Kilonuzu etkileyen pek çok faktör var. Neden belirli bir kiloda bulunduğunuzun yanıtı biraz genlerinizde, neyi ne kadar yiyip içtiğinizde, biraz da yaşam tarzınız ve kültürünüzde gizlidir.
Eğer neden kilo aldığınızı bilirseniz, nasıl kilo vereceğinizi de çözersiniz. Bu çözüm için can sıkıcı ve tavizsiz zayıflama programlarından çok lezzetli ve keyifli beslenme planlarına, yani bir aktivite ve yaşam tarzına ihtiyaç vardır.
Sağlıklı bir kiloda olmak, ideal kiloya yakın değerlerde dolaşmak iyi bir şeydir ama, dikkat etmezseniz bu arada aşırı zayıf, hatta sıska biri de olabilirsiniz. Kilonuzu izlerken dikkat etmeniz gereken belli kriterler var: Boyunuza kıyasla kilonuzun ne olduğu, bel çevrenizin kaç cm ölçüldüğü ve 20’li yaşlardan sonra örneğin askere giderken ve döndükten sonra, 20. yaşını kutladıktan sonra kaç kilo aldığınız bu kriterlerin en önemlileridir. Eğer obezite salgınından veya anoreksiya gibi çılgınlıklardan etkilenmek istemiyorsanız akıllı bir kilo yöneticisi olmalısınız. Demet Şener’in bunu başarıyla yaptığını düşünüyorum. Tebrikler...
GÜÇLÜ KASLARIN ROLÜ
Demet Şener formunu korumak için sıkı bir aktivite programı uyguluyor. Programını, yürüyüş, hafif ağırlıklar ve pilatesle çeşitlendiriyor. Çünkü çok iyi biliyor ki "Güçlü ve fit kasları varsa daha kolay yağ yakacak"tır. Fiziksel aktivite sadece yağların depolanması veya biriktirilmiş yağların yakılması için gerekli değildir. Fiziksel aktivite aynı zamanda kas dokusunu artırmakta ve mevcut kas dokusunu muhafaza etmektedir. Atılan her adım, uygulanan her direnç kas hücrelerini büyüme ve gelişmeleri için uyarmakta, kasların daha gergin, sıkı ve formda olmasını sağlamaktadır. Ne kadar çok kasınız varsa o kadar çok kalori yakarsınız.
Sağlıklı ve dinç kaslar siz uyurken de, oturup televizyon seyrederken de kalori yakmaya devam eder. Eğer hareketsiz yaşam sürmekte ısrar ederseniz, kaslarınızı yavaş yavaş kaybedersiniz ve ne kadar az kasınız olursa o kadar az kalori harcayan bir makine haline gelirsiniz. İşin kötüsü kaybedilen kasın yerini yağların almasıdır. Dr. Walter Willett’e göre orta yaşlı birinin aldığı 5 kilo 2,5 kilo kas kaybı ve 7,5 kilo yağ depolaması anlamına gelebilir. Demet Şener’in aktivite notunu işte bu nedenle yüksek tutuyorum: 8
SÜNE ZARARLISI NEDİR?
Demet Şener’in stresle mücadeleye gereken önemi verdiği anlaşılıyor. Süne zararlısı ile tanışıp tanışmadığınızı bilmiyorum! O tahıl tarımıyla uğraşanların iyi bildiği bir parazittir. Buğdayın, arpanın içine çaktırmadan girer, bitkiyi fark ettirmeden için için yer! Dışardan baktığınızda buğday, arpa yine o eski buğday, arpaymış gibi görünür, ama içi çoktan tükenmiş, bitmiştir. Süne zararlısı onu fark ettirmeden, çaktırmadan tüketmiştir. Stresin tam bir "süne zararlısı" gibi hareket ettiğini, bedeni ve ruhu fark ettirmeden ama içten içe tükettiğini, hayat kalitesini azaltıp yok ettiğini iyi biliyor gibi görünüyor. Bu nedenle stres yönetiminin iyi olduğunu düşünüyorum. Demet Hanım’ın stresi yönetme notunu da yüksek veriyorum: 8
DOMATESİ UNUTMAYIN!
Domatesi hafif ısıtırsanız ve birkaç damla zeytinyağıyla donatırsanız vücudunuzun likopenden yararlanma şansını daha da arttırırsınız. Likopen neye mi yarıyor? Likopen mucizevi bir doğal antioksidandır. Kadınları meme ve rahim kanserinden, erkekleri prostat tümöründen ve herkesi kalınbağırsak kanserinden korumada işe yaradığı bilinmektedir. Kalp-damar hastalıklarına karşı güçlü bir antioksidan koruma oluşturduğu ve ciltte birikerek cildin güneşe karşı güçlenmesine yardım ettiği bilinmektedir. Likopen kullanan domates ve domates ürünlerini bolca tüketen kadınlarda cilt daha sağlıklı, sıkı ve parlak kalmaktadır. Demet Şener’in diğer beslenme alışkanlıklarının da sağlıklı ve lezzetli seçimlerle dolu olduğunu söyleyebilirim. Demet Hanım’ın yeme-içme ve beslenme alışkanlıkları bakımından da iyi bir puanı var: 8
Demet Şener’in iyi bir aile mirası olduğunu söylemek zor. Kalp-damar hastalıklarının sık görüldüğü bir aileden geldiği anlaşılıyor. Gerçi "uzun yaşayan insanların yoğun olduğu" bir genetik yapılanmadan geldiği anlaşılıyor ama, yine de yukarıda belirttiğim iyi alışkanlıklarını ısrarla sürdürmesinde yarar var. Demet Hanım’ın genetik miras notu biraz düşük: 7
İYİ UYKU, GÜÇLÜ BELLEK
Demet Şener’in uykuyla ilişkili bir sorununun olmadığı, yeterli süre ve kalitede bir uyku uyuduğu anlaşılıyor. Sırası gelmişken belirtelim: Öğrendiğiniz şeyleri belleğinize daha sağlam yerleştirmek için, yani uzun süreli belleğinizin bir parçası yapmak için sinir hücrelerinizdeki ilk öğrenme izlerinin güçlenmesi gerekiyor. Bu güçlenme sürecine bellek bilimcileri pekiştirme diyor. Pekiştirme süreci bilginin niteliği, karmaşıklığı ve büyüklüğüne ve kişinin bazı mevcut yetilerine göre değişiyor. Bu süreçte sinir hücreleri arasındaki kimyasal bağlantılar büyüyüp gelişiyor, binlerce, milyarlarca sinir hücresi arasında müthiş bir kimyasal mesaj trafiği oluşuyor. Sonuç öğrenilen şeyin sımsıkı kavranması ve güvenli bir şekilde depolanmasıdır.
