Sağlık dosyası herkese lazım

Özellikle elliye merdiven dayayanlar için böyle bir dosya vazgeçilmez bir zorunluluk. Dosyanın bir kopyası doktorda, bir kopyası da sizde bulunmalı. İçinde sağlık geçmişiniz, “dününüz” kadar “bugününüz” de yer almalı. Ayrıca düne ve bugüne bakılıp genetik mirasınızla yaşam tarzınız da dikkate alınarak “yarınınız” da planlanmalı. Size özel sağlık riski analizleri yapılmalı. Nedeni net ve açık: Eğer eksi ve artılarınızı doğru değerlendirip bunlara uygun yaşam tarzı değişimlerini vaktinde hayata geçirirseniz orta yaşlarınızın daha keyifli, yaşlılığınızın daha huzurlu geçeceği kesindir. Yapılacak iş kolaydır: Sağlık taramalarını “ticari fabrikasyon çekaplar” olmaktan çıkaracak, “kişiye özel sağlık riski analizleri” haline getirecek! Neticede de size önerilen beslenme, aktivite vb. tavsiyeleri de “ilaç yutar” gibi yüzünüzü ekşiterek değil, içten gelen bir keyifle içselleştirilecek!

ERTUĞRUL ÖZKÖK’ÜN SAĞLIK KARNESİ

Ahmet Hakan’ın sağlık karnesini geçtiğimiz haftalarda yayınladım. Bugün de Ertuğrul Özkök’ün karnesini takdim ediyorum. Bu karnede Sayın Hıncal Uluç’un tavsiyelerini de dikkate aldım. İki yeni değerlendirmeye daha yer veriyorum: Dostluk bağları ve sosyal medya ve sağlık ilişkisi. Buyurun…

- BESLENME: Bazen iyi bazen kötü ama genellikle iyi beslendiğini söyleyip hakkını yememem lazım. Kahvaltısı kuvvetli, akşam yemeği hafiftir. Şarap keyfini biraz daha ayarlı tutması ve seyahatlerde azıcık daha dikkatli beslenmesi koşuluyla, hakkı 7’dir.

- UYKU: Ertuğrul Bey’in en önemli sağlık sorunu uyku problemidir. Uykusuna saygılı olduğunu söylemekse çok zordur. Sorunu “öğrenilmiş uykusuzluk”tur. Sabahlara kadar o dizi benim, şu dizi sizin kanal kanal turlayan, Netflix’ti, Narcos’tu derken uykuyu yatak odasına bile sokmayan Özkök’ün uyku notu tabii ki çok düşük: 3!

- AKTİVİTE/EGZERSİZ: O da Ahmet Hakan gibi 7500 adımın üzerine çıkmayı sevmiyor ve o da fazlasının sıkıcı olduğunu düşünüyor. Oysa beni dinlese 10 000, hatta 12 500 adımlara çıkabilse bedeni daha az yorulup ruhu daha çok dinlenecek. Özkök göbeklenme problemine kalıcı bir çözüm istiyorsa kardiyo ile yetinmeyip direnç egzersizlerine de ağırlık verecek. Bunları yapınca belki uyku sorunu bile düzelecek. Yine de iyi bir not hak ediyor. Aktivite notu: 8

- STRES YÖNETİMİ: Ertuğrul Bey tipik bir teflon. Üzerine kolay kolay stres yapıştırmıyor. Arada bir sünger formatını alsa da emdiği stresleri üzerinden hemen atabiliyor. Stresle mücadele notu bu nedenle çoook iyi. On üzerinden 8’i hak ediyor.

- SAĞLIĞINI İZLEME: Mükemmel diyebilirim. 30 yıldır yıllık sağlık kontrollerini hiç aksatmadan yaptırır. Genel sağlığına ayrı, kalbine, beynine, prostatına ayrı bir özen gösterir. Bu nedenle de burada da 9’u rahatlıkla hak ediyor.

- HUZURA ODAKLANMAK: Ertuğrul Bey’i değerlendirmede en çok zorlandığım noktalardan biri bu huzur meselesidir. Bazen anlamsız yere gergin, aceleci, telaşlı, bazen de olağanüstü huzurludur. Ama yine de özellikle son on yılda “daha çok huzur” dilediği ve “daha çok şükür duası” ettiği kesindir. Huzur notu da en azından 7’dir.

- KENDİNLE DE KONUŞABİLME: Ertuğrul Bey iyi bir “iç ses” dinleyicisidir. En azından bendeki algı bu. Onun bir “iç ses uzmanı” olmasında sosyolog olmasının da payı olmalı. Bu konuda da 7’yi rahatlıkla hak eder.

- YETİNMEYİ BİLMEK: En çok zorlandığım değerlendirmelerden biri de bu. Hürriyet’in Genel Yayın Yönetmenliği’nden sonra köşe yazarı olarak gösterdiği yüksek ve yaratıcı performansa ve dozunda bir ciddiyet ile nehrin kenarına oturup akıp giden suları ve o sularda sürüklenenleri izleyen sabırlı derviş hali dikkate alınırsa hak ettiği not da en az 7 olmalı.

- GEÇMİŞE TAKILIP KALMA: Kabul eder mi, etmez mi bilmem. Ben Ertuğrul Bey’in bu konuda Demirel’i bile aratmadığı düşüncesindeyim. Onun da bir “Mevlânâ ritüeli” içinde “dün dünde kalmıştır cancağızım, bugün yeni şeyler söylemek lazım” diyebildiğini düşünüyorum. “Anı yaşamak” da Ertuğrul Bey’in en mühim özelliklerinden biri. Yani o da “dün dündür” diyebilenlerden. Bence 8’i rahatlıkla hak ediyor.

