Paylaş
Ne zaman “Cilt yaşlanması nasıl önlenir?” diye sorulsa akla hemen Sophia Loren’in gelmesi de bu nedenle şaşırtıcı olmuyor. Peki Sophia Loren’in güzellik sırrı ne? Soruya vereceğim cevap sizi şaşırtmasın: O sır mutfakta ve hemen her zaman elinizin altında duran geleneksel bir lezzette; “salça”da gizli. Bugün size hem sağlıklı bir yaşamı destekleyecek hem de cildinizdeki yaşlılık işaretlerini geciktirecek bir salça formülü hazırladık. Bu arada biraz da “Salçada ne var?” sorusuna yanıt aradık. Buyurun...
Sonu ‘oz’ ya da ‘in’le mi bitiyor, aman dikkat!
Gıda etiketlerini okumak bir marifet. Çünkü önce bilgi, sonra da sağlam bir büyüteç gerektiriyor.
Bilgi etikette yazanları anlamak, büyüteç yazıları okuyabilmek için lazım.
Diyelim ki başardınız ve okudunuz. Etiketteki “içindekiler” bölümünde sonu “OZ” ile bitenlere özellikle dikkat edin.
Çünkü bunların hemen hepsi bir şekilde şeker kökenli maddelerdir: Sukroz, sakkaroz, galaktoz, laktoz, glikoz, fruktoz.
Bunların kimi tekli, kimi çiftli farklı şeker yapılarıdır. Glikozla fruktoz en basit şekerlerdir.
Diğerleri de parçalanarak bu şekerlere ayrışıyor.
Eğer bedeninize daha az şeker girsin istiyorsanız ozların her türlüsünden uzak durmanızı öneriyorum.
“İN”lere gelince... Orada da sorunlu maddeler var.
Mesela mı?
Kafein. Ama hemen belirteyim, inlerin hepsinin sorunlu olduğunu düşünmeyin ve iyi huylu inlerin de olabileceğini bir kenara not edin: Çaydaki “tein”.
Ejderha tavuğu çorbası işe yarayabilir mi?
Sağlık sorunlarına doğal çözümler arayalım derken bazen işin ucunu da, dozunu da biraz kaçırdığımız, konuyu fazlaca köpürtüp abarttığımız kesin.
Birkaç gün evvel keyifli bir akşam yemeğinde sohbet ettiğimiz sevgili dost Nil Karaibrahimgil’in gösterdiği karikatür beni çok güldürdü.
Yiğit Özgür imzalı o karikatürde sağlıklı yaşam tutkunu biri “Vallahi ben bıktım, yediğim domates doğal mı, biber organik mi, marul biyonik mi, turşu sempatik mi, buna dikkat etmekten yoruldum” diyordu.
Ejderha tavuğunda da bence böyle bir durum söz konusu.
Hikâye şu: Ejderha tavuğunun sadece ayağından yapılan bin dolarlık çorba cinsel güç sorunu yaşayanlara şifa gibi geliyormuş. Okur soruyor: Hocam doğru mu?
Yanıt net ve açık:
O çorbanın içinde varlığı kesin olan tek şey bol miktardaki jel yapısı, kolajen ve glukozaminoglikan zenginliği.
Başka işe yarar mı bilmiyorum ama paça çorbanın her türlüsünün eklemlerinize bayram yaptıracağı kesindir.
Salçadaki sır ne?
Salça yalnızca mükemmel bir lezzet uzmanı değil, aynı zamanda müthiş bir antioksidan sağlık bombası. İçinde tıka basa “kırmızı mucize likopen” var.
Biliyorsunuz domatese kırmızı rengini veren de likopen maddesi ve o bilinen en güçlü antioksidanlardan biri.
Bağışıklığı güçlendirir. Kansere karşı savunma gücü verir. Damar sistemini korur. Kemikleri takviye eder.
Ayrıca mükemmel bir “dermokozmetik” cilt kremi gibi çalışıp cildi genç ve diri tutar.
Bitmedi!
Bir mor ötesi ışık avcısı (UVB) gibi çalışıp, bu ışınları adeta emip içine hapsederek güneş ışınlarının cilde verdiği hasarları da engeller.
Özel ustalıklarla cilde gerginlik ve kıvam da kazandırır.
Unutmayın! Güneş gördükçe sadece bir şey hariç her şey ezişir, büzüşür, kırışır. Güneş gördükçe güzelleşen tek canlı bence domatestir!
Domatesler güneş gördükçe gerginleşip parlar. Onu güneşe dirençli kılan likopen cildinizde de aynı mucizelere imza atar.
Peki, salçada sadece likopen mi var? Hayır!
Daha pek çok sağlığa faydalı karetenoid grubundan maddeler vitamin ve mineraller de var.
Kısacası 70’leri çoktan geçen Sophia Loren’in güzellik sırrı salça ve zeytinyağı küründe yatıyor.
Peki daha çok sağlık, daha güzel, parlak, aydınlık, pürüzsüz bir cilt için ne kadar salça?
O formül üstteki kutuda...
İşte o mucize salça formülü
2-3 tatlı kaşığı kadar ev yapımı salçanın üzerine 1 çay kaşığı sızma zeytinyağı ekleyin ve her gün 1 defa afiyetle yiyin. Üzerine az miktarda karabiber (çay kaşığının ucu kadar) ekleyebilirsiniz.
Sülforafan antikanser bir umut olabilir mi?
Sülforafan lahana, karnabahar, turp benzeri besinlerde bol bulunan bir doğal anti kanser madde. Farklı merkezlerde güvenilir çalışmalarla antikanser özelliği net ve açık olarak kanıtlandı.
Sülforafan kanserle savaşını üç yolla yürütüyor. Bir taraftan hasar görmüş hücrelerin kanserleşmemesi için kimyasal süreçleri yavaşlatarak onarım sistemlerinin (DNA onarım sistemleri) işini yapmasına fırsat sağlarken, diğer taraftan da kanserle savaşan enzimlerin üretimini teşvik ediyor. Üçüncü olarak da kanser hücrelerini doğrudan ölmeye teşvik ediyor.
Kısacası farklı açılardan etkili “kanser savar” bir doğal mucize kimyasal sülforafan.
Bu nedenle özellikle bu aylarda bol bulunan sülforafan zengini besinlerden daha sık istifade etmenizde fayda var.
Tavsiyem şu: Lahanayı da, brokoliyi de mümkünse çiğ yiyin.
Pişirerek yediğiniz zaman da eğer suda haşlıyorsanız bir bölümü suya geçeceği için o suyu ziyan etmeyin. Peki en doğrusu? Buharda ya da mikrodalgada pişirip öylece tüketin.
Paylaş