Sık sık uyukluyor musunuz

Sağlığın ve kaliteli yaşamın olmazsa olmazlarından biri de gece uykularıdır. Eğer gece uykunuz yeterli ve güzel değilse, mışıl mışıl uyuyup zımba gibi uyanmamışsanız, ne hayatınızın tadı tuzu, enerjisi yeterince iyidir, ne de sağlık süreçleriniz doğru düzgün çalışabilir. Ama şu iki nokta da önemlidir: Uykunun da bir doğal zamanı, belirli bir süresi var.

Haberin Devamı

Kronobiyolojik olarak insan bedeni gün batımını izleyen birkaç saat sonrasında uyuyup gün doğumunda uyanmak ve gün boyunca da uyanık kalmak üzere planlanmış.
Öğle sonraları bazılarının yaptığı kısa “şekerlemeler/siestalar” dışında gündüz uykuları faydasız.
Ayrıca bu tür uyuklamalar pek iyi bir sağlık durumunun işareti de değil. Özellikle sık yaşanan “uzun şekerleme uykuları” muhtemel bir şeker hastalığının ilk işaretlerinden olabilir.
Şeker hastalığının erken dönemlerinde oluşan ve daha ziyade ağır yemekler ya da tatlı ziyafetlerinden sonra kendini gösteren “hipoglisemi” atakları (kan şekeri düşmeleri) uyuklamaların başlıca nedeni.
Gece yeterince uyuyamayanların veya gece uykusunun kalitesi bozuk olanların da (özellikle uyku apnesi problemi yaşayanların) gündüz uyuklamalarına eğilimleri daha fazla ve sık oluyor.
Uyuklama eğiliminin tansiyon düşüklüğü, tiroid tembelliği gibi problemlerle de alakalı olabileceğini bir kenara not edin ve gündüz uyuklamalarının beyin yaşlanması (Alzheimer hastalığı ve demans) veya depresyon gibi ruhsal sorunlarla da alakalı olabileceğini unutmayın.

Haberin Devamı

Kan grubunuz kalp riskinizi etkileyebilir

Kalp krizi birden ortaya çıkan ve anında müdahale edilmezse tatsız sonuçları olabilen bir sağlık problemi.
Maalesef çoğu insan bu krizleri atlatamıyor. Bu nedenle kriz riskini önceden belirleyip ciddi bir risk planlaması yapmak, güçlü ve etkili koruyucu önlemler almak son derece mühim bir nokta.
Yeni bir araştırmanın sonuçlarına göre kan grubu ile kalp krizi geçirme riski arasında da bir bağlantının olabileceği anlaşılıyor.
İngiltere kökenli bu araştırmanın sonuçlarına bakılırsa AB kan grubunda olanların riski biraz daha fazla. 0 grubundakiler ise en az riski taşıyor. Peki, ne yapmalıyız? AB kan grubundaysak nasıl bir strateji izlemeliyiz?
Çözüm şu: Kan grubumuzu değiştiremeyeceğimize göre işe diğer risk faktörlerini düşürerek başlamalıyız.
Sigara içiyorsak bırakmalı, kalp dostu bir beslenme planı yapmalı ve düzenli egzersiz çalışmalarını ihmal etmemeliyiz.

Haberin Devamı

Kolajenin dostları

◊ Turunçgillerde bol bulunan C vitamini
◊ Yumurta akı, buğday rüşeymi, süt ürünleri ve lahanada bulunan prolin
◊ Tavuk derisi ve jelâtinde bulunan glisin
◊ Susam ve yer fıstığında bol bulunan bakır
◊ Et, kemik ve sakatatta bol bulunan “glukozaminoglukan”lar yani “GAG”lar...
Not: Özellikle eti kemiği ile birlikte (tavuk, hindi, kırmızı et) suda (tencerede) kısık ateşte uzun süre kaynatarak pişirmek ve etin (ya da kelle paça) suyunu da besin olarak içmek çok etkili bir doğal kolajen desteğidir.

