Tiroid tembelliği

Kilo sorunu olanların aklına gelen ilk çözüm, “tiroid fonksiyonlarına baktırmak”, T4, T3, TSH değerlerini ölçtürmek olur.Burada mantık şu şekilde işler: “Madem tiroid bezi metabolizmamızın merkezidir, herhangi bir nedenle yeteri kadar çalışmayı bırakırsa -yani tembelleşirse- metabolizmam yavaşlar, kilo almam kolaylaşır.”

Bu yaklaşım yanlış değildir aslında. Tiroid bezimiz yeteri kadar çalışmadığında metabolizmamız yavaşlar, birkaç kilo almamız kaçınılmaz hale gelir.Ama tiroid bezi tembelliği nedeniyle kilo alma olasılığımız zannettiğimiz kadar yüksek değil.

Kilo problemi olanların çok ama çok az bir kısmında -ki oran asla yüzde 3-5’i geçmiyor- sebep “tiroid tembelliği”.

Araştırmalara bakılırsa, yapılması gereken ilk test TSH değil, “aç karna insülin seviyesi ölçümü” olmalı. Bunu mümkünse tokluk insülin seviyelerinin belirlenmesi izlemeli.

Kanda insülin seviyelerinin tayini eskiden zor ve pahalıydı. Şimdi kolay ve ucuz bir test oldu.  İnsülin seviyeleri sabah aç karna ölçülüyor ve ölçümlerde “açlık insülin değerleri 5 üniteden yüksekse” kilo probleminin insülin fazlalığı -hiperinsülinemi- ile ilişkili olabileceğini düşünmek gerekiyor.

Ölçülen rakam 8’den yüksekse durum “ihtimal” olmaktan çıkıyor, sürecin arkasından insülin direncinden reaktif hipoglisemiye, hatta “gizli veya açık diyabete” kadar uzanabilen önemli bir metabolik bozukluğun olabileceğini de hatırlamanız gerekiyor.

Açlık insülin değerleriniz ve yemeklerden sonraki “insülin cevabınızı” yani “tokluk dönemi birinci ve ikinci saat insülin seviyelerimizi” bilmenizin başka yararları da var.

NELER OLUYOR, NELER?

Aç karna ve tokluk insülin seviyeniz, göbeğinizin neden büyüdüğünü, karaciğerinizin niçin yağlandığını açıklamakla da kalmıyor, ürik asidinizin ve/veya trigliseridinizin neden artıp iyi kolesterolünüzün niçin azaldığını da izah edebiliyor.

İnsülin seviyesi yüksekliği zaten bu nedenle metabolik incelemeleri araştırırken çok önemli bir parametre oldu. Sadece kilo sorununu araştırırken değil, yetişkin diyabetini, kan yağ dengesizliğini, gut atağını, hipoglisemi nöbetini, hatta hipertansiyonu değerlendirirken de başvurulması gereken önemli bir test haline geldi.

Açlık ve tokluk insülin değerlerine açlık ve tokluk kan şekeri ile birlikte bakmak ve değerlendirmekte fayda var. Açlık şekeri ve açlık insülini bilindiğinde “insülin direnci” olarak tanımlanan sorunun boyutlarını matematiksel olarak da ölçmek -HOMA IR- değerlerini belirlemek de mümkün olabiliyor.

BENİM ÖNERİM

Vermek istediğiniz kilo miktarı 2-3 kilodan fazlaysa bir uzman gözetiminde ciddi bir laboratuvar araştırması yaptırmadan, kilo sorununuzun nedenini öğrenmeden yola çıkmayın. “Kilo vermek” kararının da, kilo verme sürecinin de ciddi bir iş olduğunu lütfen aklınızdan çıkarmayın.

Bu yanlışları yapmayın

Kilo sorununuzu çözerken;

Mezoterapi, oksiterapi, karbonsiterapi, hipoksi, ozon terapi gibi sonuna tıbbi bir sözcük olan “terapi/tedavi” eklenmiş faydası kanıtlanmamış yöntemlerle sorununuza çözüm aramaya kalkmayınız.

Zayıflama haplarından, çay, toz ve iksirlerinden fayda beklemeyiniz.

Kabızlık haplarıyla, idrar söktüren tabletlere probleminize çözüm aramaktan vazgeçiniz.

Aktarlarda satılan zayıflatıcı otlara, çöplere de itibar etmeyiniz.

Hiçbir bitkinin, bitkisel ürünün tek başına zayıflamanıza yardımcı olabileceğini düşünmeyiniz.