Paylaş
Hepimizin “rehaveti bir yana bırakıp” hâlâ ciddi bir tehdit altında olduğumuzu bilmemiz ve önlemleri elden bırakmamız gerekiyor. Tabii ki “hatırlatma dozu aşılarımızı olmak”, bu tedbirlerin en önemlilerinden biri. Ama unutmayalım ki aşılar bizi hastalıktan yüzde 100 korumuyor. Bu nedenle bulaşmayı önleyici, virüsün yayılmasını azaltıp virüs kapmamızı engelleyici tedbirleri de daima gündemde tutmamız gerekiyor. Bu nedenle toplumumuzu yeniden ve hızla -özellikle riskli grupları- “hatırlatma dozu aşılarını yaptırmaları” konusunda uyarmalıyız ama sadece bu önlemin yeterli olmayacağını da unutmamalıyız. Alınabilecek en etkili ve öncelikli önlemlerin başında ise “şehiriçi ve şehirlerarası toplu taşıma araçlarında maske takma zorunluluğunun yeniden gündeme getirilmesi” olduğunu bir kenara not etmeliyiz.
OKUR SORUSU
HATIRLATMA DOZU AŞILAR ETKİLİ OLABİLECEK Mİ
HALEN dolaşımda olan yeni varyantların başlangıçtaki ilk varyantlardan oldukça farklı antijenik özelliklere sahip oldukları kesinleşti. Bu nedenle antijenik yapıları, salgının başlangıç dönemindeki virüslere göre geliştirilen aşıların dolaşımdaki mevcut BA.4 ve BA.5 varyantlarına karşı da yeteri kadar güçlü ve etkili olup olmayacaklarına yönelik yaygın bir toplumsal kuşku olduğu da biliniyor. Bu şüphenin bir ölçüde ve az da olsa doğru olabileceği kanaatini konuştuğum bazı uzmanlar da paylaşıyor. Peki, beklenen bir çözüm var mı? Muhtemelen var.
İYİ HABER 1
‘ÇİFT ETKİLİ AŞILAR’ MI GELİYOR
ANLAŞILAN o ki aşı üreticisi firmalar, hem COVID-19’un ilk türü ve hem de varyantlarına karşı etkili “ÇİFT ETKİLİ AŞILAR” üzerinde çalışıyor. Bu aşıların elimizdeki mevcut aşılara oranla daha etkili olacakları ve daha güçlü bir koruma sağlayacakları belirtiliyor. Bununla birlikte yeni ve mevcut varyantlara karşı elimizdekilerden daha etkili aşılar geliştirilene kadar beklememeliyiz. Özellikle ve mutlaka “65 yaş üzeri herkesin” ve “tıbbi açıdan savunmasız veya savunması zayıflamış her kişinin” takviye dozu hatırlatma aşılarını bir an önce yaptırmalarında fayda var.
İYİ HABER 2
AVRUPA BİRLİĞİ: DAHA ETKİLİ AŞILAR YOLDA
AVRUPA Birliği’ne bağlı görev yapan ‘Avrupa Sağlık Acil Durum Hazırlık ve Müdahale İdaresi’ Direktörü Pierre Delsaux, aşı üreticisi firmaların üzerinde çalıştıkları yeni varyantlara uyarlanmış yeni COVID-19 aşılarının yakın bir süreçte kullanıma girebileceğini ve bu aşıların mevcut aşılardan daha iyi koruma sağlayacağının tahmin edildiğini açıkladı. Pierre Delsaux’a göre, bu aşılar her halükârda eskilerden daha etkili olacak. Umalım ki Delsaux haklı çıksın ve bu çift etkili yeni aşılar bir an önce kullanıma girsin.
PERŞEMBE NOTLARI 1
HAYAT BİZDEN RENK BEKLİYOR
ARAŞTIRMALARA bakılırsa “hayatı renklendirmek” zannettiğimizden çok daha önemli, çok daha ehem ve mühim bir iyi yaşam ayrıntısı. Dozunda ama “renkli, neşesi gülmesi, dansı eğlencesi, dolaşıp gezmesi bol ve daha keyifli bir hayat” ruhumuzu da bedenimizi de genç ve dinç tutuyor. Ve yine araştırmalara bakılırsa sofralar ve tabaklarımız renklendikçe de aynı sonuçlar alınıyor. Özellikle “kanserden korunma, kalp damar sağlığı, güçlü ve etkili bir beyin bellek organizasyonu” söz konusu olduğunda renklerin her türlüsü ama özellikle de “MOR VE SİYAH RENKLİ BESİNLER” bir tık daha öne çıkıyor. Lütfen her fırsatta hayatınıza ve sofralarınıza daha çok renk katın.
KESİP SAKLAYIN
5 RENKLİ ÖRNEK
BİR: Beyaz değil, kırmızı soğan.
İKİ: Beyaz değil, siyah/mor turp.
ÜÇ: Beyaz değil, mor/siyah lahana.
DÖRT: Yeşil değil, mor/siyah incir.
BEŞ: Yeşil değil, siyah mercimek.
PERŞEMBE NOTLARI 2
SÜLEYMAN DEMİREL’DEN BİR KAHVALTI ANEKDOTU
PERŞEMBE notlarını rahmetli Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel’den not aldığım bir kahvaltı anekdotu ile noktalayalım. 90’lı yıllarda bir sabah kahvaltısında bakın rahmetli neler söylemiş, ben neler yazmışım: “Herkesin bir yaşam treni var. Hepimizin bir ya da daha çok iyi hayat hedeflerinin olduğu da kesin. Peki, bu trenlerde yolculuk yaparken ya da hedeflerimize koşarken ne kadar fayda üretebileceğiz? ‘Lafla pirinç pişmez’ der bir Çin atasözü. Doğrudur, iyiliklerin de faydaların da güzelliklerin de sana sen otururken gelmesini bekleme, sen onlara git. Sahip olduklarının seni hapsetmelerine izin verme, yoluna devam et. Ve her zaman ‘vazgeçebilen’, her koşulda daha iyisini ve daha faydalısını ‘üretebilmeyi hedefleyen’ biri olmaya gayret et. Unutma! Ya etken ya edilgen, ya üretken ya tüketen, ya iz bırakan ya iz süren biri olacaksın. Karar senin, seçimi sen yapacaksın.”
Paylaş