Paylaş
Yaşasın Hayat Hipoglisemi Merkezi’ni yöneten Uzman Dr. Evren Altınel bakın bu iki konuda neler söylüyor...
“Şeker hastalığı, süreğenleşen, düzenli tedavi gerektiren, iyi yönetilirse ömrü uzatan bir metabolizma sorunudur.
Şeker hastalığının izlemi yalnızca ilaçlarla -ağızdan alınan şeker hapları ve/veya enjekte edilen insülin ile- yapılmaz. Beslenme ve fiziksel aktivite de kan şekerini düzenleyen diğer iki önemli etmendir. Benzer şekilde hipoglisemi sorununu yönetmede de beslenme çok ama çok önemli bir noktadır.
HİPOGLİSEMİLİLER DİKKATLİ OLMALI
Oruç tutarken, aç ve susuz kalınan süreçte, en büyük sorun da zaten hipoglisemidir (kan şekerinin 60 mg/dl ve altına düşmesi).
Beslenme saatlerindeki değişiklikler, iftar ve sahur öğünlerinde olağandan daha yağlı ve şekerli gıdalar tüketme, bazı ilaçlara (bazı insülin çeşitleri, sülfamidler gibi) uyumun bozulması, kan şekeri oynamaları yaparak alışılagelmiş düzeni bozup sağlık sorunları yaratabilir.
Özellikle uzun yaz günlerine -tam da günümüzdeki gibi- denk gelen ramazan aylarında susuzluk da ciddi bir sorundur.
Sağlıklı kişilerde bile kabızlık sıkıntısı yaratırken şeker hastalarında böbreğin süzme yetisinde azalma, toksik maddelerin kan düzeyi artışı ile çok daha olumsuz etkiler görülür.
Ramazanda insülin-glükagon dengesi glükagon yönünde bozulur.
Onunla birlikte kan şekeri düzeni de...
Olağan koşullarda, pankreastan salgılanan insülin, gıdalarla aldığımız şekeri hücre içine sokarak ve fazlasını da depolayarak düzeni sağlamaya çalışır. Çok daha az miktarlarda yapılan glükagon ise depolardaki yağları yeniden şekere çevirmeye programlanmıştır.
Orucun ilk günlerinde, insülinin etkisi yoğunken, kan şekeri düşmeleri daha sıktır. İkinci haftadan itibaren glükagonun sahneyi devralmasıyla bu giderek yitirilir.
Tip I şeker hastalarında, pankreastan insülin salınımı olmamakla birlikte glükagon salgısı devam etmektedir.
Bu nedenle hem glükagon salgısını kontrol etmek hem de kan şekerini sabitleyebilmek için bir temel insülin enjeksiyonu belirlenmelidir.
Tip II şeker hastalarının çoğu yalnızca ağızdan alınan ilaçları kullanmaktadır. Bu ilaçların uzun etkilileri yerine kısa etki süresi olanlar kullanılmalı, ilaçlar aç karna alınmamalı, yağ tüketiminde kısıntı yapmalıdır.
ŞEKER HASTALARI NE YAPMALI?
Şeker hastaları oruç tutabilir mi? Bu soruyu ilk bakışta “evet” diye yanıtlamak mümkün ama insülin kullanan, ağır, ciddi sağlık sorunları olan, kan şekeri sık sık yükselip düşen diyabetliler için bu soruya “evet” demek biraz zordur.
Şeker hastası birinin oruç tutması ancak yukarıdaki önerilere uyması koşuluyla ve herhangi bir komplikasyon yaşamayan, kilo sorunu olmayan, beslenme konusunda iyi eğitim almış olması durumunda geçerli olabilir.
Pratik olarak hiçbir şeker hastasının doktorunun onayını almadan oruç tutmaması gerekiyor. Uzun açlık ve susuzluk sürecini sağlıklı bedenlerin bile yönetebilmesi zorken kan şekeri düzenini sağlamada güçlük çeken bir şeker hastasının oruç tutmaması sağlığı açısında daha doğru bir davranış biçimidir.
İftar ve sahur öğünlerindeki gıda seçimleri, ilaçların saatleri ve dozları, su kaybına bağlı biyokimyasal denge bozuklukları, uyku düzeni değişikliği şeker hastalarını derinden etkileyecektir. Kaldı ki şeker hastalarının, hele belirli yaşın üzerinde olanların aynı zamanda yüksek tansiyon (hipertansiyon), damar sertliği (ateroskleroz), süreğenleşmiş tıkayıcı akciğer hastalığı (KOAH) gibi çok ciddi sağlık sorunları da olabildiğinden tablo daha da ağırlaşacaktır.
Dr. Evren ALTINEL
İftar (Başlangıç)
- 3 adet hurma
- Çorba (kurubaklagil ve sebze çorbalarını tercih edin)
- 1 köfte kadar az yağlı peynir çeşidi
- 4-5 adet zeytin
- 1/8 - 1/4 Ramazan pidesi veya 1-2 dilim kepekli ya da tam buğday unundan yapılmış ekmek
15 dakika ara verdikten sonra;
1. SEÇENEK - Salata - Etli sebze yemeği veya kurubaklagil yemeği - Az yağlı yoğurt veya ayran veya cacık - Ekmek veya ramazan pidesi
2. SEÇENEK - Salata - Izgara et (tavuk/balık/köfte) - Az yağlı yoğurt veya ayran veya cacık - Ekmek veya ramazan pidesi
3. SEÇENEK (ORUCUNUZU EV DIŞINDA AÇMAK ZORUNDAYSANIZ) Kepekli sandviç ekmeğinin arasına aşağıdaki seçenekleri koyabilirsiniz. - Az yağlı beyaz peynir - Haşlanmış tavuk - Ton balığı - Az yağlı yoğurt veya ayran
Haftada 1-2 gün ekmek yerine bulgur pilavı/makarna tüketilebilir.
Diyetisyen Nilüfer BAYRAM
Oruç ve Sağlık
- Oruç sağlığa faydalı mı, zararlı mı?
- Kimler dikkatli olmalı?
- Ülserliler nelere dikkat etmeli?
- Şeker hastaları oruç tutabilir mi?
- Kanserli biri oruç tutabilir mi?
- Oruç, tansiyonu nasıl etkiliyor?
- Hipoglisemisi olanlar oruç tutabilir mi?
- Kalp hastaları nelere dikkat etmeli?
- Oruç neden iyileştiriyor?
İftar için sağlıklı seçimler
BİR ÖNERİ
Orucunuzu açtıktan sonra bol bol su için. Kolalı içecekler ve meşrubatlardan, meyve suyu konsantreleri ve bol şekerli, gazlı içeceklerden uzak durun. Sindirim sisteminizin sağlığı için çiğ sebze, salata veya zeytinyağlı sebze yemekleri ile meyve gibi posa-lif oranı yüksek besinlere öncelik verin. Meyvelerden glisemik indeksi çok yüksek olanları (karpuz, kavun, üzüm, incir, muz!) tercih etmeyin. Besin çeşitliliğine önem verin.
Her gruptan besinin (süt-yoğurt grubu, et grubu, ekmek grubu, sebze ve meyve grubu, yağ grubu) mutlaka öğününüzde bulunmasını sağlayın.
Sofradaki çeşitlilik, porsiyonlarınızı kontrol etmenize yardımcı olur, daha sağlıklı bir mide-bağırsak sistemi ile keyifli bir ramazan geçirmenizi sağlar.
Paylaş