Paylaş
Uzmanların çoğu eğer “şehirlerarası ulaşımı minimuma indirmek, mesai saatlerindeki kaydırmayı tüm ülkeye yaymak, kapalı ortamlarda belirli sayıdan fazla insanın bir arada bulunmasını sınırlamak ve hatta kısa süreli kapanmalar uygulamasına geçmek” gibi önlemler bir an önce devreye sokulmazsa son günlerde rakamlarda izlediğimiz korkutucu ve ciddi yükselişin “ani bir tsunamiye” dönüşebileceğini söylüyorlar. Üzülerek belirteyim, “iflah olmaz iyimser” olarak bilinsem de ben de muhtemel bir tsunaminin patlamak üzere olduğu düşüncesindeyim. NEDENİ ŞU: Son bir ayda ağır hasta sayısında yüzde 50’lileri, ölüm oranlarında yüzde 55’leri bulan bir artış var. Ve bu artış muhtemel bir tsunaminin işareti gibi görünüyor. Kısacası, içinde bulunduğumuz şu günler çok önemli ve dikkat kesilmemiz gereken zor günlerdir. Konsantrasyonumuzu yitirmemeli, tedbirleri asla gevşetmemeli, süreci bir çeşit toplumsal işbirliği içinde yönetebilmeliyiz.
KÖTÜ HABER
COVID-19 AKIL SAĞLIĞINI DA BOZABİLİYOR
THE Lancet Psychiatry dergisinde yayımlanan yeni ve önemli bir çalışma, COVID-19 geçiren kişilerin yaklaşık beşte birinde kaygı, depresyon ve uyku bozukluğuna rastlanabileceğini gösteriyor. Söz konusu araştırma, Oxford Üniversitesi’nde (İngiltere) Prof. Dr. Paul Harrison’ın öncülüğünde yapılmış. Dr. Harrison’a göre elde ettikleri sonuçlar çok önemli. Bu sonuçlara bakılırsa COVID-19’a yakalanıp iyileşen kişilerin akıl sağlığı bakımından uyanık olmalarında fayda var.
İYİ HABER
MODERNA DA SIRAYA GİRDİ
BioNTech’in geliştirdiği aşıyı hemen takiben ikinci bir iyi haber de ABD’li firma Moderna’dan geldi. Moderna yetkilileri, yaptıkları açıklamada ürettikleri aşıyla elde ettikleri sonuçların mükemmele yakın olduğunu belirtiyor. ABD’nin aşı konusunda bir numaralı otoritesi kabul edilen ve aynı zamanda Beyaz Saray’ın başdanışmanlığını da yürüten Dr. Anthony Fauci de Moderna’nın koronavirüs aşısının gücüne inanıyor ve bu aşının da onaylanmak üzere olduğunu teyit ediyor. Dr. Fauci geçenlerde yaptığını bir konuşmayı ise “SÜVARİ GELİYOR AMA SİZ SİLAHLARINIZI SAKIN İNDİRMEYİN” şeklinde bir uyarı ile tamamladı. Yani Dr. Fauci de “maske, mesafe, hijyen” demeye devam ediyor.
BİR SORU
KUMAŞ MASKELER DAHA MI ETKİLİ
AMERİKA’da faaliyetlerini sürdüren Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC), güncellediği yeni kılavuzunda bez maskelerin “kişisel koruma için filtreleme” sağladığı bilgisine yer verdi. CDC’nin güncellenmiş yeni kılavuzuna göre, bez yüz maskelerinin hem kullanıcıya hem de etrafındakilere fayda sağlayan iki yönlü bir koruma temin edebileceği anlaşılıyor. Zira yine CDC’ye göre, bez yüz maskeleri kullanıcılara aynı zamanda “kişisel koruma için filtreleme” avantajı da sağlayabiliyor. Ve bu bilgi bez yüz maskelerinin virüs yüklü bulaşıcı damlacıkları havadan filtreleyebilecekleri ve bu sayede kullanıcıya daha güçlü bir koruma sağlayabilecekleri anlamına geliyor. CDC güncellediği yeni kılavuzda, yeterli kaliteye sahip kumaş yüz maskelerinin çok küçük partiküllerin (1 mikrondan az) bile neredeyse yüzde 50’sini filtreleyebileceğini belirtiyor. Bilindiği gibi virüs yüklü su damlacıklarının çapı 10 mikronu geçmiyor.
