının ilk sıralarını işgal etmektedir. Kimi hastam “uykuya bir türlü geçememekten”, kimi “gecenin ortasında pat diye uyanıp sabahı beklemekten”, kimi de “uyku bölünmelerinden” muzdarip.
Uyku sorunlarının sadece bunlarla sınırlı olduğunu da söylemek insafsızlık olur. Karabasanlar/kâbuslar, uyku terörleri, uyurgezerlik, aşırı uyku/uyuklama durumları, horlamalar, uyku apneleri, geceleri karabasana çeviren rahatsız ayak sendromu ve daha pek çok problemi aynı kefeye koymak lazım.
Kısacası ben her hasta görüşmemde uyku durumunu -kalitesini, süresini- mutlaka anlamaya çalışırım. Çünkü bilirim ki yaşadıkları sorunlardan bazıları eğer varsa uyku problemleriyle birebir ilişkilidir. En azından bütün bir geceyi saatin tik taklarını dinleyerek ya da köpek havlamalarına, yağmur tıkırtılarına kulak vererek geçirmek ve bu süreyi ya da sonrasını hiçbir sağlık sorunu yaşamadan atlatabilmek imkânsız gibidir.
Yeterince dinlenemeyen her beyin ve her beden ertesi gün size birçok sorunlar çıkarır. Sinirlilik, alınganlık, öfke patlamaları, odaklanma/yoğunlaşma sorunları, anlama/öğrenme problemleri, iş ve trafik kazaları, okul ve meslek başarısızlıkları ve daha pek çok şey bir gece önce kaçırdığınız uykuyla şu veya bu şekilde ama mutlaka ilişkilidir.

SORUN CİDDİ!

Haberin Devamı

Uzmanlar uyku sorunu çekenlerde kalp krizlerine, felçlere, hipertansiyona, reflüye, alerjik problemlere de daha sık rastlanıldığını belirtiyor. Tekrarlayan uyku sorunlarının depresyonla, kronik yorgunluk/fibromiyalji, hatta romatizmal sorunlarla, dahası sedef hastalığından egzamalara alerjik problemlerle bağlantılı olabileceğinin altını çiziyorlar.
Bu yazı yeni yılın ilk yazılarından biri. Benim tavsiyem hiç olmazsa bu yıl gelin şu uyku problemini biraz daha ciddiye alın. Kaliteli bir uyku için neler yapmanız gerektiğini, uyku sorunlarınızda hangi desteklerden yararlanılabileceğini, belli başlı uykusuzluk nedenlerini öğrenip anlamaya çalışın.
( DEVAM EDECEK...)

Haberin Devamı

NOT ALIN

Kaliteli bir uyku için
-Alkolü sınırlayın.
-Çay ve kahveyi azaltın.
-Yatak odanızın fiziksel şartlarını iyileştirin: Isıyı, ışığı, sesi, kokuyu gözden geçirin.
-Gün içinde uykudan kaçının.
-Akşam yemeklerini hafifletin. Akşam yemeğinde yağlı, baharatlı, gaz yapıcı gıdalardan kaçının.
-Yatmadan önce sakinleşin: Duş yapın, kitap okuyun, müzik dinleyin.
-Yatak odanızda televizyon izlemeyin.
-Yatak odanızda çalışmayın, bir şey yemeyin.
-Düzenli olarak egzersiz yapın.
-Yatmadan 2 saat önce yemeyi ve egzersizi bırakın. Uyku öncesinde fazla sıvı almayın.

AKLINIZDA OLSUN

Bu hataları yapmayın

Akşam aldığı ginseng veya ginkgo biloba gibi bitkisel destekler veya kafeinli ağrı kesiciler sebebiyle uyku sorunu yaşayan ve bu ilaçları kesince mışıl mışıl uyuyan hastalarım oldu.
Gecede üç-beş kez terlemelerle uyanan, isoflavon içeren desteklerden almaya başladıktan sonra daha rahat uyumaya başlayan menopoz çağı kadınlarının sayısı da bir hayli fazla.
Çay ve kahvesini azaltarak uykusunu düzene sokan, yatmadan önce yaptığı kısa yürüyüşler ve ılık duşlarla, televizyon seyretmeyi bırakıp kitap okumalarla bu sorunu çözen insanlar da var.
Bazı hastalarım papatya çayı, valeryan çayı, melatonin kapsülleri ile önemli mesafeler aldı. Gece korku filmi seyretmeyi bırakan, gündüz şekerlemelerini sınırlayıp gece uykusunu düzeltenlerin sayısı da azımsanacak gibi değil. Kilo vererek, horlama problemini çözerek daha konforlu uyku uyumaya başlayan yüzlerce insan var.
Eğer bu basit önlemler sorunu çözmeye yetmiyorsa bir “uyku uzmanı” ya da “uyku merkezleri” ile görüşün.

Yazarın Tüm Yazıları