Paylaş
Derdiniz büyük! Mideniz yanıyor. Yediğiniz her lokma adeta bir kâbus haline gelmeye başladı. Midenizde tanımlayamadığınız bir rahatsızlık hali var.
Büyük ihtimalle özofagus reflüsü sorunu ile karşı karşıyasınız! Peki sorun tedavi edilmezse nelere yol açabilir? Verdiği rahatsızlığı azaltmak için nasıl beslenmeliyiz?
Anlaşılacağı gibi bugün “Reflü sorunu”nu masaya yatıracak, aklınıza takılan soruları yanıtlamaya çalışacağız.
Ayrıca, reflünün beslenme ve yaşam tarzı ile ilişkisini de anlatacağız.
Mühim nokta şu: Reflü deyince, doktorların da reflü mağdurlarının da aklına ilk gelen şey hemen bir ilaca sarılmak oluyor. Aslında ilaçlar sadece reflünün belirtilerini yok ediyorlar, tedavi edici, yani kalıcı bir iş yapamıyorlar.
Yani sorun çözülmüyor, sadece tozları yatağın altına süpürüyorsunuz. Bu nedenle konuyu iyi anlamakta, yapılması ve yapılmaması gerekenler neler, öğrenmekte fayda var. Merak ediyorsanız eğer buyurun...
Neden yaygınlaştı?
Karşınızda son yılların en moda hastalığı: Reflü. “Reflüm var” demeyenler sanki sohbetlerde sınıfta kalıyorlar. Gerçekten de hem reflü sorunu iyice yaygınlaştı hem de ismi bilinirlik kazandı. Eskiden “Gastritim var” denirdi, şimdi artık herkes gastrit yerine reflü kelimesini kullanıyor. Bunun en önemli nedeni ise tıp dünyasına yeni giren teknolojiler sayesinde öğrendiklerimiz.
Bir de baktık ki, gastrit ya da ülser sandığımız sorunların çoğu, doğrudan doğruya yemek borusuna mide asidinin kaçması yüzündenmiş.
Aslında, reflü 1990’lardan beri Amerika ve Avrupa’da iyi biliniyordu, bizim literatürümüze girişi ise 2000 yılında oldu.
Reflü sorununun bu kadar yaygınlaşmasının arkasında yatan neden birçok sağlık probleminin arkasında yatan nedenle aynı: Beslenme yanlışlarımız. Öyle kötü besleniyoruz ki, midemiz neredeyse yerinden fırlayıp, “Siz ne halt ediyorsunuz, nedir bu içime tıkıp durduklarınız?” diye karşımıza dikiliverecek!
Yiyecekleri artık doğal halleriyle yemiyoruz. Yediğimiz her şey çok işlenmiş. Ev yemeklerine veda ettik. Hemen telefona sarılıp pizza sipariş ediyoruz. Pizza olmazsa köfte! O da olmazsa, kim bilir kaçıncı defa kullanılan kızartma yağında kızartılmış tavuk ve yanına patates kızartması!
O yağların içinde neler olduğunu, kaç kez kullanıldıklarını bir bilseniz...
O kızartma yağlarının içinde siyah siyah karbon partikülleri belirmeye başlıyor. Bu maddeler görünmesin, patatese, tavuğa yapışmasınlar diye, yağa magnezyum içeren bir madde döküp rengini ağartıyorlar. İçine bunları attığınız bir mideden hayır mı gelir?
Çok çabuk besin tüketmenin, gazlı kolalı içeceklerin de reflü problemine yol açtığı biliniyor.
Ayrıca, karın içi basıncın artması da reflü olasılığını artıyor. Bu bilgi son yıllarda reflü probleminin giderek artması hakkında bize bir ipucu daha veriyor.
“Kilo problemi” giderek artıyor ve bu kilolar da genelde göbekte toplanıyor. Giderek büyüyen göbekler ise karın içi basıncın artmasına, yani reflüye neden oluyor.
Reflü sorununda “stres faktörünün” de önemli bir rol oynadığı biliniyor. Yoğun stres halinde salgılanan stres hormonlarının, yemek borusunun alt kısmındaki kapak yapısını bozduğu ve reflü sürecini tetiklediği düşünülüyor.
O kapak bozulunca neler oluyor?
Midenizle yemek borusu arasında ileri teknoloji harikası bir kapak sistemi vardır. Bu kapak sistemi sadece gıda geçişi için, yani yiyecekler yutulurken açılır.
Yiyeceklerin yemek borusundan mideye geçişinden bu mükemmel kapak sistemi sorumludur. Yemek borusu ile mide arasındaki bu kapak, normalde asitli mide sıvısının ve mide muhtevasının yemek borusuna geri kaçmasına asla izin vermez.
Kapağı oluşturan dairesel kaslar sadece yutkunma sırasında açılırlar. Siz ağzınızda çiğnediğiniz yemeği yuttuğunuzda kapağa da açılması için gereken sinyali göndermiş olursunuz.
Bu kapak mekanizması şu ya da bu nedenle bozulduğunda ise mide muhtevası yemek borusuna geri kaçmaya, asitli mide suyu yemek borusunu tahriş etmeye başlar.
Kısacası reflü, midenin giriş kapısının bozulması ve mide asidinin yemek borusuna kaçmasıyla tetiklenen bir dizi sorundan ibarettir.
Başlangıçta, yani yapısal hasar henüz hafifken, sadece yatar pozisyonda ya da ayakkabınızı bağlamak için eğildiğinizde oluşan kaçaklar bir süre sonra siz otururken, ayakta dururken de gerçekleşmeye başlar.
Belirtileri neler?
