Bir arkadaş toplantısı ya da dost yemeğinde sohbet sırasında konu mutlaka sağlığa geliyor ve ilk beş hiç değişmiyor: Kolesterol, tansiyon yüksekliği, kilo problemi, hangi besinlerin daha faydalı olduğu ve yaşlanmaya bağlı sorunlar. Bunun nedeni, toplumun yüksek kolesterol tehlikesinin farkına varması.
BİRÇOĞUMUZ ailemiz veya arkadaşlarımızdan birinin kolesterol sorununu önemsememesi sonucu yaşadığı problemlere şahit olmuştur. Kötü anılarımız, üzüntülerimiz vardır. Kolesterol fazlalılığının, özellikle LDL yani kötü kolesterol çokluğunun tehlikeli bazı sonuçlar yaratabileceğini hepimiz biliyoruz. Kötü kolesterol LDL çok fazla olduğunda atardamarların duvarına çöküyor. Duvarları daraltıyor. Düzensiz, delik deşik bir hale getiriyor. Hatta tümüyle kaplıyor. Bu birikintilerden kopan parçacıklar, bazen ilerideki daha küçük bir damarı aniden bloke edebiliyor.
EN ÇOK STATİNLER
Kolesterol yüksekliği tedavi edilebilen bir sorundur. Tedavide kullanılan ilaçların başında "statinler" geliyor. Statinler dışında "ezetimib" ve "fibrik asit" içeren ürünler, daha seyrek olarak da "probucol" ihtiva eden ilaçlar kullanılıyor.
En çok kullanılan kolesterol düşürücüler statinlerdir. Statinler, 1980’li yılların ortalarında kullanıma verildiğinden bu yana "en çok reçete edilen" ama aynı zamanda "en çok tartışılan" ilaçlardan biri olma onurunu (!) ısrarla sürdürüyor. Neredeyse milyonlarca defa reçetelenmelerine ve yıllardır kullanılmalarına rağmen yan etkilerine ilişkin tartışmalar bir türlü bitmiyor. Statinlerin etkinlikleri konusunda kimsenin kuşkusu yok.
Statinler hem şanslı hem şansız ilaçlar. Şansları çok satmaları. Şansızlıkları reçete edildikleri her hasta tarafından şüphe ile karşılanmaları. Statinlere başlarken doktorlar da kısa bir tereddüt yaşıyor. Tereddütlerinin nedeni, hastaların ilaca gösterecekleri direnç ve ilaca başlama kararlarını destekleyecek kesin bilimsel rakamlara henüz yeteri kadar sahip olamamaları. Bu sorunu en çok, daha önce herhangi bir kalp sorunu yaşamayan, by pass, stent uygulanmamış, felç-inme problemi olmamış, yani "sağlıklı ama kolesterolü fazla olan" kişilerde yaşıyorlar. Ellerinde bu ilaçlara ne zaman başlamaları gerektiğini gösteren kesin rakamlar hálá yok. Mevcut rakamlar tartışmalı. Karar verirken hastanın diğer sağlık sorunları (şeker hastalığı, hipertansiyon, periferik damar hastalığı), kişisel alışkanlıkları (sigara tüketimi, aktivitesi, kilosu), genetik mirası (ailesinde erken yaşta kalp krizi ve felç geçirenlerin bulunup bulunmaması) gibi faktörleri de dikkate almaları gerekiyor.
YAN ETKİLER ÖNEMLİ
Bir başka karmaşa da bu ilaçların yan etkileri konusunda yaşanıyor. Statinlerin karaciğer ve kaslar üzerinde toksik etkileri olabileceği biliniyor. Bu etkiler bazen ciddi boyutlara da ulaşabiliyor. Ortalama yüzde 1-2 sıklığında görülen bu yan etkilerin geri dönüşümlü olması, yani ilaç kesilince düzelmesi büyük bir şans. Yine de statin kullanmaya başlayan her hastada belirli aralıklarla takip gerekiyor.
NE YAPACAKSINIZ?
Eğer sağlıklı biri iseniz ve doktorunuz yüksek bulduğu LDL kolesterolünüzü düşürmek için ilaç kullanmanız gerektiğini belirtiyorsa nedenini iyice öğrenin. Bir "ikinci fikir" almayı da düşünebilirsiniz. Yüksek riskli grupta olan biriyseniz ilaca başlamanızda yarar olabilir. Diğer taraftan daha önceden kalp-damar hastalığınızın olduğu belirlenirse, göğüs ağrısı, ritim bozukluğu, kalp yetmezliği, kalp krizi gibi sorunlar ortaya çıkmışsa, özellikle by-pass operasyonu geçirmiş veya stent takılmış biriyseniz doktorunuzu dinlemenizde ve ilacınızı büyük bir dikkatle kullanmanızda yarar var.