Koruyucu Aspirin’i kimler kullanmalı

Aspirin’in koruyucu amaçla kullanılması ile ilgili akıl karışıklığı sürüyor.

Gelen e-mail ve telefonlara bakılırsa, konunun bir kez de bu köşede işlenmesinde yarar var. Aspirin’i kalp-damar hastalıkları ve inmeden korunmak amacıyla kullanmak yeni bir şey değil. Bu yol, Aspirin’in kanı inceltici etkisinin ortaya konulduğu 1980’li yıllardan beri deneniyor. Ağrıyı kesmek veya ateşi düşürmek için gerekli olan Aspirin dozu 325-500 mg civarında iken, kanı inceltmek için 81-150 mg civarında Aspirin alınması çoğu kez yeterli olur. Aspirin’in ağrıyı kesen ve ateşi düşüren dozlarından çok daha az miktarları ile kanı sulandırabilmesi önemli bir avantajdır. Bu dozlarda, yüksek dozda ve uzun süreli Aspirin kullanıma bağlı bazı sorunlarla karşılaşma olasılığı azalır. Yani ağrı kesicilerin uzun süre kullanımı neticesi görülen böbrek, karaciğer yetmezliği ya da mide kanaması gibi ihtimaller düşer.

Son zamanlarda ortaya çıkan tartışmaların nedeni biraz da yukarıdaki farkın pek iyi anlaşılamamasından ileri geliyor. Kalbi koruyucu veya inmeyi önleyici amaçla kullanılan Aspirin’in dozu, ağrıyı kesmek ya da ateşi düşürmek amacıyla kullanılanın neredeyse dörtte biridir!

"Aspirin’i koruyucu amaçla kimler kullanmalıdır?" sorusunu yanıtlamak kolay değil. Koruyucu amaçla Aspirin kullanmanın gerekli görüldüğü bazı durumlar var: Eğer önceden geçirilmiş bir By-Pass ameliyatı öykünüz ya da kalbinize stent takılması gibi bir tıbbi özgeçmişiniz varsa, doktorunuz büyük olasılıkla reçetenizde Aspirin’e yer verecektir. Kalp krizi geçiren, kararsız angina-pektorisi (eforla ilişkili veya ilişkisiz göğüs ağrıları) olan biriyseniz, doktorunuz muhtemel ilaç listenizin içine yine Aspirin’i koyacaktır. Daha önceden inme geçirdiyseniz ya da ciddi inme tehdidi altında olduğunuz kanıtlanmışsa, koruyucu aspirin kullanımı öneriliyor.

"KULLANSA DA OLUR, KULLANMASA DA" GRUBU

Ailesinde kalp hastalıklarına yakalananların sayıca çok olduğu bir genetik soy geçmişiniz varsa, anne, baba, kardeşler ve diğer birinci dereceden akrabalarınız arasında erken yaşta kalp krizi geçirenlerin sayısı fazlaysa kendinizi yüksek riskli insanlar arasında sayabilirsiniz. Genel kanaat, bu grupta olanların, özellikle hiper-kolesterolemi, kan şekeri yüksekliği, hipertansiyon gibi diğer riskleri de birlikte bulunduranların koruyucu Aspirin kullanması yönündedir.

Koruyucu Aspirin kullanımının "olsa da olur, olmasa da" gibi düşünüldüğü, yani kararın doktorun tecrübesi ve hastanın risklerine göre ayarlandığı durumlar da var. Bazıları, düşük riskli olan hastalarda bile şeker hastalığı ve/veya kolesterol sorunu varsa, koruyucu Aspirin kullanımını tavsiye ediyor. Bunu biraz daha abartan, herhangi bir kontra-endikasyon yani kullanıma mani durum söz konusu değilse, 50’li yaşlardan sonra herkese günde 81-100 mg koruyucu Aspirin önerenler de yok değil.

