Paylaş
Ve sadece bu nedenle bile pek çok insan yaşadığı -çoğu zaman farkında olmadığı- stres sorunu nedeniyle şişmanlayabiliyor. Ben onlar için STRES OBEZİ tanımını kullanmayı tercih ediyorum. Bu tür sinsi kilo alımlarının arkasında ise strese verdiğimiz hormonal yanıtların yattığından hiç şüphe duymuyorum. İsterseniz gelin bugün şu “stres-obezite ilişkisi”ne bir göz atalım. Stres nasıl kilo aldırıyor anlamaya çalışalım.
DİKKAT
ÇİFTE BELA: BEDEN DE RUH DA OBEZ
Bilelim ki her şeyden önce kronik stres nedeniyle artan KORTİZOL üretimi “keyif veren yiyecek ve içeceklerin tüketimini” arttırıyor. Neticede de strese bağlı kortizol seviyenizdeki kronik yükselmeler sizi bir süre sonra “STRES OBEZİ” yapabiliyor. Üstelik bu obezite sadece bedensel bir ağırlık artışından da ibaret değil. Ona eklenen ruhsal ağırlık artışı da -strese bağlı ruhsal yük- sorunu daha da içinden çıkılmaz bir hale getirebiliyor. Peki, nasıl?
CUMARTESİ SORUSU
STRES NASIL KİLO ALDIRIR
Stresin yol açtığı uykusuzluk problemi, stres-kilo ilişkisinin ilk tetikçilerinden biridir. Uyku kaybının ya da uyku kalitesindeki bozulmanın stres hormonu KORTİZOL seviyesini arttırıp kilo tetikçisi İNSÜLİNE tavan yaptırarak (insülin direncini tetikleyerek), aynı zamanda da kilo almayı önleyen LEPTİN hormonunun seviyesini azaltarak bir taraftan gıda tüketimini arttırırken diğer taraftan beynin kendisini aç hissetmesine yol açtığını biliyoruz. Diğer taraftan uykusuzluğun açlık hormonu GHRELİN üretimini arttırarak da kilo kontrolünü bozduğundan hiç şüphemiz yok. Hatırlayalım, ghrelin iştahımızı arttıran, yemekten zevk alma duygumuzu gıdıklayan(!) neticede de daha çok unlu, şekerli gıdalar yememize yol açan bir kilo tetikçisi canavardır.
ÖZET BİLGİ
BELALI İKİLİ: İNSÜLİN VE KORTİZOL
Şu bilgileri bir kenara dikkatle not edelim: Stresimiz arttıkça daha kolay ve fazla kilo almamızın nedeni öncelikle stres hormonu kortizol üretimimizin artması, bir kortizol havuzunun içine düşmemizdir. Zira kortizolumuz arttıkça insülin seviyelerimiz de tavan yapmakta, insülin direnci tuzağına düşmemiz kolaylaşmaktadır. Ayrıca şu bilgi de net ve açıktır, kanıtlanmış ve onaylanmıştır: Stresin fazlası ve süreklisi kortizol üretimini arttırır. Kortizol üretimindeki artış insülin üretimini de tetikler. İnsülinin fazlası kilo almanızı kolaylaştırırken aşırı kortizol birikimi ise aldığınız o kiloların bedeninizin neresine depolanacağına karar verir.
BİR SORU
BADEM Mİ YUMURTA MI
Başlığı görünce şaşırdığınızın farkındayım. Sonuna kadar da haklısınız! Böyle bir kıyaslamayı yapmak yani bademle yumurtayı aynı kefeye koymak olacak şey değil! Peki ya bu başlık? O niye? Nedeni, niyesi şu: Hayvansal ürünler arasında “kaliteli protein” yönünden yumurta nasıl mühimse, badem de çok mühim bir bitkisel protein kaynağı. Dörtte bir su bardağı kadar bademde yaklaşık 7.5 gram civarında bitkisel protein var. Yani 6-7 gram protein içeren bir orta boy yumurtadaki hayvansal proteinden “bir tık” daha fazlası. Bademin E vitamini, kalsiyum, posa, biotin zenginliğini de bir kenara not edin. Biotin bir B vitamini. Cilt, saç, tırnak sağlığı için mühim doğal destek. ¼ su bardağı badem ile günlük biotin ihtiyacınızın yüzde 75’ini karşılayabiliyorsunuz. Netice mi? Kuruyemiş tercihlerinizde bademi ihmal etmeyin. Özellikle osteoporozlu bir hanım (çünkü bol kalsiyum da içerir) ve kas meraklısı bir genç iseniz... Okul çağındaki çocuklar da tabii anında birer badem sever yapılmalı...
KISA BİLGİ
TIRNAKLAR NASIL GÜÇLENDİRİLİR
Tırnaklar da sağlığınızın aynasıdır. Onlar da tıpkı saçlarınız gibi derinizin dolayısıyla bedeninizin ayrılmaz bir parçasıdır. Tırnaklarınız çıt çıt kırılıyor, kolayca soyuluyor, sık sık çatlıyorsa şu bilgiler sizin de işinize yarayabilir...
- Biotin takviyesi yap.
- Demir eksikse yerine koy.
- Çinko eksik mi araştır.
- Proteinden zengin beslen.
- Kalsiyum zengini besinlere yüklen.
- E ve C vitamini desteğini düşün.
İYİ HABER
PANCAR TURŞUSU ENERJİ DEPOSUDUR
Yorgunluktan şikâyet edenlere bir mutfak önerimiz var: Pancar turşusu yapın ve tüketin. Nedeni şu... Nitrik oksit (NO) biyolojik hazinelerimizden biri. Damarlarımızın iç yüzeyini döşeyen hücreler (endotel hücreleri) tarafından üretiliyor. Damar duvarını oluşturan kasların gevşemesini, damarlardan daha bol ve hızlı kan geçişini sağlıyor.
Endotel hücreleri yeterince NO üretemediğinde duvarları kasılıyor, sertleşiyor, yeterince kan geçişine izin vermiyor. NO üretimini artırmak bu nedenle çok önemli bir sağlık ayrıntısı. Nitrat içeriği zengin besinler NO üretiminin en doğal anahtarları. Nitrat zengini besinleri (pancar, ravent, reyhan, roka, pazı, kişniş) bol tükettiğinizde NO üretiminiz otomatik olarak artıyor.
Bu nedenle “damar dostu” bir menü hazırlamak isteyenlere “bol roka, reyhan, ravent” içeren, “pancar turşusu” eklenmiş bir tabak yeşil-kırmızı salata yemelerini, hemen her gün “yarım su bardağı” kadar pancar suyu içmelerini öneriyorum.
Eğer “Ben daha çok NO üretmek istiyorum” diyorsanız menünüze ekstra “pancar turşusu” eklemenizi tavsiye edebilirim.
Paylaş