Paylaş
◊ DEPRESYON: Gizli, gözden kaçmış, sessiz ve derinden giden bir depresyon, başlangıçta sadece kendisini sabah baş ağrılarıyla ifade edebiliyor.
◊ UYKU APNESİ: Uyku apnelerinin de en mühim belirtilerinden biri gözünüzü açar açmaz beyninize saplanan baş ağrıları olabiliyor. Bu ağrıların yorgunluk ve isteksizlikle birlikte olması çok tipik. Zaten bu nedenle de çoğu zaman “depresyon mu, uyku apnesi mi?” karar verilemiyor.
◊ HİPERTANSİYON: Gece hipertansiyonlarının da ilk işareti sabah kalkınca ensede ve alın çevresinde çember şeklinde hissedilen baş ağrılarıdır.
◊ HİPOGLİSEMİ: Gece boyunca şeker ihtiyacını yeterince karşılayamayan beynin size gönderdiği ilk mesaj başınızı ağrıtmak olabiliyor. Bir başka deyişle beyniniz size “şu hipoglisemi meselesini artık bir çöz” mesajı veriyor.
◊ ALKOL: Akşamdan kalmalığın daha doğrusu alkolün sağlığa zarar vermeye başladığının ilk ve mühim işaretlerinden biri, ertesi sabah güne baş ağrılarıyla başlamaktır. Ve bu ciddi bir alkol intoleransı belirtisidir.
◊ UYKUSUZLUK: Hangi nedenle olursa olsun uykusuzluk mühim bir baş ağrıtıcısı olabiliyor. Gece boyunca dinlenemeyen, eksiğini gediğini tamamlayıp kendini yenileyemeyen beyin sorunlarını baş ağrısıyla ifade etmeye çalışıyor.
◊ ELEKTROMANYETİK
YOĞUNLUK: Eğer yattığınız odada elektromanyetik yoğunluk fazlaysa yani etrafınız tabletler, bilgisayarlar, cep telefonları, standby’da kalmış televizyonlar, radyolar vs ile doluysa “Neden her sabaha baş ağrısıyla uyanıyorum?” gibi sorular sormaya hakkınız
bile yok.
◊ MAGNEZYUM EKSİKLİĞİ: Magnezyum noksanlığının da ilk işaretlerinden biri baş ağrısı olabiliyor, bir kenara not edin.
◊ DEMİR EKSİKLİĞİ: Sadece magnezyumun değil, demirin eksikliği de sık görülen bir baş ağrısı nedeni. Buna özellikle genç kızlar ve doğurganlık çağındaki hanımlarda rastlıyoruz.
◊ YOĞUN STRES: Stresin her türlüsü yaşınız, cinsiyetiniz ne olursa olsun başınızı ağrıtabiliyor. Bazılarında bu ağrılar size güneşin doğuşuyla beraber günaydın (!) diyebiliyor.
Tansiyonu yükselten ilaç var mı?
Evet, bazı ilaçlar tansiyon fırlamalarına neden olabilir. Özellikle hipertansiyon hastalarının bu ilaçlara karşı dikkatli olmasını öneriyorum.
Soğuk algınlığı tedavisinde kullanılan ilaçların bazıları, kortizon içeren ilaçlar, bazı ağrı kesiciler, depresyon ilaçlarının bir kısmı, burun açıcı spreyler, aktif maddesi sibutramin olan iştah kesici zayıflama hapları gibi bazı ilaçların hipertansiyona yol açabildiği biliniyor.
Şifa niyetine içtiğiniz bitkiler de bazen hipertansiyon nedeni olabiliyor. Örneğin efedra içeren “şifalı bitkiler” ve zayıflama ilaçlarının içine yasa dışı olarak yerleştirilen bazı maddeler tansiyonu ciddi biçimde artırabiliyor.
Hangisi daha tehlikeli: Büyük tansiyon mu, küçük tansiyon mu?
Doktorlar, yıllardır küçük tansiyonun yüksek olmasının daha önemli olduğunu, büyük tansiyondaki zaman zaman oluşan fırlamaların vücut tarafından tolere edilebildiğini düşündüler. Yani, sürekli yüksek olan küçük tansiyonun bazı doku hasarlarına yol açma riskinin daha büyük olduğu teorisi geçerliydi.
Fakat bu teori son yıllarda tekrar gözden geçirildi. Artık büyük tansiyonun yüksek olmasının en az küçük tansiyon kadar önemli olduğu biliniyor. Hatta 50 yaşından büyük olanlarda büyük tansiyonun daha önemli bir risk faktörü olabileceği düşünülüyor.
