Kilo problemi yaşayanların bazılarında, sorun böbrek üstü bezlerinin aşırı miktarda "kortizol" üretmesinden kaynaklanır.
"Cushing sendromu" diye bilinen bu durumda böbreklerin hemen üzerinde yer alan adrenal bezler ihtiyaçtan fazla miktarda hormon üretir. Aşırı kortizol üretimi kilo almaya, ayrıca yüzde yuvarlaklaşma, iki omuz arasında boynun hemen arkasında yağ birikimine, ciltte mor, pembe çatlaklara, tüylenme, kemik kitlesi kaybı, kan basıncı yükselmesi hatta mide ülseri gibi problemlere yol açabilmektedir. Bu sendromun kan şekerinde yükselmeye ve şeker hastalığına sebep olabileceği de biliniyor.
NEDEN SIK GÖRÜLÜYOR
Benzer bir durum herhangi bir nedenle kortizol türevi ilaçların yani "kortizon" hormonu veya kortikosteroidlerin kullanımını takiben de ortaya çıkabilir. Kortizon içeren ilaçlara bağlı Cushing sendromu böbrek üstü bezlerinin doğal kortizolü fazla üretmesi sonucu gelişenden daha sık görülür. Bunun nedeni kortizonun çok sayıda hastalığın tedavisinde kullanılmasıdır. Romatizmal hastalıklardan bağışıklık bozukluklarına, alerjik hastalıklardan cilt problemlerine kadar farklı alanlarda kortizon kullanılabilmektedir. Kortizon kullanımının gereğinden fazla uzatılması, her zaman el altında olan bir ilk seçenek gibi muamele görmesi, tedavinin gereğinden çok uzatılması ya da yüksek dozda alınması riski yükseltir.
MUTLAKA DOKTOR TAKİBİ GEREKİYOR
Kortizon türevi ilaçların gereksiz veya yanlış kullanımları ile ortaya çıkan kilo fazlalığı, tansiyon, şeker yükselmesi ve diğer problemler artık çok iyi tanınır hale geldiğinden hekimler de hastalar da bu konuda eskisinden daha dikkatli ve hassastır. Özellikle hastalar gerek tablet veya enjeksiyonla gerekse solunum veya cilt yoluyla önerilen kortizon uygulamaları konusunda eskisinden çok daha dikkatli davranmaktadır. Bütün gayretlerinize rağmen bir türlü başaramadığınız kilo kaybı problemlerinizin arkasında gözden kaçmış bir Cushing sendromunun olabileceği aklınızda olsun. Eğer vücudunuz şu veya bu şekilde fazla miktarda kortizol üretiyorsa veya sentetik steroidlerden herhangi birini kullanıyorsanız kilo probleminizi kolay kolay çözemeyeceğinizi hatırlatalım.
Özellikle gittikçe ilerleyen kilo kazanımlarında, diyet ve egzersize direnen kilo problemlerinde, fazla kilolara ciltte mor-pembe çatlakların, tüylenme, hipertansiyon, kan şekeri artışı gibi sorunların eşlik ettiği hallerde Cushing Sendromu aklınızda olsun.
Kan şekeri ve ruh hali arasında bağlantı var mıdır
Şeker hastası olan insanlar sinirli mi olur? Fazla mı alıngandırlar? Evet! Kan şekeri dalgalanmaları huy değişikliklerine yol açabilir. Ancak, nedeni belli olmayan bu durum, çok düşük ya da çok yüksek kan şekeri düzeyleri ile yaşanır.
Huy değişiklikleri, kan şekeri düzeyi farklılaşmaları ile koşut gidiyorsa önemlidir. İlaç kullanılmıyorsa, gereken ileri tetkikleri planlamak, ilaç kullanılıyorsa dozları yeniden ayarlamak ya da değişiklik yapmak söz konusu olabilir. Şeker hastalarında mizaç değişikliklerinin pek çok nedeni olabilir. Yalnızca kan şekeri düzeyi dalgalanmaları değil, birçok nedenden diyabetiklerin desteğe gereksinimi olabilir. Bu durumda doktorunuz sizi ruh sağlığı uzmanlarına yönlendirecektir.
