Ruhu ıskalamayın

‘O’nu biraz daha köpürtmeye, şımartmaya, iyi hayat yolculuğunuzun vazgeçilmez bir yol arkadaşı yapmaya çalışın. Zira pek çok araştırmada net ve açık olarak gösterildi ki mükemmel sağlığa giden yol, yani “bütünsel sağlık” hedefine ulaşabilmek, her şeyden önce beden ve ruhu birlikte koruyup kollamaktan geçiyor. Sadece bedensel sağlığa odaklanıp ruhsal sağlığı ihmal ettiğinizde ise mükemmel sağlık hedefine ulaşmanız imkânsız hale geliyor. Daha önce de yazdım: “Ruhu ıskalamak” modern tıbbın düştüğü en büyük hatalardan biridir! Bu hataya hiç olmazsa siz düşmeyin. Bedeninizi ruhunuzdan koparmayın.

BİR TAVSİYE
RUHSAL ECZANEYE DE BİR UĞRAYIN

YAŞINIZ ve sağlık durumunuz ne olursa olsun ruhu asla ıskalamamaya çalışın. Hayatla ilişkilerinizi daima ve imkânlar ölçüsünde olumlu tutmaya bakın. Mesela fırsat buldukça, hatta aklınıza geldikçe gülün(!), daima pozitif olmaya gayret edin. İnanç dünyanızı elinizden geldiği ölçüde zenginleştirin. Ve unutmayın ki üzüntü ve stres nasıl birer “ömür törpüsü” gibi çalışırlarsa, güçlü bir manevi yaşam da size adeta altın bir tabak içinde “sağlıklı ve huzurlu bir ömür iksiri” sunacaktır. Güçlü aidiyet duyguları, affedici ve merhametli bir duygusal yapılanma, bağışlamaya, hoşgörüye ve barışa odaklı bir hayat tarzı biçimi ruhsal eczanenin en etkili ilaçlarıdır.

BİR BİLGİ
HOLOGRAFİK İLİŞKİYE DİKKAT!

UNUTMAYALIM ki beden ve ruh yapılanmalarımız kendi içlerinde güçlü birer “holografik ilişki”ye sahiptir. Her ikisinde de sahip oldukları yeteneklerden herhangi birini değiştirdiğinizde diğerlerini de mutlaka etkilersiniz. Özetle, biyolojik ve ruhsal taşlarımızdan biri yerinden oynadığında pek çok şey birbiri ardına değişir. Netice ise tam bir “domino etkisi” gibidir. Holografik yapılanma ve domino etkisi, beden ve ruh arasındaki ilişkiler için de geçerlidir: Bedendeki bir biyolojik işaret, ruhsal yapılanmada da muazzam değişimlere yol açar. Benzer şekilde ruhsal yapılanmadaki farklılaşmalar da “bedensel depremlere” sebep olabilir. NETİCE ŞUDUR: Beden ve ruh ayrılmaz bir bütündür. Beden ve ruh arasındaki “holografik ilişki” de “domino etkisi” de kesindir. Bu nedenle sadece algılarımızı değiştirip kendimize daha güçlü ve olumlu “iç mesajlar” yollayarak ruhumuza daha etkili iyimserlik mesajları yükleyerek bedensel sağlığımızı düşündüğümüzden çok daha fazla güçlendirebiliriz.

İYİ BİLGİ
AĞIR METAL DETOKSU İÇİN...

CİVA, kurşun, kadmiyum... Arsenik, bizmut, berilyum... Bunlar bedenimizde biriken, miktarları giderek artan toksik ağır metallerden sadece bazıları.

Özellikle civa intoksikasyonu mühim bir sorun.

Peki çare ne?

Doğru yaklaşım şu: Ağır metal toksisitesini gösteren bir durum varsa kan ve idrar testleri ile araştırılacak.

Eğer böyle bir bulgu varsa da şelasyon yapan (yani bu toksinlerden arınmaya destek veren) takviyelerden faydalanmak düşünülecek. Peki, neler o takviyeler? İşte kısa ve güncel bir liste:

BİR: N-Asetil Sistein

İKİ: Alfa Lipoik Asit

ÜÇ: Selenyum (selenomethionin)

DÖRT: Magnezyum (magnezyum glisinat)

BEŞ: Zerdeçal

ALTI: Deve dikeni

YEDİ: Metil kobalamin (B12)

SEKİZ: Metil folat (Folik Asit)

BİR NOT
HALSİZ VE YORGUNSANIZ...

EĞER kronik bir halsizlik ve yorgunluk probleminden şikâyet ediyorsanız lütfen öncelikle şu sorulara yanıt arayınız...

Aneminiz var mı? Demir, B12 veya folik asidiniz azalmış olabilir mi?

D vitamini rezervleriniz ne durumda?

Kan şekeriniz düşmüş, sizi bir “kronik bir hipoglisemik” yapmış olabilir mi?

İnatçı bir tansiyon düşüklüğünüz var mı?

Uyku sorununuz mevcut mu?

Motivasyonunuz azalmış, depresif bir ruhsal moda girmiş olabilir misiniz?

Kronik ve ilerleyici bir organ yetmezliğine (karaciğer, böbrek, kalp, ) yakalanma ihtimaliniz söz konusu mu?

Kronik bir enfeksiyonla (tüberküloz, malta humması, diş kökü iltihabı...) baş başa kalmış olabilir misiniz?

Gizli bir otoimmün hastalığınız (Haşimoto hastalığı, çölyak hastalığı, sedef, vitiligo, hepatit, üveit, artirit) var mı?

Mitokondrileriniz hastalanıp yorgun düşmüş olabilir mi? (Mitokondriyel disfonksiyon!)