Paylaş
Ölüm nedenleri arasında da ilk sırayı bu hastalık ile ilgili sorunlar (kalp krizleri, kalp durmaları, ani ölümler, ritim bozuklukları, kalp yetmezlikleri gibi) alıyor. Yani şimdilik “bir numaralı katil” olarak kalp damar hastalığı görünüyor. Dünya genelinde kadınların yüzde 32’si erkeklerin yüzde 27’si kalp damar hastalıkları sonucu kaybediliyor. (Burada enteresan bir nokta dikkatinizi çekmiş olmalı: Çoğumuz bu hastalığın daha çok bir “erkek hastalığı” olduğunu zannederiz. Kalp hastalığını kadınlara pek yakıştıramayız. Oysa istatistiksel veriler tamamen tersini söylüyor. Kalp hastalıklarından ölen kadınların sayısı erkeklerden fazla. Kadınların kalp hastalıkları konusundaki vurdumduymazlıklarından en kısa sürede vazgeçmeleri gerekiyor.)
ıyi haber şu: Kalp damar hastalıkları özellikle kolesterol sorunu, kilo problemi ve şeker hastalığı konusunda yapılan uyarılar, yürütülen yoğun toplum sağlığı çalışmaları ve koruyucu önlemler sayesinde artık eski yükselme hızını kaybediyor. Yükselme trendi en azından azıcık yavaşladı gibi görünüyor.
KANSER TEHDİDİ BÜYÜYOR
Kötü habere gelince... Dünya sağlık örgütünün elindeki istatistiksel veriler dikkate alındığında kanserli hastaların sayısında son yıllarda müthiş bir artış var. Bu artışın en çok görüldüğü ülkeler “geri kalmış” ya da “gelişmekte olan” ülkeler. Bizim ülkemiz de bu ülkelerden biri. Sağlık Bakanlığı Kanserle Savaş Dairesi’nin açıkladığına göre önümüzdeki 10 yılda bizde de ciddi bir kanser patlaması olacak.
NEDEN BÖYLE OLDU?
Dünya Sağlık Örgütü diyor ki: “Böyle giderse birkaç yıl içinde kanser bir numaralı ölüm nedeni bayrağını kalp damar hastalıklarının elinden alacak, birinci sıraya o yerleşecek. 2008 yılında yaklaşık yedi buçuk milyon insan hayatını kanser yüzünden kaybetmiş. Bu rakam 2030 yılında 13 milyonu geçecek”.
Bu kötü gidişin birçok sebebi var. Bunların başında yiyip içtiklerimizin, soluduğumuz havanın ve temas ettiğimiz eşyaların yani hayatımıza giren her şeyin kanserojenlerle tıka basa dolu olması geliyor. Maşallah; elbirliği ile önce doğayı sonra da bedenlerimizi tam bir “kanser çöplüğü” haline getirdik, cezasını yavaş yavaş çekmeye faturasını ufak ufak ödemeye başladık. Listeye tabiî ki sigara içmenin yaygınlaşmasını da eklemek lazım. Gelişmiş ülkelerde çok katı kısıtlamalara alınan sigara kullanımı gelişmekte olan ülkelerde inanılmaz bir hızla yaygınlaşıyor.
Sağlık Bakanlığımızın bu yönde attığı her adımın sonuna kadar arkasında durmak sigara konusunda zorlayıcı düzeye varan önlemlerden asla taviz vermemek gerekiyor.
Beslenme şartlarımızın değişmesi, doğal besinlerin yerini fast food gıdaların, şekeri, unu, bol besinlerin, zararlı yağların alması da mutlaka önemli olmalı. Yiyeceklerdeki kanserojen maddeler konusunda denetimler çok yetersiz düzeyde.
Önemli bir nokta da şu: Stres de önemli bir kanser nedeni. Birçok merkez çok ciddi araştırmalarla stresin özellikle bağışıklık sistemi üzerinden bazı tepkilerimizi değiştirerek kansere yakalanmamızı kolaylaştırdığını gösterdi. Yani stresin de kanserojenlerden pek bir farkı yok!
Önümüzdeki dönemde “kanser” konusunu kalp damar hastalıklarından daha sık konuşacağız. Özellikle yiyip içtiklerimizin içine gizlenen kanserojenler hakkında sizi sık sık uyaracağız.
Transvajinal ultrason
Jinekoloji muayenesi her kadının sıkılarak gittiği bir muayenedir. ıster ilk muayene olsun, ister birkaç doğum bile yapmış olsun, jinekolojik masaya oturan her kadından duyduğumuz şey, bu muayenenin ne kadar rahatsızlık veren bir durum olduğudur. Her kadında az ya da çok sıkıntı veren bu muayene şeklindeki rahatsızlığı minimuma indirmek için en ergonomik muayene masalarını kullanmaya özen göstermekteyiz. Ayrıca muayenede kullandığımız ekipmanı da hastaya göre seçeriz.
Yurdumuzdaki modern kliniklerde, hemen her jinekologun elinde bulunup teşhisini tamamlamaya yönelik en yardımcı cihaz, transvajinal ultrasonografi cihazıdır. Bu cihazla idrar torbasının dolu olmasına gerek yoktur, ayrıca teşhiste neredeyse parmağımızın ucundaki göz kadar yardımcı olur. Kayganlaştırıcı jel kullanarak uyguladığımız çubuk şeklindeki bu cihazın ucundaki görüntüler ekrana yansıtılarak gördüklerimizi hasta ile paylaşmamıza da yardımcı olur.
Vajinal muayene yapamadığımız durumlarda veya ilk aylarını geçirmiş gebelerde karından ultrasonografi kullanmaktayız. Sanıldığının aksine, transvajinal sonografi gebelikte kullanıldığında zararlı değildir.
yaz meyvelerinden yararlanın
Yaz meyveleri özellikle güneşin bol olduğu dönemlerde yetişenler güneşten korunmak amacıyla çok yüksek oranda antioksidan ürettikleri için olsa gerek müthiş birer antioksidan deposu gibidir. Özellikle kayısı, şeftali, nektarin ve erik düşük glisemik yükleri ve güçlü antioksidan yapıları nedeniyle mutlaka faydalanılması gereken yaz meyveleridir.
Çok yüksek oranda antioksidan içerdikleri için vişne, kiraz ve çilek de bu listeye eklenmelidir. Sadece antioksidan kapasitesi dikkate alındığında bile karpuzun dünyanın en değerli karetenoidlerinden likopeni neredeyse domates kadar ihtiva ettiğini de hatırlatalım.
Antioksidan kapasiteniz arttıkça
kanserden de kalp damar hasta-lıklarından da korunma ihtimaliniz artacaktır. Özellikle meme, prostat ve kalın bağırsak kanserleri antioksidan gücü yüksek olan kişilerde daha seyrek görülüyor. Bu nedenle kanserden korunma söz konusu olduğunda yaz meyveleri bize inanılmaz fırsatlar sunuyor.
Paylaş