- ACELECİ OLMA, YAVAŞLA: Ertuğrul Bey’in burada sorun yaşadığı kesin. Hep bir programı var! Ve hep bir sonraki programa yetişme telaşında. Bu nedenle de zaten çok sık bağışıklık kaybı sorunu yaşıyor. Kronobiyolojisini düzenleyemiyor. Ve yine muhtemelen biraz da bu iki nedenle uyku ve kilo meselesini bir türlü halledemiyor. Özetle bu konudaki notu maalesef bir hayli düşük: 5 yeter.

- CİNSEL YAŞAMA SAYGILI OLMA: Ertuğrul Bey’in en hassas olduğu alanlardan birinin cinsellik olduğu kesin. Yaşadığı doğal “testosteron patlamaları” nedeniyle Ahmet Hakan nasıl “Var mı tavlada karşıma çıkacak bir babayiğit” diye övünerek herkese meydan okuyorsa, o da “Sıkıysa git bir laboratuvarda testosteron seviyelerini ölçtür de getir benimkilerle bir kıyaslayalım” diye kasım kasım kasılıyor. Haksız da sayılmaz. Notu en az 8 olmalı.

- AİLE BAĞLARI: Eğer evinizde Tansu Hanım gibi bir “aile birliği başkanı”nız varsa ailenizden kopma ya da onları ihmal etme şansınız zaten olamaz. Şaka bir yana, ailesine zaman ayırma; kızıyla, torunuyla keyifli gırgırlar Özkök’ün vazgeçilmezlerinden. Başlangıçta dede olmayı biraz garipsese de nihayet o da gerçeği gecikerek de olsa kabullendi ve kolsuz yün hırkasını giydi. Burada da notu fena değil. İyidir, 8’dir.

- DOSTLUK BAĞLARI: Başlangıçta da belirttim. Bu bölümü Hıncal Abi’nin uyarısı ve önerisi üzerine ekliyoruz. Haklı bir uyarı. Teşekkür ederiz. Haklı zira dostluk bağları ve bu bağlar üzerine geliştirilen güvenli ve güçlü ilişkilerin zayıflığı yeni bin yıl insanının en mühim sorunlarından biri. Görevimiz şu: “Dost mu var ki bağ kurayım?” filan demeyecek, hem eski dostlukları yeniden tazelemenin ve mevcut dostlarımızı sahiplenmenin hem de yeni dostluklar edinmenin fırsatlarını arayacağız. Çünkü bilim de bize “yalnızlık problemi” kötü yaşlanmanın en etkili zehirlerinden biri olduğunu söylüyor. Ertuğrul Bey’in de yeteri kadar dostu olduğu düşüncesindeyim. Bence 8’i rahatlıkla hak eder.

- SOSYAL MEDYA VE SAĞLIK: Ertuğrul Özkök’ün bir detoks tutkunu olduğunu biliyorum. Fazla yağlar dahil toksinin her türlüsünden ısrarla uzak durur. Üzerine bulaşanını belirlediğinde de ondan anında kurtulur. Ne var ki “Sosyal medya toksinleriyle mücadelede” yeteri kadar dikkatli olduğunu söylemek çoook zor. Çünkü o neredeyse bir instagram fenomeni. Bitmedi. Binlerce takipçisi olan bir spotify ünlüsü. Her ikisinde de binlerce izleyeni var. Takipçi sayısı arttıkça notu düşeceği için bu konuda biraz sıkıntılı. 4’ten fazlasını hak etmez diyorum…

Not ortalaması: 7

NASIL (!) KAZANACAKLAR?

Ertuğrul Özkök’ün köşesinden yolladığı mesajı aldım. Onun ve Cem Yılmaz’ın ezeli (inşallah ebedi olmaz) sorunları “göbeklenme” eğilimlerinin çözümü için neler yapmaları gerektiğini de on maddede özetlemeye çalıştım. Bu biraz da “ellisini geçenler neden kolayca göbeklenir?” sorusunun cevabı gibi oldu. Ayrıca mademki konu Özkök’ün göbek probleminden açıldı, artık onun sağlık karnesine de bir göz atmanızda fayda var diye düşündüm.

ELLİSİNİ GEÇENLER NEDEN KOLAY GÖBEKLENİR?

- Her yıl kaybettikleri % 1-2’lik kas kaybını yerine koyamadıkları için.

- İnsülin fazlalığı veya direnci problemlerini anlayamadıkları ya da çözemedikleri için.

- “Damak çatlatan ve damar patlatan lezzet düşkünü biri” haline geldikleri için.

- “Günde 10 bin adım yerine 7500 adım atsam olmaz mı?” gibi küçük ve yanlış pazarlıkları ısrarla sürdürdükleri için.

- Alkollü içeceklerle aralarına mesafe koyamadıkları için.

- Yanlış diyet ve detokslara bel bağladıkları ve neticede metabolizmalarının canlarını okudukları için.

- Sadece yürümekle veya yüzmekle yetinip ağırlık ve direnç çalışmalarını “pas geçtikleri” için.

- Gıdaları, özellikle unlu ve tatlıları “TRANKİLİZAN” yani “TESKİN EDİCİ” gibi kullandıkları için.

- Yağlanma takıntısına girip stres hormonu “KORTİZOL”ü aşırı ürettikleri için.

- TESTOSTERON seviyelerini izlemedikleri, düşük testosteron sorununu çözemedikleri için.