Paylaş
Haksız da sayılmazlar! Bazı kadınlar için “menopoza girmek”le “kilo almak” aynı anlama gelebiliyor. Hatta bazıları menopoza daha birkaç yıl varken bile birden bire bel ve kalçalarında yağ depolamaya başlayabiliyor.
Menopoz-kilo ilişkisinin birçok boyutu var ama bence en önemlisi, metabolizmadaki yavaşlama. Siz ne kadar dikkat ederseniz edin, genleriniz ve dolayısıyla metabolizmanızın yaşadığı değişimler menopozda size az ya da çok ama mutlaka bir miktar kilo aldırabiliyor.
Biz, ufak tefek kilo artışlarını (2-3 kilo) çok da ciddiye almamanızı, bizim sık sık tekrarladığımız “her yaşın bir kilosu var” kuralını unutmayıp, “yeni kilonuzla barışmanızı” öneriyoruz. 30’lu yaşları 36-38 bedenle geçiren bir kadının 40’lı, 50’li yaşları da aynı bedenle geçirmesi biraz zor olabiliyor...
Bu önerimiz “ipin ucunu bırakın, aldığınız kiloları kafanıza takmayın!” anlamına da gelmiyor. Anlamı şu: Orta yaş dönemiyle birlikte başlayan metabolizma yavaşlaması, menopozda biraz daha hızlanıyor.
Bu nedenle eğer ciddi bir kilo artışınız varsa, kendinize yeni bir “yaşam tarzı programı” yapmanız, yani beslenmenizi, aktivitelerinizi ve ruhsal yapılanmanızı, bedensel değişimlerinizi “etraflıca” gözden geçirmeniz gerekiyor.
Menopoza hazırlık yapın!
Menopoza hazırlık, önce yeme-içme sistemini gözden geçirmekle başlıyor. İnsülin salgılatan gıdalardan (özellikle de bal, şeker, pekmez, beyaz undan üretilen besinler, nişasta zengini yiyecekler, makarna, pilav ve meşrubatlar, meyve sularından) uzak durmanız gerekiyor.
Ayrıca metabolizmadaki stres yaratıcıları bir bir diskalifiye etmeli, özellikle “kortizolunuzu artıran” streslerden ve “serotoninizi azaltan” baskılayıcılardan uzak durmalısınız. Ayrıca metabolik durumunuzu kontrol amacıyla “açlık ve tokluk şekeri” ve “açlık ve tokluk insülini-
nize” baktırmanızda,
T3, T4, TSH değerlerinizi kontrol ettirmenizde fayda var. Çünkü bu dönemde hipotiroidi ve insülin direncine yakalanma ihtimali artıyor.
Tabii ki daha çok yürümenin, daha sık egzersiz yapmanın da bir yolunu bulmak zorundasınız. Bu basit önlemlere rağmen giderek yağlandığınızı görürseniz, sorunu kendi kendinize çözmeye çalışmayın.
Bu durum “yolunda gitmeyen bir şeyler var” anlamına da gelebilir, ki çözüm için profesyonel bir yardıma ihtiyacınız var demektir...
Önemli bir nokta da şu: Her kadın daha yaşı 40’a girerken “aktivite” düzenini dikkatle incelemeli.
Her gün değilse bile günaşırı, düzenli fiziksel aktivite yapmanın bir yolunu bulmalı.
MAYR DİYETİ
Neler serbest, neler yasak?
Kafein ve şekerden kesinlikle uzak duracaksınız.
Sebze-meyveleri akşam değil, gündüz tüketeceksiniz. Saat 16.00’dan sonra çiğ sebze ve meyve yemeyeceksiniz.
Akşam yemeğinde çorba ya da hafif pişirilmiş balık ve/veya sebzeleri tercih edeceksiniz ve en geç saat 18.00’de akşam yemeğini tamamlamış olacaksınız. (Evde bunu 19.00’a çekebilirsiniz.)
Yemekte su içmeyeceksiniz.
Bitki çayları tavsiye ediliyor.
Bir küçük kadehi geçmemek kaydıyla şarap içilebiliyor.
Omega-3 zengini yağlar (keten tohumu yağı, fındık yağı, ceviz yağı) öneriliyor.
Şarküteri ürünleri (sosis, salam, sucuk) önerilmiyor.
Hayvansal protein olarak balık özellikle tavsiye edilen bir besin.
Alkali beslenme modelini ısrarla uygulamak çok önemli.
KESİP SAKLAYIN
ALKALİ BESİNLER
Meyveler: Elma, armut, limon, portakal, greyfurt, çilek, şeftali, karpuz, incir.
Sebzeler: Taze mantar, ıspanak, kabak, havuç, turp, kuşkonmaz, kereviz sapı, zencefil, maydanoz, rezene, zerdeçal, tarçın.
Süt ürünleri: Çiğ süt, yumuşak koyun ve keçi peyniri, çökelek tipi peynirler.
Diğer gıdalar:
Yumurta beyazı, balıklar(somon ve alabalık), hindi göğsü, soğuk preslenmiş bitkisel yağlar.
ASİDİK BESİNLER
Kırmızı etler, tavuk eti, işlenmiş etler (sosis), füme balıklar, kalamar, ahtapot karides, yoğurt, sert peynirler, yumurta sarısı, kahve, alkol, siyah çay, şeker ve her türlü işlenmiş gıda.
Paylaş