Mide ekşimesi ya da mide yanması gibi şikayetleriniz varsa... Özellikle gece yatağa uzandığınızda, bu şikayetlere göğüs ağrısı, yutma güçlüğü, ses kısıklığı, inatçı bir öksürük, hırıltılı solunum ve astımı andıran bir nefes darlığı eşlik ediyorsa aklınıza hemen reflü gelmeli.
Bu şikayetler, yağlı yiyecekler, domates, portakal, greyfurt, kırmızıbiber ya da soğan gibi besinlerle ya da alkol içtiğinizde daha da artıyorsa büyük ihtimalle kuşkularınızda haklısınız!
Fazla ve çok hızlı yemek, stres, üzüntü ya da heyecan sorunu tetikliyorsa, teşhisinizin doğruluğundan emin olabilirsiniz.
Tabii, kesin tanı her zaman doktorunuz tarafından konmalı.
Bende de reflü olabilir mi?
Dört tane soru soracağım. Bu sorulardan üçüne evet diyorsanız, sizde de reflü sorunu olabilir, dikkatli olun...
1- Midenizin üstünde bir ağrı, yanma, ekşime, kaynama ya da spazm hissediyor musunuz?
2- Zaman zaman ağzınıza acı, ekşi ya da tuzlu bir sıvının geldiğini hissediyor musunuz? Bu durum sık tekrarlıyor mu? Sıvının içinde yemek artıkları da olduğu oluyor mu?
Özellikle yatarken ağzınıza gelen bu artıklar yüzünden yataktan fırlamak zorunda kalıyor musunuz?
3- Günün herhangi bir saatinde, özellikle de geceleri inatçı bir öksürük nöbeti yaşıyor musunuz?
4- Tekrarlayan ses kısıklığı probleminiz var mı? Kulak burun boğaz uzmanı ses tellerinizde ödem, şişme ya da tahriş olduğunu söyledi mi?
Reflü için yaşam tarzı değişimi şart!
k Rafine ürünleri, unlu, şekerli besinleri azaltın.
k Kızartmaları en aza indirin.
k Fast food yiyeceklere dokunmayın.
k Aşırı yağlı yiyeceklerden uzak durun.
k Akşam yemeğini erken yiyin ve hafif bir öğün olmasına özen gösterin.
k Bol ve sık su için.
k Diyetinizde yoğurt ve kefir gibi probiyotik zengini besinlere yer verin.
k Portakal suyu, domates suyu, limon, limonata, greyfurt suyuna dikkat! Bu içecekler reflüyü tahrik edebilir.
k Çiğ kuru soğan, kızarmış patates ve kepekli yiyeceklerin reflüyü tetiklediği biliniyor.
k Çay, kahve ve çikolata problemi
artırır.
k Sigara ve alkolden uzak durun.
k Baharatlı yiyecekleri sınırlayın.
Reflüde beslenme stratejileri ne olmalı?
Reflüde ilaçsız tedavinin ilk adımı sık ve az yemek, ağır ve yağlı yemeklerden kaçınmaktır. Diğerlerine gelince...
Yasaklılar listesi: Unlu ve şekerli gıdalara veda etmeniz ya da mümkün olduğunca azaltmanız gerekiyor.
Yani, yeni beslenme modelinizde bisküviler, kekler, börekler, kurabiyeler olmamalı. Bu tür yiyecekler reflüyü tetikliyor.
Patates cipsi, patates kızartması ve her türlü kızartmaları hayatınızdan çıkarmak için de reflü iyi bir fırsat.
Yağlı kremalar, yağlı peynirler ve çikolata da reflü problemi yaşayanların kaçınması gereken yiyecekler arasında.
Meyve sularına dikkat: Portakal, greyfurt suları, limonata birçok insanda reflüyü tetikler. Domates suyu da genelde birçok reflü hastasına dokunur. Ama size hangisinin dokunduğunu yine siz kendiniz keşfetmelisiniz.
Mesela ben domates suyu içince sorun yaşamam ama portakal suyuyla aram hiç iyi değildir. Hazır meyve sularını, gazlı meşrubatları da hayatınızdan tamamen çıkarmanız gerektiğini belirtmeme gerek var mı?
Kazananı açıklıyorum: Reflü ile ilgili en çok suçlananlar arasında turşu birinci sıradadır. Domates, salça, ketçap gibi domates ürünleri, soğan, sarımsak, mentollü sakızlar ve nane de en sık problem çıkaran yiyecekler listesinde en üst sıralardadır. Nane mideyi rahatlatır ama reflüyü azdırır.
Yatağa karnınız boş girin: Reflü problemi yaşayanlara esas tavsiyem, zengin öğünlerinizi sabah ve öğlen yapmanız, akşamları ise daha hafif yemenizdir.
Özellikle akşam yatmadan iki saat önce hiçbir şey yememeye özen gösterin.
Eğer fırsat bulursanız akşamları 15-20 dakika yürümeye çalışın. Yatmadan önce yarım bardak ılık, yağı azaltılmış süt içebilirsiniz.
Bol su için: Gün içinde mümkün olduğunca çok su için. Reflü problemine karşı en etkili çözümlerden birinin su içmek olduğunu söyleyebilirim. Ama sakın yemeklerde su içmeyin, aksi halde mideniz şişer. Bu da reflüyü tetikleyebilir.
Ama yemek aralarında sık sık su içmeye özen gösterin. Yanınızda hep bir su şişesi bulunsun.
Uzun uzun çiğneyin: Çabuk yemek yemek, ayaküstü bir şeyler atıştırmak sorunu tetikler. Eğer reflüden muzdaripseniz yemeklerinizi masada oturarak, lokmalarınızı ağır ağır çiğneyerek yemeye çalışın.
Paylaş