Paylaş
Genetik mirasımız muhakkak ki önemli. Fizyolojimiz ve biyolojimizi yöneten proteinlerin tamamı genlerimizin kullanım kılavuzluğunda iş görüyor.
Ne var ki yaşam kalitemizin belirlenmesinde “hasta mı, sağlıklı mı” kalacağımızda genlerimiz tek belirleyici değil.
Özellikle kronik hastalıklarda genlerden çok çevresel etkenler ve hayat tarzımız etkili oluyor. Bu diyabet için de, kanser için de, obezite için de değişmez bir kuraldır.
Sorumlu sadece genlerimiz olsaydı ne kanser rakamları bu kadar büyür, ne obezite bu kadar hızlı ve büyük bir salgına dönüşür, ne de şeker hastalığı her 10 yılda bir ikiye üçe katlanabilirdi.
Zira genlerimizdeki değişimler zannettiğimizden çok daha yavaş ilerliyor ve genetik şifremizin 20 bin yılda ancak binde ikisi değişebiliyor.
Kısacası önemli olan anne babamızdan aldığımız genetik miras değil, bizim nasıl bir ortamda, nasıl bir hayat tarzı sürdürerek yaşadığımız.
Netice şu: Patron genler değil, biziz. Bizim verdiğimiz kararlar. Yaşam tarzımız. Beslenme biçimimiz.
Aktivite yoğunluğumuz, egzersiz alışkanlıklarımız. Uykumuz. Stresimizi yönetme biçimimiz...
Her ödem önemlidir
İster sabah göz kapakları veya yüzünüzdeki şişliklerle uyanın, ister akşam saatlerinde ayak bileklerinizdeki gerginlik ve kalınlaşmadan şikâyet edin, fark etmez. Yaşınız ne olursa olsun her ödemi her zaman ciddiye alın.
Zira ödemler basit nedenlerden kaynaklanabilecekleri gibi hayatı tehdit edebilen bazı sağlık sorunlarının ilk belirtisi de olabildiklerinden, mühim birer işarettir.
İsterseniz biraz daha detaya girelim... Ödem, hücreleri çevreleyen alanda, yani hücrelerin dışındaki “hücreler arası mesafede” gereğinden çok “sıvı birikmesi” halinde kullanılan bir sözcük. Bazen dolaşım yetmezliği (örneğin varis ödemi veya lenf ödemler), bazen kalp yetmezliği gibi nedenlerle, bazen de organların (karaciğer, böbrek) kifayetsizliği sonucu ortaya çıkabiliyor.
Ayrıca hormonal veya metabolik kaynaklı olanları da var. Örneğin şeker hastalarında, tiroid bezi tembelliği olanlarda, böbreküstü bezi aşırı çalışanlarda da ödem sık görülen bir sorun.
Diğer taraftan bazı hormonal değişimlerin de hastalığa yol açmadan da ödem sebebi olabilecekleri biliniyor. Mesela hamilelik dönemi ödemi veya adet günlerinde ortaya çıkan ödemler bu tür ödemler. Sizi belki şaşırtacak ama ödemin ruhsal durumunuzla bile ilişkisi var. Depresif yapılı, stresli, gergin mizaca sahip kişilerde de ödem gelişmesi ihtimali artıyor.
Son bir not daha: Nasıl beslendiğiniz de önemli. Tuzu, karbonhidratı bol şeyler yiyip içenlerde de ödem ihtimali artıyor. Kısacası ödem deyip geçmeyin. Sıradan, basit nedenleri de var, hayati sebepleri de.
Şimdi karnabahar zamanı
Her sağlıkçının favorisi bazı besinler vardır. Benim de böyle bir listem var. Listemde yer alan o besinleri sık sık gündeme getirmeye çalışırım.
Benim favori sebzelerimden biri de karnabahardır. Aslında lahana grubu besinlerin hepsini önemserim, ancak karnabahara biraz daha ayrıcalıklı bir yer veririm.
Pişmiş, çiğ, haşlanmış, fırınlanmış fark etmiyor, karnabaharın soframızda sık sık yer almasını isterim.
Bunun nedeni sadece vazgeçilmez bir kış lezzeti olması da değildir.
Karnabahar birçok nedenle doğal bir ilaç gibidir. Örneğin zengin posa yapısı nedeniyle tok kalmayı kolaylaştırır, şeker ve kolesterol dengesini korur.
Ayrıca vitaminlerden zengin yapısı nedeniyle de faydalıdır. Bilhassa çiğ yendiğinde (salatalar) C vitamini ve folik asit takviyesi yapar.
Potasyum, demir içeriği de güçlüdür.
İndol-3 karbinol gibi çok önemli bir kanser koruyucusu sağlık bileşenine sahiptir.
Güçlü bir bitkisel kalsiyum takviyesidir. Kısacası her kış olduğu gibi bu yıl da bizim mutfakta karnabahar festivali var.
Karnabahar tarifleri
Varan1: Salata
Malzemeler: 1 kg. karnabahar, 250 gr. süzme yoğurt, 1 tatlı kaşığı pulbiber, 1 tutam tuz, 2 adet havuç, 1 paket labne peyniri
Tarif: Karnabaharı çiçeklerine ayırarak haşlayın. Süzme yoğurt ve labne peynirini ayrı bir yerde çırpın. Havucu rendeleyin. Baharatlar ve tuz ile tüm malzemeleri karıştırın. 1 saat buzdolabında bekletin. İsteğe göre az miktarda zeytinyağı damlatılarak servis edilebilir.
Dyt. Müge BAŞER
Varan 2: Köftesi
Malzemeler: 750 gr. karnabahar, 1 diş sarımsak, 2 adet yumurta, 2 dilim esmer ekmek, 1 su bardağı rendelenmiş tulum peyniri, pul biber, karabiber, tuz
Tarif: Karnabaharı haşlayın. İçerisine yumurtayı kırın, sarımsağı ezin, baharatları ve peyniri ekleyin. Hamur kıvamına gelen malzemeleri kaşık yardımı ile küçük top şeklinde getirin. Ekmekleri fırında kurutun ve robottan geçirerek un haline getirin. Top şeklindeki karnabahar köftelerini önce yumurta akına sonra da ekmek ununa batırarak, yağlı kâğıt üzerine alarak fırında pişirin.
Dyt. Müge BAŞER
Soğuk algınlığına adaçayı
Adaçayı, Anadolu lezzetlerinden biri. Akdeniz ve Ege bölgesinde yaşayanlar bu lezzetli çayı yaz kış keyifle içer. Benim çocukluğumda kış akşamlarının vazgeçilmez lezzetlerinden biriydi. Şimdi de sadece lezzeti değil, sağlık gücü sebebiyle gündemde.
Adaçayı ile yapılan gargaralar soğuk algınlığına ilaç gibi geliyor. Zira adaçayı gargaralarının iltihap giderici, antiseptik, antimikrobiyal faydaları var.
Günde 3-4 kez tekrarlandıklarında soğuk algınlığının süresini kısaltıyor, belirtilerini hafifletiyor. Deneyin derim...
Adaçayı gargarası nasıl hazırlanacak
Bir poşet adaçayının üzerine bir su bardağı kadar kaynar su ekleyip 10 dakika bekletilecek. Poşet çıkarılıp süzüntünün ılık hale gelmesi lazım. İşte o ılık süzüntü ile 5-6 kez üst üste boğaz gargarası uygulayın ve bu işi günde 4-5 defa tekrarlayın. Gargaradan sonra bir saat kadar herhangi bir şey yiyip içmeyin.
Paylaş