Melatonin masum mu
Melatonin takviyeleri de tıpkı magnezyum takviyeleri gibi sıklıkla yanlış ve özensiz hatta bazen gereksiz kullanılabilen takviyeler.
Ayrıca sadece bizde değil, dünyanın her yerinde çoğu maalesef “ÇÖP”! O takviyelerin içinde ya yeteri kadar melatonin yok ya da üretim hataları nedeniyle yutulan melatonin hapları doğrudan bölünüp parçalanıp bağırsaklarda emilmeden kanalizasyona gidiyor(!) Kısacası melatoninden faydalanmanın da melatoninden zarar görmeden yararlanmanın da bazı ayrıntıları, püf noktaları var. İşte onlardan bazıları...
KESİP SAKLAYIN MELATONİN ALFABESİ
MADDE 1 Bağışıklık baskılayıcı, kan sulandırıcı, depresyonu iyileştirici, kan şekerini dengeleyici ilaçlardan herhangi birini kullanıyorsanız melatonin haplarını yutmadan önce doktorunuzla mutlaka konuşun.
MADDE 2 Kanınızı inceltebilen panax ginseng, ginkgo biloba, sarımsak özütü vb. destekler kullanıyorsanız ya da reçeteli bir kan inceltici ilaç kullanıyorsanız daha da dikkatli olun.
MADDE 3 Melatoninin baş ağrısı, baş dönmesi, huzursuzluk, bulantı, gece terlemeleri, kâbus ağırlıklı rüyalar görmeye ve çok yüksek dozlarda alındığında beklenenin tersine uykusuzluğu tetiklemeye yol açabileceğini de bir kenara not edin.
MADDE 4 Uyku desteği olarak 1-3 mg melatonin ile yetinin, 6 mg’a asla geçmeyin.
MADDE 5 Melatonin tabletlerini uykudan 1-2 saat, dil altı tablet ve damlalarını ise uykudan 10-30 dakika önce kullanın.
DENEYİN DENGE TESTİ
“Statik denge testi” biyolojik yaşınızı belirlemede kullanabileceğiniz basit ve güvenli bir test gibi görünüyor.
Bu test için tek ayağınızın üzerinde, gözleriniz kapalı bir şekilde ne kadar süre kalabileceğinizi belirlemeniz gerekiyor. Eğer solaksanız sağ ayağınız, sağlaksanız sol ayağınız üzerinde kalmalısınız. Testi ayakkabısız uygulamanız gerekiyor.
Bunun için sert bir zeminde, gözleriniz kapalıyken bir ayağınızı yerden altı santimetre yukarı kaldırmanız, dizinizi 40-45 derece kadar bükmeniz yetiyor.
Test süresince gözlerinizi açmamanız, ayaklarınızı hareket ettirmemeniz şart. Testle gözlerinizi açmak zorunda kalmadan veya düşmeden önce ne kadar süre ayakta kalabildiğinizi belirliyorsunuz.
Testi üç kez tekrarlayıp ortalamasını almanız daha sağlıklı bir sonuç veriyor.
Testi yaparken yanınızda birinin olmasında, eğer düşme tehlikesi yaşarsanız yardım etmesinde fayda var.
DEĞERLENDİRME EĞER BU TESTTE...
dört saniye durabiliyorsanız 70
beş saniye durabiliyorsanız 65
yedi saniye durabiliyorsanız 60
sekiz saniye durabiliyorsanız 55
dokuz saniye durabiliyorsanız 50
on iki saniye durabiliyorsanız 45
civarında bir biyolojik yaşınızın olduğunu düşünebilirsiniz. Eğer tek ayağınız üzerinde gözleriniz kapalıyken on altı saniye ve daha fazla durabiliyorsanız gözünüz aydın: Biyolojik yaşınız 40 ve daha aşağıda demektir.
ÖNEMLİ YENİ TEHDİT: SOSYAL İZOLASYON
Dünya Sağlık Örgütü, biraz geç kalarak olsa da yalnızlığın “KÜRESEL SAĞLIK SORUNU” olduğunu nihayet kabul etti. Sadece kabul etmekle de kalmadı, önemli bir açıklamayla bu tehdit ile mücadeleyi önceleyeceğini açıkladı. “Yalnızlık meselesi” son yıllarda, özellikle de pandemi dönemi ve sonrasında çok sık araştırılan konulardan biri. Ölümcül bile olabileceğini gösteren çok sayıda araştırma var. Üstelik yalnızca yaşlıları değil, ergenleri de etkiliyor. Sosyal izolasyon ergenlerde de ciddi sağlık sorunlarını tetikleyebiliyor. Sosyal izolasyonun en büyük hedefi ise yaşlılar. Yaşlanma sürecindeki yalnızlaşma beyinde inflamasyon/iltihaplanmayı arttırarak belleği bozuyor. Ayrıca bağışıklık moleküllerinin üretimini baskılayarak özellikle viral hastalıklara karşı direnci azaltıyor. Diğer taraftan yalnızlığın sürekli korku haline, aşırı bir temkinlilik durumuna yol açarak stresi tetiklediği ve etkili bir depresyon davetçisi olabildiği de biliniyor. Elimizdeki net ve açık bilgi şudur: HAYAT İNSANLARLA GÜZELDİR. Sağlıklı ve uzun bir ömür sürmenin kilit noktalarından biri sosyal bağlantıların sayısı, kalitesi ve gücüdür.
AKLINIZDA OLSUN YALNIZLIK AYRI ŞEY, SOSYAL İZOLASYON AYRI ŞEY
Uzmanlar sosyal izolasyon ve yalnızlığın aynı şeyler olmayabileceklerini de belirtiyor. Mesela doktor Daniel J. Levitin’e göre, “yalnızlık tamamen özneldir, sizin duygusal halinizdir. Sosyal izolasyon ise insanlarla yetersiz/az etkileşimde bulunduğunuza işaret eder. Sosyal izolasyon hesaplanabilir. Yalnızlık ise hissedilir. Yalnızlık anlamlı ilişkilerden uzak olma duygusudur. İnsanlar büyük bir aile içinde ve başka insanlarla çevrili olduklarında dahi kendilerini yalnızlık hissedebilirler”.
Netice şudur: Yaşadığımız dönemde tarihin hiçbir döneminde olmadığı ölçüde fazla sayıda insan yalnız yaşıyor, yalnız yaşlanıyor ve sosyal izolasyona maruz kalıyor. Hem kendimiz hem de sevdiklerimiz için her iki konuda da daha dikkatli, duyarlı ve özenli olmalıyız.
