Liposuction zayıflatmaz lavmanla detoks olmaz

"Bir musibet bin nasihatten iyidir" deyimi her zaman geçerlidir. Hastalarımıza "şunu yapma, bunu yeme, ona dikkat et" gibi tavsiyelerde bulunuruz.

Ne var ki, bunların çoğu "testi kırılmadan" uygulanmaz. Sağlığına çok düşkün hastalarımız bile ciddi bir sorunla karşılaşmadıkça bazı yanlışları ısrarla sürdürür. Ya da kadınlar arasında bir lipo salgınıdır gider. Yanlış-metreyi bu hafta da çalıştırmaya devam ediyoruz.

Liposuction zayıflatır. Bazı sözcüklerin bilinmeyen bir sihri var. "Lipo" da bunlardan biri. Özellikle kadınlar arasında ciddi bir "lipo salgını" var! Kimi "lipo masaj", kimi "liposuction", kimi "lipoliz" peşinde koşuyor. Kısacası hiç kimse vücudunda yağ biriksin istemiyor. Yağ birikimleriyle mücadelede "liposuction" bir çözüm olabilir mi? Bu sorunun cevabı dün de hayırdı, bugün de hayır. Liposuction yalnızca bölgesel kontür düzeltmelerinde estetik amaçla uygulanan bir girişimdir. Bu yöntemi bir vücut şekillendirme aracı olmaktan çıkarıp kilo kaybı yöntemi gibi kullanmak yanlıştır. Belki diyet ve egzersizle kilo verdikten sonra bile giderilemeyen yağ fazlalıkları liposuction ile giderilebilir. Ama bu yöntem bir kilo verme amacı gibi kullanılamaz.

Kolon lavmanı detoks yapar Bazı detoks merkezlerinin ısrarla uygulamaya devam ettiği kalın bağırsakların lavmanla temizlenmesi işlemi faydalı olmak bir yana, bazı tehlikeli sonuçlar bile yaratabiliyor. Bu yöntemin kalın bağırsakta birikmiş ve vücuda toksin üreten kalıntıları temizlemesi yani detoksa yardım etmesi söz konusu değil. Yöntem, bilimsel hiçbir çalışma tarafından desteklenmiyor. Kısacası lavmanla detoks olmaz!

Kara lahana guatr yapar. Bu çok eski sağlık efsanesi bilimsel olarak onlarca kez çürütülmesine rağmen zihinlerden bir türlü silinemedi. Kara lahananın guatr yapabilmesi için bir yılda bir kamyon dolusu lahana (veya günde ortalama 4 kilo) yemeniz gerekiyor! Bilakis, kara lahana içerdiği zengin vitamin ve mineral muhtevası yüksek antioksidan yoğunluğu ve posadan zengin yapısı nedeniyle mükemmel bir sağlık dostu.

Kırmızı et zararlıdır.
Kırmızı etin sağlığa zararlı olduğu düşüncesi de yaygın bir yanlış. (Üzülerek belirtelim ki çoğu kişi bu yanlışa bizi de ortak ediyor. Kebapçıda dana şiş, kaburga yerken veya lokantada bonfilemizi keserken gören "aaa, hoca da kırmızı et yiyor" deyip şaşırıyor.) Kırmızı yağsız et kızartma yerine haşlanarak ya da buharda pişirilerek hazırlandığında, yağları iyice temizlenip ayıklandığında, miktarı haftada 2-3 kez üç-dört köfte büyüklüğüyle sınırlandığında sağlık için zarar değil, yarar sağlar. Kırmızı et özellikle protein ve demir yönünden çok önemli bir besin. Kebap "Türk mutfağı"nın en önemli lezzetlerinden biri. Yeter ki abartmadan yiyin!