Küçük tansiyonunuzun 9’dan düşük, büyük tansiyonunuzun 14’ten yüksek olması, sizin izole sistolik hipertansiyon denen ve çok yaygın olan bir yüksek tansiyon probleminden muzdarip olduğunuzu gösterir.
Tamam magnezyum önemli de hangi magnezyum?
Magnezyum farkına geç vardığımız, önemini yeni yeni öğrendiğimiz doğal mucizelerden biri. Yüzlerce enzimin yapısına giriyor, metabolizmanın pek çok alanında faaliyet gösteriyor. Beyin, kalp, karaciğer, böbrek değil sadece, neredeyse hiçbir hücre yeterince magnezyuma sahip değilse görevini tam olarak yerine getiremiyor.
Bütün bunlara rağmen çoğumuz -biz doktorlar da dahil- sık karşılaştığımız bazı sağlık sorunlarının magnezyum eksikliği ile ilişkili olabileceğini bilmiyoruz. Magnezyumdan zengin beslenmenin ya da magnezyum desteklerinden faydalanmanın işe yarayabileceği sağlık sorunlarını yandaki kutuda özetledim.
Bilin ki o listede olmayan daha pek çok sağlık sorununda da magnezyuma ihtiyacımız var. Magnezyum karaciğer detoks sistemlerinin, metilasyon süreçlerinin, DNA ve RNA üretiminin, iltihabi süreçleri bastırmanın, glutatyon yapımının da ihtiyaç duyduğumu mühim bir mineral.
Ama bu yazdıklarımı okuyunca hemen bir eczaneye gidip önünüze gelen ilk magnezyum hapına sarılmayın. “Hangi magnezyum?” sorusuna da yanıt arayın.
Çünkü magnezyumun farklı tuzları (oksit, sülfat, glisinat, taurat, treonat sitrat) farklı alanlarda daha çok işler görebiliyor. Yani?
Yanisi şu: Kronik baş ağrılarını gidermede kullanacağınız magnezyum ile krampları önlemede kullanacağınız magnezyum ya da bağırsak fonksiyonlarını desteklemede veya stresle mücadelede kullanacağınız magnezyum tuzu farklı olabiliyor.
Yaşlanan göz için beslenme çok önemli
Sarı nokta hastalığında da “sağlıklı beslenme” yani doğru besin seçimleri yine gündeme geliyor. Zira makulanın pigment düzeyini artırmanın en etkili ve en ucuz yolu akılcı besinler seçmekten geçiyor.
Makula dostu besinlerden biri ıspanak. Tabiî ki sadece ıspanak yiyerek makulanızı güçlü tutmanız mümkün değil.
Listenizde daha pek çok ve çeşit çeşit iyi besin olmalı. Mesela lütein zengini yumurta sarısı. Mesela yine lütein zengini turuncu dolmalık biber.
Mesela abartmamak koşuluyla bugünlerde pek bol bulunan süt mısır. Mesela Adanalıların sevgilisi adana kebap sofralarının olmazsa olmazı şalgam. Mesela kıvırcık lahana. Mesela birkaç ay sonra manav tezgâhlarını yeniden sarıya boyayacak olan Trabzon hurması ve de balkabağı.
Peki neden? Bunların hepsi birer lütein, betakaroten, CoQ10, alfa lipoik asit, glutation, antioksidan C ve E vitaminleri, demir, magnezyum, çinkodan zengin besinler de ondan.
Eğer siz de “Yaşlılıkla ilgili göz sorunlarından nasıl uzak kalabilirim?” sorusuna yanıt arıyorsanız, “Yaşlılıkta katarakt ve/veya sarı nokta hastalığı riskimi nasıl azaltabilirim?” diye düşünüyorsanız sigara içmemeye, varsa hipertansiyon ve şeker hastalığı sorununuzu ciddiye almaya, güneşte fazla kalmamaya ve mutlaka ama mutlaka saydığım besinlerden daha sık ve bol faydalanmaya, özellikle de sağlık mucizesi halk doktoru ıspanaktan faydalanmaya bakın.
Magnezyum size ne kazandırır?
◊ Migrenle mücadelenizi kolaylaştırır.
◊ Konsantrasyonunuzu artırır.
◊ Gerginliğinizi azaltır.
◊ Depresyonla mücadelenize destek olur.
◊ Uyuşma, yanma ve karıncalanmalarınızı minimuma indirir.
◊ Kramp ataklarını engeller.
◊ Tansiyonunuzu dengelemeye destek olur.
◊ Uyku takviyesi olarak işlev görür.
◊ Kemiklerinize, kaslarınıza güç verir.
◊ Kabızlık ile mücadelenizi kolaylaştırır.
◊ Halsizliğinizi azaltır.
Paylaş