Paylaş
Eğer elli yaş altı kuşaktan söz ediyorsanız bu soruya rahatlıkla “kadın kalbi daha sağlamdır” yanıtını verebilirsiniz. Bu fark menopozla birlikte ortadan kalkıyor, kalp damar hastalığı riski bakımından kadın ve erkekler eşit hale geliyor.
Bu şanssızlığın birinci nedeni kolesterol yüksekliği. Menopozla birlikte kapanan “östrojen şemsiyesi”, özellikle bazı kadınları yoğun bir “kolesterol yağmuru” altında bırakıyor. Menopoz ilerledikçe kötü kolesterol yükselmeye, iyi kolesterol düşmeye başlıyor. Bu durum özellikle sigara içen, hormon tedavisi gören, depresyon problemi olan, kilo alan, hareketsiz bir yaşam süren kadınlarda kalp riskini yükseltiyor. Menopozla birlikte başlayan kolesterol yağmuru bir kural da değil. Bazı kadınlarda bu sorun hiç de önemli olmayabiliyor. Kadınlar arasında alkol ve sigara kullanımının yaygınlaşması da riskin eşitlenmesinde etkili bir faktör olarak gösteriliyor.
Menopoz çağı kadınlarında görülen kalp damar hastalığının çok önemli iki özelliği var. Bu özellikler kadınların kalp damar hastalıkları bakımından daha uyanık olmalarını zorunlu hale getiriyor. Özelliklerden birincisi koroner kalp hastalığı belirtilerinin erkeklerdeki kadar tipik, açık ve uyarıcı olmamasıdır. İkinci nokta ise çok daha önemlidir. Kalp krizi geçiren kadınlarda krizin yaşamı sonlandırma ihtimali erkeklerden çok daha yüksektir.
Bu belirtileri ciddiye alın
Araştırmalar kalp krizi geçiren kadınlarda göğüs ağrısı gibi çok önemli bir işaretin olmayabileceğini, baş dönmesi, yorgunluk, halsizlik, bulantı, soğuk terleme, baygınlık hissi gibi sıradan belirtilerin bile bir kalp krizine işaret edebileceğini gösteriyor. Bazen önemsenmeyen bir yorgunluk, bitkinlik hali, sıradan bir baş dönmesi, kendini iyi hissetmeme durumu, göğüste sıkıntı hissi, nefes darlığı vb işaretler kalpte bir sorun olduğunu gösterebiliyor. İşte bu düşük profilli durum menopozlu kadınlarda kalp krizlerinin gözden kaçmasına sebep olabiliyor.
Diğer taraftan kardiyoloji uzmanları koroner kalp hastalığına bağlı sağlık sorunlarının kadınlarda daha ağır seyir ettiğini ve ölüm olasılığının da daha yüksek olduğunu söylüyor. Pek çok ülkede farklı merkezlerde elde edilen istatistiksel veriler ilk kalp krizinde kaybedilen kadınların sayısının erkeklerden çok daha fazla olduğunu gösteriyor.
Ne yapmalı
Kısacası menopoz dönemiyle birlikte kadınlarda kalp hastalığına yakalanma riski artıyor. Biz menopoz dönemi kadınlarda yıllık sağlık taramalarını yaparken şikâyetleri olsun ya da olmasın, kolesterol, kan şekeri yüksekliği, hipertansiyon ve diğer risk faktörlerini dikkatle gözden geçiriyoruz. Sigara ve alkol kullanımı ve eğer varsa kilo problemi konusunda onları ısrarla uyarıyoruz. Özellikle göbek-gıdık bölgesinden kilo alanların dikkatini çekiyoruz. Gerektiğinde efor testi ve diğer tarama testlerini yaptırıyoruz.
Menopoz değerlendirmelerini yalnızca “kemik yoğunluğu ölçümü, PAP smear taramaları, mamografik incelemeler” ile sınırlı tutmamakta fayda var. Özellikle ailesinde kalp damar hastalığı olan, sigara içen, hormon kullanımına karar verilen ve/veya kolesterol yüksekliği, şeker hastalığı, iyi kolesterol azlığı, hipertansiyon problemleri bulunan kadınlarda kalp damar riskini dikkatle araştırmakta yarar var.
Botoks gözden düşüyor mu
Botoks tartışılıyor. Giderek artan sayıda insan botoks yaptırmaktan vazgeçiyor. Aslında yalnız botoks değil, dolgu yaptırırken de iyi düşünmek, doğru karar vermek ve bu uygulamayı ya konuda uzmanlaşmış olduğundan emin olduğunuz bir yerde yaptırmak ya da vazgeçmek gerekiyor. Tartışılan botoksun “uzun süreli zararları” olup olmadığı ve gerçekten gençleştirip gençleştirmediği.
Geçen hafta basında Amerika’da bazı ünlü yıldızların botoksa savaş açtığı yazıldı. Bu ünlü Hollywood yıldızlarının yaklaşımı “botoksun daha yaşlı gösterdiği”, “kendini doğal hissetmeme gibi bir duyguya yol açtığı” ve “yüzdeki samimi ifadeyi ortadan kaldırdığı” gibi gerekçelere dayanıyordu. Siz bu gerekçelere ne kadar katılırsınız bilemem ama ben de beceriksiz ellerde yapıldığında botoksun çirkinleştirici bir etki yapabileceğini düşünenlerdenim.
Uzman eller tarafından uygulanmadığında botoksun kadınları aynılaştırdığı, birbirine benzettiği, hatta fotokopi haline getirebileceği endişesindeyim. Diğer taraftan hakkında yüzlerce şey yazıldı, çizildi ama botoksun “enjeksiyon hatalarına bağlı komplikasyonları” dışında ciddi bir yan etkisi olabileceğini gösteren ciddi bir bulgu da elde edilemedi. Bununla birlikte her girişimsel işlem gibi botoks yaptırmadan önce de iyi düşünmek gerekiyor.
Paylaş