Aspirin’in bazılarında mide sorunlarına yol açtığı, hatta tehlikeli mide kanamaları meydana getirebildiği biliniyor. Bazı insanların Aspirin’e alerjileri olabiliyor. Aspirin kullanmayı takiben ciddi karaciğer sorunları yaşayan hastalar da var. Bu ve benzeri durumlarda kanı sulandırmak amacı ile koruyucu Aspirin kullanmamak gerek.

Koruyucu amaçlı Aspirin kullanımı ile ilgili düşüncelerimizi özetlediğimiz bu yazıyı, her doktorun bu konuda hastasına ve tecrübesine göre hareket ettiğini hatırlatarak ve Aspirin ile koruyucu tedavinin her hastaya göre ayrı planlanması gerektiğini, bu tedaviye başlama kararını sadece doktorların verebileceğini bir kez daha belirterek tamamlayalım. Hastalıklardan korunmanın onları tedavi etmekten çok daha kolay olduğunun altını çizelim. Aspirin’in, ne dozda kullanılırsa kullanılsın, bir ilaç hem de çok önemli bir ilaç olduğunu unutmayalım.

Günlük kalori kısıtlaması

Aşırı şişman ve beden kitle indeksi 35’in üzerinde olan bir hastada, günlük kalori kaybı 500-1000 kalori arasında tutulduğunda, kilo kaybı haftada 0,5 kg’dan 1 kg’a çıkarılabilmekte ve yüzde 10’luk orana altı aydan daha kısa sürede erişilebilmektedir.

Altı ay içinde yüzde 10’luk bir kilo kaybı arzu ediyorsanız, haftada ortalama 0,5 ile 1 kg. arasında vermelisiniz. Bir başka deyişle günlük kalori kaybınız 500 ila 1000 kalori arasında olmalıdır. Bu kayıpları daha az kalori alarak ve sık egzersiz yaparak gerçekleştirmelisiniz.

marslan@yasasinhayat.org

Diyetisyen

Müge ARSLAN


DİYET GÜNLÜĞÜ

Sorularınız için:

Tel: (0212) 236 73 00

Yaz geldi, selülit savaşları başladı

Kalçamda ve bacaklarımın arka üst bölümünde yoğun şekilde selülit var. 3 aydır düzenli olarak günde 2 lt. su ve 30 dk. yürüyüş yapıyorum. Ama az da olsa faydasını göremedim.

Selülit dengesiz yağ depolanması ile oluşan bir problem. Yiyeceklerle ve hareketlerle sadece yeni selülitlere karşı savaş açabilir, biraz da var olanları azaltabilirsiniz. Fakat selülitlerin tamamen kaybolması neredeyse imkansız. Kısa süreli yapılan yürüyüşler de size çok fazla yarar sağlamayabilir. Selülit oluşmaması ve var olanların azalması için dikkat etmeniz gerekenler ise şunlar:

l Günde 8-10 bardak su için

l Öğün aralarında 3-4 fincan bitki çayı

l Taze sebzelerden oluşan salatalar tüketin

l Kilo almamaya özen gösterin, fazla kilonuz varsa mutlaka zayıflayın

l Hızlı kilo kaybından kaçının

l Günde minimum 30 dakika yürüyün

l Düzenli ve dengeli beslenin

l Aralarda abur cubur yerine meyve yiyin

l Gün içinde hareketli olun

gunes@yasasinhayat.org

Tiroidin arkasındaki kim

Tiroid bezinizin arkasında, Paratiroit hormonu üreterek vücudunuzdaki kalsiyum ve fosfor seviyelerini düzenleyen önemli bir yapı var: Paratiroid bezleri. Hipo-paratirodi, paratiroid bezlerinin yeterli paratiroid hormonu üretememesi durumunda oluşan bir sağlık sorunudur.

Paratiroid yetmezliği doğumsal olabileceği gibi, bazı bağışıklık sapkınlığı durumlarında da görülebilir. Tiroid ameliyatları sırasında paratiroid bezlerinin zarar görmesine sık rastlanır. ehattat@yasasinhayat.org
Yazarın Tüm Yazıları