BÜYÜK TEHDİT
DİYABET PATLAMASINA DİKKAT
ŞEKER hastalığının önümüzdeki 20 yılın en önemli sağlık tehditlerinden biri olacağı kesin. Rakamlara bakılırsa Türkiye, Avrupa’da en fazla diyabet hastasına sahip 3’üncü ülke. Türk Diyabet Derneği Başkanı Prof. Dr. Mustafa Cesur’un 14 Kasım Dünya Diyabet Günü’nde yaptığı açıklamaya göre, ülkemizde her 100 kişiden 14’ü maalesef şeker hastası. Bu toplamda 7.5 milyon şeker hastamızın olduğu anlamına geliyor. Dr. Cesur bu rakamın 2040 yılında 12.5 milyona çıkabileceğini belirtiyor. Kısacası, önlenebilir ve yönetilebilir bir sağlık sorunu olan erişkin tipi şeker hastalığı konusuna (Tip 2 diyabet) özel bir önem vermemiz lazım. Diyabetli bireylerin COVID-19 için risk grubu arasında yer aldığını, COVID-19’a yakalanan diyabetlilerde akciğer, kalp-damar ve beyin hasarına daha sık rastlandığını da
hatırlamamızda yarar var.
BİR RİCA
SENSÖRLER ÖDENSİN ACILAR DİNSİN
20 bin Tip-1 diyabetli çocuğumuz var. Ve bakın o güzel çocuklar bizden ne istiyor! Açıklama Diyabetli Çocuklar Vakfı Başkanı Prof. Dr. Şükrü Hatun’dan geldi. Dr. Hatun, 14 Kasım Dünya Diyabet Günü nedeniyle yaptığı açıklamada ülkemizde 20 bin civarında Tip-1 diyabet hastası çocuk bulunduğunu ve bu çocukların her gün kan şekerlerini ölçmek için defalarca parmaklarını delmek zorunda kaldıklarını açıkladı ve yetkililerden şu ricada bulundu: “Kan şekerini izlemede kullanılan sensörlere Tip-1 diyabetli çocukların eşit erişimini sağlamak zorundayız. Sensörler ödensin, diyabetli çocukların acısı dinsin.”
HANGİSİ ÖNEMLİ
UYKU KOÇU MU, BESLENME KOÇU MU
FRANSA’daki futbol gururumuz Yusuf Yazıcı geçenlerde yayımlanan bir röportajda “Sadece egzersiz ve diyet koçundan değil, uyku koçundan da faydalanıyorum” deyince, uyku ile egzersiz/sportif başarı arasındaki ilişki yeniden gündemimize girdi. İyi de oldu. Bana göre de yeterli ve kaliteli bir uyku “sporcuların spor becerilerini iyileştirdiği, fiziksel bitkinliklerini önlediği, aerobik randımanlarını yükselttiği, kandaki oksijen seviyelerini arttırıp karbondioksit rakamlarını dengelediği ve laktik asit oluşumunu frenlediği için” çok önemli bir başarı ayrıntısıdır. Ayrıca net ve açık olarak biliniyor ki “iyi bir gece uykusu sakatlanma riskini de minimuma indiriyor”. Kısacası, Yusuf Yazıcı kardeşimiz çok önemli bir ayrıntıyı yeniden gündeme getirdi: İyi bir gece uykusu sportif başarının da vazgeçilmezlerindendir.
Paylaş