Ömrü uzatan maddeler hangi besinlerde var
Yaşlanma sürecini yavaşlatan özellikle mitokondiral DNA’nın yaşlanma hızını düşüren 5 doğal maddeyi anlatan yazı yoğun ilgi gördü. Okurlarımız bu doğal maddelerin bulunduğu yiyecek ve içecekleri de öğrenmek istiyorlar. İşte iyi yaşlanmanıza destek olacak o doğal maddelerin bulunduğu yiyecek ve içecekler:
Koenzim Q-10: Ceviz, badem, keten tohumu gibi yağlı tohumlar. Balık, tavuk ve kırmızı et.
Alfa Lipoik Asit: Böbrek, karaciğer, kalp gibi iç organlar -sakatat grubu-, hayvansal etler, ıspanak, brokoli, domates gibi bitkisel besinlerde bulunur.
Folik Asit: Kuru baklagil grubu besinler, yağlı tohumlardan ceviz, fındık, badem, hayvansal besinlerden karaciğer ve diğer iç organ etleri ile koyu yeşil yapraklı sebzeler bol miktarda bulunduğu yiyeceklerdir.
Rezveratrol: Üzüm, üzüm suyu, pekmez ve şarap rezveratolün en iyi kaynaklarıdır.
Asetil L- Carnitin: En iyi kaynağı kırmızı ettir.
Cilt dostu bir beslenme planı
Sağlıklı ve güzel bir cilt için yapılabilecek kolay bir beslenme planı arıyorsanız aşağıdaki öneriler işinize yarayabilir.
n Hergün bol miktarda sebze, meyve, tam taneli tahıllar, pişmiş kuru fasulye ve bezelye tüketin. Yaklaşık 2-3 porsiyon yağsız süt ve orta düzeyde yaklaşık 90-100 gr balık veya et tüketin.
n Hergün C vitamini için turunçgillerden, beta karotein için koyu yeşil yapraklı sebzeler ve kayısı, E vitamini için ise buğday tohumu yiyerek antioksidan içeriği yüksek yiyeceklerden tüketin.
n Günlük diyetinizde mutlaka linoleik asit kaynağı olarak zeytinyağı, ayçiçeği yağı, yağlı tohumlar, avokado ve çekirdek yiyin.
n Sürekli kilo alma ve verme nöbetlerine engel olun. Kilo döngüsü, vakitsiz cilt gerginliklerine, kırışıklıklarına ve sarkmalara neden olur.
HCG hormonu zayıflatır mı
Aldığınız kalorileri yakmanızı sağlayacak bir hap henüz yok. Herhangi bir kasınızı oynatmadan kalori kaybını sağlayacak bir alet de henüz keşfedilmedi. Kilo vermek istiyorsanız o eski yöntemlere başvurmaktan başka bir çare görülmüyor. Yani, daha az yemek ve daha fazla egzersiz yapmak gerekiyor. Ne hamile kadınların idrarından elde edilen HCG iğnelerinden, ne yağ yaktırdığı iddia edilen içeriği kuşkulu tabletlerden, ne de pasif jimnastikten fayda bekleyin.
Doğruluğu kanıtlanmamış, kerametleri kendinden menkul, bilimsellikten uzak yöntemlerden sonuç beklemeyin. En azından bir başka sihirli yöntem bulununcaya kadar "yediklerinizin yarısı, yaptıklarınızın iki katı" formülünden istifade etmeye devam edin.
Besinlerdeki yağlar önemlidir
Besinlerle belirli bir miktar yağ yemeniz zorunludur. Çünkü yağlı besinler yağda eriyen birçok önemli vitamini de (A,D,E,K) içerir. Bu vitaminler kazanmak için yağ yemeniz şarttır. Ayrıca elzem yağ asitleri (Omega-3 ve Omega-6), karetonoidlerin kazanımı için de yağ yemek gerekiyor. Vücudumuzun düzenli bir şekilde çalışması için besinlerdeki yağa mutlaka ihtiyaç var. Günlük kalorinin yüzde 20-30’unun yağdan gelmesi önerilmektedir. Bunun yanında iki elzem yağ asidi de önerilmiştir. Bitkisel yağlarda bulanan Omega-6 yağ asidi olan Linoleik Asit ve yağlı balıkta bulunan Omega-3 yağ asitleri ve bitkisel yağlardaki Omega-3 yağları olan Linolenik Asit. Bu yağların elzem olduğu düşünülmektedir çünkü vücudun kendisi bunları üretememektedir. Kısacası yağın azı da, çoğu da zararlı!
