Tosunami dalgası bize de ulaştı

Kilo probleminin sadece estetik bir sorun olmayıp, sağlığı da etkilediğini nihayet fark ettik. “Obezite depremi” yaklaşık 30 yıl önce, 80’li yılların başlarında Amerika’da patladı. Yarattığı “TOSUNAMİ” dalgaları önce Avrupa’ya sonra da bize ulaştı. Peki, ne yapabiliriz? Kilo sorununa kalıcı ve etkili çözümler, örnek beslenme planları ve mönülerini bu yazı dizimizde okuyabilirsiniz.

Haberin Devamı

OBEZİTE sorunu dünya ölçeğinde büyüyor ve hâlâ kontrol altına alınmış değil. Ortada Japonya’da yaşanan 9 şiddetindeki depremin benzeri bir “deprem hali” ve onun yarattığı TSUNAMİ’ye benzer bir durum var. Hastanelerde obezite bölümleri açılıyor, obezite ile mücadele dernekleri kuruluyor.
Devlet de soruna ciddi bir şekilde el koyma hazırlığında. Sayın Başbakanımız bir genelgeyle problemin takipçisi olacağını ilan etti.
Tosunların sayısı artıyor
Sağlık bakanımız obezitenin halkımızı tehdit eden temel sağlık sorunlarının ilk sırasına yerleştiğini açıkladı. TBMM’de konu ile ilgili komisyonlar kuruldu. Gıda sanayi konuyu yok saymayı bir kenara bıraktı, ürettiği gıdaların şeker, tuz, yağ içeriklerini kontrol etme gayreti içine girdi.
Bütün bunlar sevindirici gelişmeler. Çünkü problem önemli: Kilo depreminin vurduğu yaşlı ve genç tosunların sayısı her gün sürekli artıyor. “Tosunami” yayıldıkça da şeker hastaları, hipertansiyonlular, kalp damar hastaları ve kanser vakaları artıyor. Eklem hasarından yakınanlar çoğalıyor. Neticede bir taraftan yaşam kalitemiz düşerken diğer yandan sağlık harcamalarımız artıyor. Bu hastalıklar özellikle çocuk ve gençler için çok önemli tehditler...

ÖNEMLİ

Haberin Devamı

Her yaşın problemi

MESLEKİ yaşamlarında olağanüstü başarılarına imza atan cin gibi akıllı insanların bile sorun kilo olduğunda akıl tutulması yaşadığını, sorununu çözmede aciz kaldığını biliyorum. Nedeni “gerçek suçlu”yu bulup ondan kurtulamamaları. Çözümü sadece diyetlerde, kilo kamplarında, haplarda aramaları.
Beden eğitimi boş geçiyor
Okul çağı çocuklarda kilo problemi nedeniyle ruhsal ve bedensel gelişimleri tehdit altında. Ama okul kantinleri hâlâ “kilo canavarı” gibi çalışıyor. Beden eğitimi dersleri boş geçiyor. Özellikle gelir düzeyi düşük insanlarımızda bile kilo problemi önemli bir problem olma yolunda, tükettikleri kalorinin neredeyse dörtte üçü karbonhidratlardan (ekmek, şeker) geliyor. Menopoz çağına gelen birçok kadın, 50’sini geçen çok sayıda erkek kilo probleminden yakınıyor.

Ne yapmalı?

Haberin Devamı

HERKESİN kilo hikâyesi, kilo tuzağına yakalanma nedeni farklı. İşte bu nedenle kilo sorununun çözümü için atılacak her adımda “hikâyeyi doğru anlamak” en önemli nokta. Herkes için ortak bir çözüm yok. Israr eder, “paket çözümler”e odaklanırsanız sınıfta kalırsınız. Çözüme karar veren tıbbi organizasyon mutlaka ama mutlaka kilonun hikâyesini iyi anlamalı. Nedenleri net olarak belirlemeden sorunu sadece diyet önerileri ya da “diyet+egzersiz=kilo kaybı” formülleriyle çözmeye kalkmamalı.

ÖNERİYORUZ

Neden çözüm üretemiyoruz?

YAKLAŞIK 20 yıldır fazla kilolu ve obezlere yardımcı olmaya çalışıyorum. Gözlemim şu: Problemin çözümü için ürettiğimiz yöntemler hâlâ yetersiz. Özellikle beslenme ve aktivite konusunda ciddi problemlerimiz var. Diyetlerin çoğu kilo verdirse de verilen kilolar yeniden alınıyor.
 Ne doktorlar, beslenme ve egzersiz uzmanları ne de psikologlar problemin çözümünde takım çalışmasının temel belirleyici olduğuna inanmıyor. Doktorlar diyetisyen, diyetisyenler doktor, egzersiz uzmanları hem doktor hem psikolog rolüne soyununca çözüm iyice imkânsız hale geliyor. Buna bir de ulusal bir beslenme programının yokluğu eklenince iş daha bir güçleşiyor.
Dalga Bitlis’e dayandı
Besin endüstrisinin ürettiği besinlerin un, şeker, yağ oranları, toplam kalorileri çok yüksek. Meşrubat, kolalı içecek tüketimi sürekli artıyor. Fastfood dalgası Bitlis’e Muş’a dayandı! Kısacası biz çözüm üretmekte zorlanıyoruz, sorun büyümeye devam ediyor. Çözüm üretemiyoruz, çünkü kilo probleminde “failler” yani “muhtemel suçlular” bir değil birçok! Hangi suçlu ya da suçluların, hangi hastada nasıl bir işbirliği ile çalıştıklarını anlamak ve çözüm üretip bu süreci koordine ve kontrol etmek zannedildiğinden çok daha zor.

Yazarın Tüm Yazıları