Kolajenine sahip cık

Kolajen bedenin mihenk taşı. Tıpkı kas ve kemikler gibi o da biz yaşlandıkça azalıyor. O azaldıkça da cilt, kas, eklem, kemik kısacası bedendeki hemen her türlü destek dokusu daha erken yaşlanıyor. İşte bu nedenle yaş 40’ı geçince “kolajenine sahip çık” gibi bir kampanyayı süratle devreye sokmak gerekiyor. En mühimi de kolajeni bol besinlere müracaat etmek. Peki hangi besinlerde daha çok kolajen var? Liste uzun. İlk 5 bence en önemlileri...

Haberin Devamı

Kolajen zengini besinler neler?

1- JELATiN

Genellikle inek ve tavukların bağ dokularının kaynatılmasıyla elde edilen jelatin, temel olarak pişmiş ve hazmı kolay bir kolajen formudur. Kolajen ısı serbest bırakılır, sudan kurutularak ekstrakt edilir ve daha sonra toz halinde kurutulur.

2- KEMİK SUYU

Kemik suyu, hayvanların kemik ve bağ dokuları birlikte kaynatarak yapılır. Bu dokular kaynatıldığında kolajenini suya bırakırlar. Bu yüzden de kemik suyu soğuyunca jelleşir.

3- YUMURTA BEYAZI

Yumurta akı, kolajenin ana bileşenleri olan glisin ve prolin amino asitleri bakımından çok zengindir. Bu nedenle yumurta akı mükemmel bir kolajen üreticisidir. Yumurta akı ihtiva eden protein barlar bu nedenle kolajen kaynağı olarak da çok değerlidir.

4- ÇEKİRDEKLER

Haberin Devamı

Kabak ve karpuz çekirdeği çok güçlü arginin zenginlikleri nedeniyle işe yarıyor.

5- TON BALIĞI

Her balık en çok da ton ve morina balığı glisin ve prolin ile yüklüdür. Ayrıca iyi bir omega 3 kaynağına sahiptir. Bu sayede vücuttaki inflamasyonu azaltmada etkilidir.

6- KİVİ VE TURUNÇGİLLER

Greyfurt ve greyfurt gibi turunçgiller glisin veya prolin içermezken, yüksek miktarda C vitamini içerirler. Vücut kolajen üretmek için C vitaminine ihtiyaç duyar. C vitamininin antioksidan özellikleri de enzimleri ve serbest radikalleri kolajeni parçalamayı önler.

7- SÜLFÜRLÜ BESİNLER

Sülfür, kolajen sentezi için önemli olan bir eser mineraldir. Çalışmalar, sülfür eksikliği olan bir diyetle beslenen hayvanların daha az kolajen ürettiğini göstermiştir. Sığır eti, yumurta, kümes hayvanları ve süt ürünleri gibi hayvansal gıdalar kolajen üretimi için iyi kükürt kaynaklarıdır. Ancak kükürtün bitkisel kaynakları, hayvansal gıdaların bulunmadığı güçlü organosülfür içerir.
En iyi kükürtlü seze kaynakları ise şunlardır:
· Sarımsak (ayrıca allisin içerir - güçlü bir doğal antibakteriyel)
· Soğanlar
· Karnabahar
- Lahana
- Turp
· Roka
· Tarhun

Kolajen takviyeleri faydalı mı?

İki tip takviye popülerlik kazanmaktadır: hidrolize kolajen (kolajen hidrolizat) ve jelatin. Yapılan çalışmalar kolajenin aşağıdaki faydaları için umut vadetmektedir.
- Kas kütlesini ve gücünü artırır.
- Artirit ağrılarını azaltır.
- Cildin esnekliğini ve canlılığını kazanmasını, kırışıklıkların engellenmesini sağlar.
- Bazı alternatif tıp hekimleri de leaky gut (sızan bağırsak) sendromunu tedavi etmek için kolajen takviyeleri kullanmayı savunmaktadır.
- Metabolizma hızını artırır.
- Selülit görünümünü azaltır.
- Saç ve tırnakları
güçlendirir.

Haberin Devamı

Takviyelerin yan etkileri var mı?

Kolajen takviyelerinin ciddi bir yan etkisi yok. İnek, balık ya da tavuk veya yumurta kaynaklı olanlar güvenle kullanılabiliyor. Ama yine de uyanık olmak iyidir.
En sık görülebilen yan etkileri ise şunlar:
- Mide ekşimesi
- Hoş olmayan tat
- İçeriğindeki ek maddelere karşı alerji

Kolajen takviyesi kullanacaksanız

Mümkünse kolajen peptid içeren takviyeleri tercih edin. Eklem sorunları için tip 2, cilt sorunları için tip 1 ve tip 3 kolajen içeren ürünleri kullanın.
Molekül ağırlığı düşük, şeker içermeyen ürünleri kullanmanız daha iyi sonuç verir. Günlük doz doğal kolajen için 10 gram, peptid kolajen içeren ürünler içinse 2.5 gram civarında olmalı.
Kullanım süresi ortalama 3 aydır. Yılda
2 kür yeterli sayılır.

Yazarın Tüm Yazıları