Paylaş
Doktoruna neredeyse zorla ilaç yazdırmaya çalışan, bir eczaneye girdiğinde şekerci dükkânına girmiş bir çocuk gibi gözleri parlayan pek çok insanımız var. Annelerin çocuklarına faydalı olacağını düşündükleri gıdaları yedirirken “İlaç niyetine yavrum!” dedikleri başka ülke var mıdır acaba? Hiç sanmıyorum. Özetle yerli yersiz her sağlık sorunumuzda çözüm için hemen ve hiç düşünmeden ilaçlara sarılıyoruz. Başımız ağrıdığında çıkıp bir parkta dolaşmak, biraz temiz hava alıp rahatlamak yerine hemen bir ağrı kesici yutuyoruz. Bırakın ağrı kesicilerini, mide haplarını, gaz ilaçlarını, bir antidepresana başlamak için bile uzman doktor tavsiyesine değil komşu tavsiyesine uyabiliyoruz. Peki, doğru mu yapıyoruz? Kesinlikle hayır! Neden mi? Hazırsanız buyurun...
UNUTMAYIN
HAP YUTARKEN HAPI YUTMAYIN
Sohbet ettiğim her ortamda fırsat buldukça ilaçların da birer kimyasal olduklarını, neredeyse tamamına yakınının yapay moleküllerden üretildiklerini anlatmaya çalışırım. Bana göre her ilaç adeta iki ucu keskin bir bıçaktır. Her ilacın faydaları kadar -her kimyasal madde gibi- toksik ve zararlı muhtemel etkileri de vardır. Diğer taraftan kimine iyi gelen ilaç bir başkasında ciddi bedensel ya da ruhsal tahribatlara da yol açmaktadır. Son yıllarda karşılaştığımız çoğu karaciğer ve böbrek hastalıkların arka planında da gereksiz ve yanlış ilaçların yaptığı hasarlar olduğunun altını bir kez daha çizmek isterim. Kısacası ilaçlar doğru kullanıldıklarında hayat kurtarırken gelişi güzel, gereksiz ve bilinçsiz kullanıldıklarında ciddi birer sağlık tehdidi haline de dönüşebilirler. Lütfen, gıda takviyeleri (vitaminler vb.) dahil hiçbir ilacı doktorunuza sormadan yutmayı (!) düşünmeyiniz. Hap yutarken hapı yutabileceğinizi aklınızdan çıkarmayınız.
ÖNEMLİ
İLAÇ DA CİDDİ BİR EKONOMİK YÜKTÜR
Gereksiz ve aşırı ilaç tüketiminin ekonomimize de ciddi zararları var. Araştırmalar, bir ülkede ilaç tüketimi arttıkça, sağlık harcamalarında ilaca ayrılan pay büyüdükçe, hastalıkların azalacağı yerde arttığını gösteriyor. Bunun nedeni olarak da “sağlığa ayrılan ekonomik kaynakların büyükçe bir bölümü ilaçlar için harcandığında koruyucu sağlık hizmetlerine ayrılan payın azalması” gösteriliyor. Maalesef bizde de aynı sorun var, aynı hatayı yapıyoruz. Sağlığı korumaya değil, hastalıkları tedavi etmeye odaklanmış yanlış bir sağlık modelini ısrarla uygulamaya devam ediyoruz.
Diğer taraftan aşırı ilaç tüketiminin antibiyotik direnci yarattığını, başta karaciğer ve böbrekler olmak üzere ilaçlara bağlı organ hasarlarını arttırdığını da yeniden hatırlatırım.
İYİ BİLGİ
NE YAPMALI
40 yıl kadar önce Ankara Tıp Fakültesi’nde ilaç bilimi/farmakoloji eğitimi aldığım kıymetli hocalarım Prof. Dr. Şükrü Kaymakçalan ve Prof. Dr. Kazım Türken gibi duayen farmakologlar -tümünü saygı, sevgi ve minnetle anıyorum- bize şunu öğrettiler: Her ilacın muhtemel yan etkileri ve zararları vardır. Her hekimin yazdığı ilacın yaratabileceği sorunlar hakkında hastalarını bilgilendirmesi, mesleki ahlakın vazgeçilmezidir, ilk şartıdır.
Bu basit bilgilendirme için ayrılacak zaman hastaları hem ilaca karşı koruyacak hem de oluşabilecek sorunların erkenden tanımlanmasını sağlayacaktır.
BANA GÖRE
İLAÇ KULLANMA KILAVUZU
Lütfen her ilacın yan etkilerinin olabileceğini hatta bunların bazılarının hayatınızı tehdit edebileceğini unutmayınız. Doktorunuzun size önerdiği her ilaç veya takviye hakkında çekinmeden bilgi isteyiniz. Ve şu önerileri de bir kenara dikkatle not ediniz ve size bir ilacı kullanmanız için reçete eden doktorunuza şu soruları lütfen ve hiç çekinmeden sorunuz...
1. Bu sorunu ilaç kullanmadan çözmem mümkün mü?
2. Beslenme düzenimi değiştirsem, fazla kilolarımı versem, uykuma özen göstersem, egzersiz yapıp stresimi törpülesem ilaçsız da iyileşemez miyim?
3. Bu ilacın/takviyenin kullandığım diğer ilaçlarla olumsuz bir etkileşimi olabilir mi?
4. Bu ilacı daha kısa süre ile ve daha düşük dozlarda yutsam olmaz mı?
5. Bu ilacın herhangi bir yan veya toksik etkisi var mı? Varsa neler? Çözüm için ilaç yerine doğal takviyelerden de yararlanmam mümkün değil mi?
Paylaş