Paylaş
Bu güzel ve olumlu şeyleri kim istemez? Sorunsuz, sıradan, kavgasız-gürültüsüz, düz ve yalın bir hayat sürmeyi kim arzu etmez?
Ama bütün bu “iyi ve güzel şeyler”i her zaman bir arada bulmak öyle pek kolay olmuyor.
Özellikle “çevre” şartları uygun değilse, “çevresel koşullar” sık sık sizi ve hayatınızı aniden değiştiren, derinden etkileyen doğal felaketlere sebep oluyorsa işiniz zorlaşıyor.
Pakistan’a 90’lı yıllarda, dönemin cumhurbaşkanı Sayın Süleyman Demirel ile iki kez gittim. O güzel, sakin, uyumlu, hoşgörülü, beklentileri minimum, ruhsal yönleri zengin, cepleri fakir, dost bakışlı insanları “yakından” olmasa da azıcık tanıdım. Hayata olan tutkuları, “aza kanaatkâr” yanları, sevimli-sıcak-dost bakışları aklımdan hiç çıkmadı.
Şimdi, hayat kaliteleri zaten neredeyse “yok” denecek düzeyde olan bu güzel ve dost insanlar “var olma” ve “ayakta kalma” savaşı veriyorlar. Evleri, yolları, bahçe ve tarlaları yerle bir oldu. Yakınlarını kaybettiler. Aç, susuz ve evsizler. Yardıma, ilgiye ve desteğe ihtiyaçları var. Hem de hemen!
Hürriyet’in ve sevgili Dr. Gündüz Tezmen’in ateşlediği “Pakistan’a Yardım” kampanyası işte bu nedenle çok ama çok önemli.
Gelin mübarek Ramazan Bayramı’na yaklaştığımız şu günlerde yapılabilecek en güzel iyiliklerden birini yapın, Pakistan halkına siz de “el, yürek, duygu” ve “destek” verin.
Unutmayın!
İyi hayatı bulmanın, hayatımızı güçlü ve güzel kılmanın yolu, öncelikle başkalarına iyi hayat yolunda gönül ve maddi destek sağlamaktan, yardım ışığı yakmaktan geçer.
Desteğinizi lütfen esirgemeyin.
Her kalori aynı değildir
Yıllarca “Kalori kaloridir, nereden ve nasıl kazanıldığının önemi yoktur. Her besin, kalorisi oranına eş değer miktarda kilo kazandırır” inancı, beslenme alışkanlıkları üzerinde hâkimiyetini sürdürdü. Ancak bu görüş, son yıllarda bir hayli değişti.
Söz gelimi, aynı besin grubunda yer alan ve her ikisi de karbonhidrat yapısında bulunan muz ve elmanın kilo kazandırıcı güçleri farklıdır. Yaklaşık 100 kalorilik muz tüketildiği zaman 100 kalorilik elmadan daha fazla kilo kazanımı olabilir. Çünkü muz, elmaya oranla kan şekerini daha hızlı yükseltir ve daha ciddi insülin dalgalanmalarına yol açar.
Benzer durum yağ, karbonhidrat ve protein grubu besinler ayrı değerlendirildiğinde de önem kazanır. Bunun nedeni, alınan gıdaların vücutta yakılması sırasında harcanan kalorinin farklı olmasıdır. Yiyeceklerle alınan yağın sindirimi sırasında kalori içeriğinin yalnızca yüzde 3’ü tüketilirken, karbonhidratların yağa dönüşme sürecinde yüzde 25’i enerji olarak harcanır.
Bu oran proteinler yağa dönüşürken daha da artar. Bu nedenle proteinler karbonhidratlardan, karbonhidratlar da yağlardan daha az yağ kazanımı sağlar.
Bununla birlikte, yiyeceklerde bulunan az miktardaki yağın tokluk hissi sağladığını da akılda tutmakta fayda vardır.
Fetüs cerrahisi: Anne karnındayken ameliyat
Bebekteki bazı anormalliklerin tedavisi, henüz anne karnındayken cerrahi yolla yapılabilir.
Cerrahi teknik, iki şekilde uygulanabilir:
? Açık cerrahi: Anne karnında yapılan bir kesikten rahme, rahmin de kesilmesiyle fetüse ulaşılır. Fetüs ameliyat edilip tekrar rahim içine konulur ve rahim dikilir.
? Fetoskopik cerrahi: Açık cerrahiden daha sık kullanılır. Cerrahlar ince fiberoptik teleskoplarla rahme küçük deliklerden giren enstrümanlar kullanarak operasyon yaparlar. Rahim kesilmez ve fetüs dışarı çıkarılmaz. Bu prosedür daha az travmatiktir ve erken doğum riski de daha az gelişir.
Ultrasonda fetüste diyafram fıtığı tespit edilmişse, fetal cerrahi yapılabilir ve doğumda bebeğin yaşaması sağlanır. Daha sonra da kalıcı, düzeltici cerrahi uygulanır.
Fetüsteki bazı tümörler çok büyük olabilir. Bunlarda ise ultrason eşliğinde tümörün damarları yakılabilir ve büyümesi önlenebilir, doğumdan sonra da tümör ikinci bir ameliyatla çıkarılabilir.