DİYET GÜNLÜĞÜ
Sorularınız için: Tel: (0212) 236 73 00
Zayıflamak istiyorum, ancak yaptığım hatalı bir uygulama sonucu enerjimin azalmasından korkuyorum. En azından çikolata, ekmek, asitli şekerli içecekler, kuruyemiş ve benzeri (zaafım olan) yiyecekleri azalttım. Çalışma tempom yüksek. Bu yüzden enerji veren bir diyet programı olabilir mi?
Doktor tavsiyesiyle multivitamin
Kilo verme süreci çok kolay bir iş değildir. Amacınızın sadece kilo vermek olduğu girişimler geri dönüşlüdür. Ve bu süreci sadece diyet yaparak geçirmekten ziyade diyetisyenlerden beslenme konusunda özellikle kendi beslenmeniz konusunda eğitim alabilmeyi hedeflemelisiniz. Kendinize özel bir beslenme planından yola çıkarak uygulayacağınız diyeti sık sık sorgulamalı ve her geçen gün daha uygulanabilir, "size özel" hale gelmesini sağlamalısınız. Tüketimini sınırladığınız yiyeceklerin içinde ekmek "hatalı bir vazgeçiş" ile beslenme yanlışına neden olmaktadır.
Ekmek ve tahıl grubu yiyecekler günlük karbonhidrat ve B1 vitamini alımını destekleyen en temel besin grubudur. İşte bu noktada bildiğiniz hatta uygulamaya koyduğunuz yanlışın düzeltilmesi "diyet yaparken halsiz, yorgun düşme" endişesini ortadan kaldıracak en önemli değişimdir. Kalori kısıtlaması kilo verme sürecinin temelidir. Ancak kısıtlamaların temel enerji kaynaklarınızdan yapılması diyetin enerjinizi sömürmesine neden olacaktır. Yeterlilik, çeşitlilik ve denge uygulayacağınız diyetin sloganı olsun. Yapılan kalori kısıtlaması yoğun iş temponuzu etkileyebilecek durumda ise doktor tavsiyesi ile bir multivitamin kullanabilirsiniz.
Şu anda 1500 kalorilik diyet yapıyorum ve 2 haftada 2 kg verdim. Acaba kaloriyi düşürsem daha hızlı mı zayıflarım?
Az kalori, çok kaçamak demek
Sizin yaşınıza, boyunuza, kilonuza ve yaşam şeklinize göre hazırlanmış bir diyet uyguluyor iseniz ve bununla 2 haftada 2 kg verdiyseniz bence kesinlikle kaloriyle oynamadan devam edin. Kalori yerine diyetin içeriğiyle oynayın. Öğle yemeğinde ekmek yerine bir gün bulgur, bir gün çok yağlı olmayan bir dolma, bir gün az yağla yapılmış otlu bir börek, bazen de güzel bir çorba içebilmeyi düşünün. Nasıl olsa bu kaloriyle zayıflıyorum der ve kalori kısıtlamaya başlarsanız, bir süre sonra kilo kaybı beklentinizin tam tersine yavaşlayabilir veya durabilir. Çünkü düşük bir kalori ile yaşamak daha zordur.
Vücudunuz da buna karşı daha kolay adapte olur ve kendini koruma altına alabilir. Uzmanlar şunu da çok iyi biliyorlar ki, düşük kalorili diyetlerde kaçamak yapma riski daha yüksektir. Bu kaçamaklar alışkanlık haline gelebilir ve biz "yaşam tarzı" diye yenilenirken siz hálá eski diyet koleksiyonlarıyla uğraşıyor olabilirsiniz. Diyetinize devam edin. Eğer kilo kaybında bir yavaşlama olursa (haftada 500 gr altına düşerse) durumunuzu değerlendirmek için diyetisyeninizden randevu alın.