Çok okumak gözleri bozar. Bu o kadar yaygın bir sağlık yanlışdır ki bizim eve bile girmiştir. (Eşim Mihriban ve kızım Merve bile beni sık sık "okumayı bırakıp gözlerini birazcık dinlendirsen" diye uyarır) Özellikle alacakaranlıkta veya iyi aydınlatılmamış ortamlarda okumanın gözü bozduğunu ileri sürenler yanılıyor. Böyle bir durumun belki görme keskinliğini bir miktar azaltması söz konusu olabilir. Ama gözleri bozması yanlış bir inanış.

Muz, karpuz, havuç kilo yapar. Bu üç yiyeceğin sağlıklı olduğu kesin ama kilo yaptıkları doğru değil. Bu yanlışlık muhtemelen üçünün de kana hızla karışması ve kan şekerinde, ensülin düzeyinde ciddi dalgalanmalar yaratması bilgisinden kaynaklanıyor. Muzun, karpuzun ve havucun glisemik yüklerinin yüksek olduğu doğru. Ama fazla miktarda yenmezlerse kilo yapmaları söz konusu olmaz. Muzun potasyum, karpuzun likopen, havucun ise beta-karoten bakımından mükemmel yiyecekler olduğunu da hatırlatalım.

Yüz egzersizleri cilt kırışıklıklarını önler. Birkaç hafta önce izlediğim bir televizyon programında Uzakdoğulu bir kadın "cildini nasıl bu kadar güzel ve mükemmel tuttuğunu" bazı komik mimiklerle izah etmeye çalışıyordu. Kadıncağız zaten en fazla otuzlu yaşlardaydı. Ve bu egzersizlere devam ederse bir süre sonra yüz fizyonomisinin ciddi bir şekilde bozulacağını bilmiyordu. Yüz egzersizlerinin cildi gerginleştirdiği ve kırışıklıkları önlediği çok eski bir güzellik palavrasıdır.

HİPERTANSİYON YANLIŞLARI

Tansiyon düşünce tuzlu ayran içmek gerekir. İşte sık yapılan bir sağlık yanlışı daha. Her tansiyonu düşene "tuzlu ayran" içirilmez. Tansiyonu düşen birine yapılabilecek en iyi yardım, uzanıp dinlenmesini sağlamak, kısa bir süre sonra düzelmiyorsa doktor çağırmaktır.

Tansiyon ilaçları alışkanlık yapar. Hiçbir tansiyon ilacı alışkanlık veya bağımlılık yapmaz. Bu düşünce kan basınç yüksekliğini düşürmek için ilaç kullanmaya başlayanların çoğu zaman nerdeyse ömür boyu ilaç kullanmak zorunda kalması gereğinden kaynaklanıyor. Fazla kiloları vermek, tuzu azaltmak, uykuyu düzenlemek, alkolü-sigarayı bırakmak gibi günlük yaşam hataları terk edildikten sonra bile yüksek seyreden bir kan basıncı söz konusuysa ilaç kullanmak şart!

Hipertansiyonlu hastalar tuz kullanmamalıdır.
Bazı hipertansiyonlular tuza çok duyarlı. Ama her hipertansiyonluya ağır bir tuz kısıtlaması yapmak da gerekmiyor. Tuz hazır gıdalardan, konserve, hazır çorbalar, meşrubatlar, sucuk ve pastırma gibi ürünlerinden, turşudan, salçadan, tarhanadan zaten kazanılıyor. Eğer tuz oranı çok yüksek yiyeceklerden uzak durabilir ve ilaçlarınızı düzenli kullanırsanız yemeklere eklenen az miktarda tuzun pek zararı dokunmaz.

Tansiyonu çıkana sarmısak yedirmeli.
Bu da çok sık yapılan bir yanlış. Sarmısak sağlığa yararlı bir yiyecek. Ama onu, tansiyonu düşürmek için bir ilaç gibi kullanmak doğru değil. Limon suyu içmenin sarmısaktan daha etkili olduğunu gösteren gözlemler bile var.
Yazarın Tüm Yazıları