Eğer bir gün kilo sorununuzu çözmeye karar verirseniz yanıtlamanız gereken birinci soru şu olmalı: İşe tartılmakla mı, tahlille mi başlamalı?
Eğer yalnızca tartıda gördüğünüz fazla yağlardan hemen kurtulmak istiyorsanız sadece tartılarak da başlayabilirsiniz. Yok, eğer kalıcı bir çözüm arıyorsanız, kan değerlerinizin ne olduğunu, yani "biyokimyasal analiz raporunuz"da ne yazdığını da bilmeniz gerekiyor. Çünkü tartı cihazları yalan söylese bile kanınız yalan söylemez.
YAZIYA iyi bir haberle başlayalım, kötü haberi daha sonraya bırakalım. İyi haber: Her diyet kilo verdirir! Bunun nedeni diyetlerin ortak noktasının alınan kalorileri kısıtlamasıdır. Kaloriler azalınca, az veya çok, hızlı veya yavaş ama mutlaka kilo verirsiniz. Kötü habere gelince, kilo sorunu sadece kilo vermekle çözülmüyor! Kilo verme süreci ve sonrasında sizi bazı sürprizler, tehlikeler bekleyebiliyor. Mesela kilo vereceğim derken kilo almanıza yol açan önemli bir hastalığı gözden uzak tutabiliyorsunuz. Kilo verirken başka bir sağlık sorununuzu tetikleyebiliyorsunuz. Yanlış hazırlanmış ya da sizin vücut şartnamenize uymayan, genetiğinizle, kimyanızla uyuşmayan bir diyetle kaş yapayım derken göz çıkarabiliyorsunuz. Mesela yağlarınız yerine kaslarınızı eritebiliyor, kansızlık, saç dökülmesi gibi problemlerle karşı karşıya kalabiliyorsunuz. Beden şartnamenize uymayan bir diyet hipogliseminizi derinleştirebiliyor. Kan şekeri dengenizi altüst edebiliyor, tansiyonunuz oynayabiliyor.
Git-gel kilolar
İstatistikler en geç bir yıl içinde verilen kiloların neredeyse yüzde 70 oranında geri döndüğünü, iki-üç yıl sonra yüzde 90’ında bütün gayretlerin boşa gittiğini, kaybedilen kiloların fazlasıyla geri alınabildiğini söylüyor. İşte bu nedenle, bir kilo yönetimi merkezinin başarısı kilo kaybettirmekteki yeteneğinden çok, verilen kiloları geri almayı önlemedeki yetenekleriyle ölçülüyor.
Canınızı daha fazla sıkmak istemiyorum. Anlatmak istediğim şey şu: Eğer kilo almanızın nedenini bilmeden kilo verme yolculuğuna çıkarsanız, başarısız olma olasılığınız artar. Kilo almanız bazen beslenme hatalarınızdan (iş yemekleri, seyahatler, sosyal toplantılar, strese bağlı yeme sorunları, depresyon, işten-eşten ayrılmalar, ekonomik krizler vs.); aktivite yanlışlarınızdan (egzersizi ihmal etme, eklem ve kemik sorunlarına bağlı geçici olarak erteleme); psikolojik problemlerinizden (duygusal sorunlar, stres yönetimi bozukluğu veya depresyon vb.); ilaçlarınızdan (kortizon tedavisi, bazı antidepresanlar, antipsikotikler, antihistaminikler); uyku sorunlarınızdan (uyku kaybı, yeme bozukluklarını ve kilo almayı kolaylaştırıyor); çok daha önemlisi bazı sağlık problemleriniz (metabolizma ve hormon sorunları) veya hastalıklarınızdan kaynaklanabiliyor.
Kan analizleri ne diyor
Özellikle sağlık problemlerine bağlı kilo sorunlarını çözerken kan tahlillerine ihtiyaç var. Kan analizleri yalnızca kilo almaya yol açabilen bazı metabolik ve hormonal bir problemin olup olmadığını (insülin direnci, reaktif hipoglisemi, hipotiroidi, böbreküstü bezi hastalığı vs.) göstermiyor. Aynı zamanda kilo fazlalığının yarattığı beden kimyası bozukluklarını (kan şekeri artması, ürik asit, trigliserid fazlalaşması, iyi kolesterol azalması) anlamamızı da sağlıyor. Örneğin "insülin direnci" olan biriyseniz, bu duruma yol açan metabolik süreçler kontrol altına almadan kilo vermeniz güçleşiyor. Ayrıca altta yatan problem kontrol altına alınamadığında, verilen birkaç kilo bir süre sonra fazlasıyla geri alınıyor. Fazla kilolu veya obez bir kişide reaktif hipoglisemi olup olmadığı bilinmeden hazırlanan beslenme planları ağır hipoglisemi ataklarına yol açabiliyor. Bu durumda diyetler baş ağrısı, sinirlilik, yorgunluk, uykusuzluk, bitkinlik gibi şikáyetlere yol açtığından kısa bir süre sonra bırakılıyor. Yiyeceklerin glisemik yükü dikkate alınmadan sürdürülen beslenme alışkanlıkları, problemin içten içe varlığını sürdürmesine, hatta alevlenmesine bile sebep olabiliyor. Kısacası kilo sorununu sadece tartılarla izlemek yeterli olmuyor, kan analizleri de önem kazanıyor.
Hangi testler?
Açlık ve tokluk kan şekeri
Açlık ve tokluk insülini
HOMA (İnsülin Direnci)
Hs-TSH
Trigliserid
Ürik asit
HDL-Kolesterol
Kreatinin (bazen)
Kortizol ve ALTH (bazen)
SGOT/SGPT/GGT (bazen)
Sorunu kökünden çözmek
Eğer bir gün fazla kilolarınızdan kurtulmaya karar verirseniz bu problemin çözümünün sadece "diyet yapmak"la ilgili bir şey olmadığını unutmayın ve bu yazıyı hatırlayın! Egzersiz salonlarında sabahtan akşama pilates yaparak, ağırlık kaldırarak, tıknefes olana kadar koşarak, power plate vb cihazlarda titreyip sarsılarak, yağ aldırarak, mezoterapi gibi onaylanmamış yöntemlerden, gebe kadın idrarından üretilmiş hormon iğnelerinden, diyet tabletleri, yosun özleri, lahana kapsüllerinden medet umarak yağlarınıza veda edeceğinizi filan da sanmayın. Altta yatan bedensel ve metabolik bozukluklarınızı, düzensiz yemenize, az hareket etmenize sebep olabilen ruhsal sorunlarınızı ortadan kaldırmadan ve beden kimyanıza, genetik kurgunuza en uygun beslenme planının hangisi olduğunu anlamadan yola çıkmayın.