Bir başka örnek ise “spina bifida” dediğimiz, omurilik açıklığı durumudur ki, bazı tiplerinde gebelikte fetüs cerrahisi ile omurilik fonksiyonları kısmen korunabilmekte ve doğum sonrası tedaviyi çok kolay hale getirebilmektedir.
Açık cerrahinin en önemli riskleri kanama, enfeksiyon, erken doğum eylemi, anestezi komplikasyonlarıdır.
Fetal cerrahinin bebeğe zararlı olabileceği düşünülse de, operasyonun mecbur kalındığı için yapıldığı göz önüne alınırsa, fetüse faydasının zararından fazla olacağı aşikârdır.
Yulaf ezmesi kolesterolü azaltır
Çoğumuz, yulaf kepeğiyle hazırlanmış ezmenin güçlü bir kolesterol azaltıcı olduğunu bilmeyiz. Oysa araştırmalar günde 3 gram kadar yulaf ezmesi yemenin kolesterolde dikkat çekici bir azalmaya yol açabileceğini gösteriyor.
Eğer yulaf ezmesinin bu güçlü etkisinden faydalanmak istiyorsanız, beslenme düzeneğinizde ona da yer açın.
Kahvaltılarınızda yulaf kepeğini ya da ezmesini yarım yağlı veya yağsız sütle yemeyi deneyebilirsiniz. Yoğurtla karıştırarak da yemeniz mümkündür. Arada bir yulaf unu ve kepeğiyle hazırlanmış çorba veya lapa tüketmekte fayda var.
Özellikle diyet yapıyorsanız, mutfağınızdan yulafı eksik etmeyin. Yulaf yalnızca kolay kilo vermenizi, kolesterolü düşürmenizi sağlamakla kalmaz, kan şekerinizi dengeler, sindirim sisteminizi dinlendirir. Yulafın uykusuzluğa iyi geldiğini de hatırlatalım.
Ancak yulaf tüketiminizi artırırken, gaz ve hazımsızlığa engel olmak için miktarı yavaş yavaş artırmayı da ihmal etmeyin.
Domates neden mükemmel Domates, pek çok nedenden dolayı mükemmel bir besindir. Birincisi, çok önemli bir antioksidan deposudur.
Kanserden ve damar sertliğinden korunmada etkili olduğu kanıtlanmış olan “Likopen” isimli en güçlü antioksidanın en önemli kaynağı domatestir.
Günlük Likopen ihtiyacı 6-20 mg kadardır. Yarım su bardağı domates püresinin veya bir su bardağı domates suyunun, 4 yemek kaşığı domates salçasının, 8 yemek kaşığı ketçabın bu ihtiyacı karşılaması mümkündür.
Orta boy taze bir domateste 3-5 mg kadar Likopen bulunur.
Likopen’in erkekleri prostat, kadınları meme kanserinden ve herkesi kalınbağırsak kanserinden korumaya yardımcı olduğu bilinmektedir.
Likopen özellikle, işlenmiş domates ürünlerinde daha fazla oranda bulunur. Isıtılmış ve çırpılmış, ezilmiş domates ürünlerinde Likopen oranı yüksektir.
Likopen’den daha fazla faydalanmak istiyorsanız, domates ve domates ürünlerini hafifçe ısıtarak ve üzerine çok az zeytinyağı damlatarak tüketin.bir besin?
Elma sizi doktordan uzak tutar
“Günde bir elma giren eve doktor girmez” diye boşuna dememişler!
Elmanın sizi özellikle de kalp uzmanı doktorlardan uzak tutacağından emin olabilirsiniz.
Elmada bulunan pektin adlı madde kolesterolü azaltmaya yardımcı oluyor. Ayrıca pektinin kanserden korunmaya da destek olduğu düşünülüyor.
Düşük kalorili bir meyve olduğu için kilo fazlası olanlara, beslenme ve kilo yönetimi programlarına girenlere sıkça öneriliyor. Vitamin ve mineral yoğunluğu da cabası!
Stres beli kalınlaştırıyor
Artık kimse aşırı stresin kilo artışına yol açtığından kuşku duymuyor. Stres arttıkça, kilo da artıyor! Bu sorunun üç temel nedeni var:
Birinci nedenin artan strese bağlı olarak böbrek üstü bezlerinden daha fazla miktarda kortizol salgılanması olduğu kabul ediliyor.
Kortizol, vücutta yağlanmayı artıran, özellikle de bel ve karın çevresinde birikime yol açan bir hormondur.
İkinci neden olarak kanda insülin dalgalanmalarının olması ve insülin düzeyinin yükselmesi gösteriliyor. Bu durum kan şekerinin ani düşüşlerine (hipoglisemi atakları), açlık krizlerine yol açabiliyor.
Üçüncü neden ise strese bağlı yeme bozukluklarının ortaya çıkması. Çoğu insan, bir stres kaynağıyla karşılaştığında rahatlamak amacıyla nişastası, şekeri bol, kalorisi yüksek gıdalara yöneliyor. Uzun lafın kısası: Stres belden aşağı değil, tam da belden vuruyor!
Paylaş