UYKU BÜYÜTÜR, ÖĞRETİR!
Araştırmalar iyi bir gece uykusunun belleğin bu çok önemli fonksiyonunu yani bilgiyi pekiştirme sürecini olumlu yönde etkilediğini gösteriyor. Edinilmiş bir bilgiyi pekiştirmenin en önemli garantilerinden birinin uyku olduğu belirtiliyor. Bilgiden sonra iyi uyuyanlar, öğrendiklerini daha iyi hatırlıyor. Bunun muhtemel nedeni uykunun sinir hücreleri arasında oluşan bağları güçlendirmesidir. Eğer ileride bellek sorunlarıyla mücadele etmek istemiyorsanız uykunuza özen gösterin. İyi bir uykunun bellek sorunlarıyla mücadele önemli bir faktör olduğunu unutmayın. Demet Şener’e uyku notunu da yüksek veriyorum: 8 Demet Hanım’a sağlıklı, huzurlu ve keyif dolu bir hayat diliyorum.
UNUTMAYIN
3-4 FİNCAN YEŞİL ÇAY YETİYOR
Bir günde üç fincan yeşil çay tüketerek ihtiyaç duyduğunuz günlük antioksidan flavonoid miktarının neredeyse tamamını karşılayabilirsiniz. Eğer buna 1000 mg C vitamini de eklerseniz, antioksidan kapasiteniz daha da artacaktır. Kullandığı domates kapsülleri nedeniyle de güçlü bir antioksidan olan likopenden faydalanılması akıllıca bir yaklaşımdır. Ama likopeni kapsüllerden ziyade salça, ketçap, domates çorbası ya da domatesin kendisinden kazanılmasının daha etkili olduğunu düşünüyorum. Bir günlük likopen ihtiyacınız 3-5 mg kadardır. Bir orta boy domatesin 2-3 mg likopen ile yüklü olduğunu bilirseniz, günde bir domates tüketmenin sorunu çözeceğini bilirsiniz.
HATIRLATMA
Sağlıklı ve kaliteli bir hayatın ipuçlarını anlattığımız YAŞASIN HAYAT PROGRAMI’nı pazar günü Kanal D’de saat 13.00’te izleyebilirsiniz. Bu hafta Mahşerin Dört Atlısı olan kilo, yaşlanma, kolesterol ve hipertansiyon konusunu tartışacağız. Program konuğu Halil Ergün.
NASIL YAŞIYORSUNUZ?
DEMET ŞENER (29) Manken
Bugüne dek herhangi bir ciddi hastalık geçirmedim. Sadece cilt sorunum ve bir de besin alerjim var. Ailemde ise bugüne kadar çeşitli kalp hastalıklarının yanı sıra kalp krizi geçirenler de çıktı. Yine de aile bireylerinin çoğunluğu 80’inden sonra sağlıklı bir yaşam sürdü.
Kiloma çok dikkat ediyorum. Öğünlerim gayet düzenli. Ara öğün tüketiyorum. Ama gün içinde de sık sık atıştıran birisiyim. Bir de hızlı yemek yiyorum. Besin çeşitlerine gelince; hamur işlerinden, tatlılardan uzak duruyorum. Salam ve sucuk gibi şarküteri ürünlerini hiç ağzıma koymuyorum. En sevdiğim yiyecekler zeytinyağlı fasulye, kıymalı karnabahar ve ızgara lüfer veya somon. Süt, yoğurt, peynir, meyve ve sebze gibi besinleri dengeli biçimde yiyorum. Yemeklere sonradan tuz ekmiyorum. Mutlaka zeytinyağı kullanıyorum.
Günde üç fincan yeşil çay içiyorum. Sigara ve alkol kullanmıyorum. Her gün 1000 mg’lık C vitamini alıyorum. Ayrıca üç ay domates çekirdeği (günde bir adet), üç ay magnezyum ve üç ay da üzüm çekirdeği kürü yapıyorum.
Formumu korumak için sıkı bir faaliyet programı uyguluyorum. Haftada bir gün açık havada, haftada üç gün de koşu bandında yürüyorum. Haftada iki gün de pilates yapıyorum. Zaten normal bir günüm de son derece hareketli geçiyor. Stresle iyi mücadele ediyorum. Çünkü her zaman huzurlu, duygularını dışa vurabilen, pozitif düşüncede bir kişiyim.