Kolajenin düşmanları

◊ Şeker ve rafine karbonhidratlar, özellikle tatlılar ve beyaz undan üretilen gıdalar
◊ Sigara
◊ Çok fazla güneş ışığı
◊ Alkol
◊ Bazı cilt hastalıkları

Haberin Devamı

Kolajen işe yarıyor mu?

Kolajen içeren haplar ve şuruplar son yılların en popüler gıda destekleri arasında. Kimi eklemlerini güçlendirmek, yıpranan eklem kıkırdaklarını yenilemek, kimi de cilt yaşlanmasını bir nebze olsun geciktirip kırışıklıklarını hafifletebilmek için kolajen içeren ürünlerden faydalanıyor.
Peki, bu ürünler gerçekten de işe yarıyor mu? Etkili olduklarını gösteren güçlü bilimsel bulgulara sahip miyiz? İşte konunun bu kısmı biraz karmaşık. Karmaşık zira piyasada satılan kolajen desteklerinin içinde işe yarayanlar da var, yaramayanlar da.
Aile hekimliği uzmanı Dr. Murat Keklikoğlu bu konuda da bize yardımcı oldu ve kısa bir not hazırladı. O bilgileri yandaki kutuda bulabilirsiniz.

Haberin Devamı

Para mı, saç mı daha önemli?

Saç kaybı özellikle de “kellik problemi”ne ulaştığında erkekleri de en az kadınlar kadar üzüyor. Zaten bu nedenle de kellik tedavisi son yılların en çok kazandıran ve en hızlı büyüyen sağlık alanlarından biri.
Caddeler, alışveriş merkezleri başına saç ektirmiş fileli erkeklerden (!) geçilmiyor. Bu alanda bizim doktorlarımızın ve hastanelerimizin de ciddi bilgi birikimi ve tecrübeleri var.
Sağlık turizminin en önemli alanlarından birini “saç ekimi” oluşturuyor. Belki şaşıracaksınız ama rakamlara bakılırsa kellik için harcanan paraların toplam miktarının dünya ölçeğinde 4-5 milyar doları buluyor.
Enteresan bir sonuç da şu: Bir araştırmada, “Keşke param değil de saçlarım olsaydı” diyen erkeklerin oranı yüzde 60’tan fazla bulunmuş.
Anlaşılan erkeklerin en az yarısı parasız kalmayı kel olmaya tercih ediyor.

Haberin Devamı

Hangi kolajen?

Dr. Murat Keklikoğlu’nun hazırladığı notlara göre iki tip kolajen desteği var: Kolajen hidrozilatı ve jelâtin. Bunlar vücut tarafından emilimi daha kolay olan proteinler. Kolajen destekleri olarak da en çok bu ikili kullanılıyor.
En çok tavsiye edileni kolajen hidrozilatı içeren ürünler.
Kolajenin kaynağı, yani nereden elde edildiği de önemli. En çok tercih edileni balık kolajeni gibi görünüyor.
Özellikle eklem sorunlarıyla mücadelede Tip2 kolajen daha çok öne çıkıyor.
Etkinliklerine gelince... Düzenli kullanıldıklarında kolajen destekleri eklemlerdeki bozulmayı biraz azaltabiliyor. Ağrıları bir ölçüde hafifletiyor. Kas kütlesini artırmada da faydalı olabileceğini gösteren bulgular var.
Kolajenin cilt sorunlarında kullanımına gelince. Düzenli kolajen desteği cildi daha sıkı, daha esnek bir yapılanmaya yönlendiriyor.
Yıpranma süreçlerini yavaşlatıp onarma yeteneğini güçlendiriyor.
Önemli bir bilgi daha: Kolajen destekleri ciltteki çizgi ve kırışıklıkları azaltmak için cilt bakım kremlerine de eklenebiliyor.
Ne var ki kolajen molekülünün çok büyük oluşu nedeniyle ciltten emilimi konusunda hâlâ ciddi kuşkularımız var.

 

Yazarın Tüm Yazıları