Kimyanızı düzeltmek sizin elinizde

"İyi hayat" ile "kaliteli hayat" farklı şeyler mi? Ben, ciddi bir fark olduğunu sanmıyorum ama yine de üzerinde biraz düşünmekte fayda var.

Çünkü "kaliteli hayat" daha çok hayatın gözle görünüp, elle tutulan yanlarını yani daha çok bedenin ihtiyaçlarını iyileştirmeyi hedefliyor. Oysa hayatın "ruhsal-duygusal" yanları da çok önemli. Ve hayatın bu bölümünü iyileştirmek söz konusu olduğunda "iyi hayat" ı devreye sokmak gerekiyor. Güzel bir yaşam sürmek istiyorsanız sadece bedene hapsolup kalmak yok. İşin ruhsal tarafı da çok önemli. Yani salt "fiziksel iyilik" yetmiyor. Kimyanızı da değiştirip düzeltmeniz gerekiyor. Ve bu da sizin elinizde olan bir şey!
/images/100/0x0/55eb19f3f018fbb8f8ab210f
RUHUN ÖLÇÜSÜ HÁLÁ YOK!

Bedeni değiştirmek ve iyileştirmek ruhu farklılaştırmaktan daha kolay. Sağlıklı, güçlü, formda bir bedene sahip olmak (üzerine biraz çalıştınız mı) hemen her yaşta mümkün olabiliyor. Ama iş "ruhu değiştirmeye" geldiğinde bazı sorunlar ortaya çıkıyor. Ruhu iyileştirmede en önemli problemin ise "ruhu doğru tanımlayıp tam anlamak" olduğu söyleniyor. Ruhun net bir tanımı veya ölçüsünün olmaması da önemli bir problem. Ruh kaç metre, kaç kilo, kaç tutam, kaç avuçtur hala belli değil! İşin uzmanları ruhu "duygusal alanda yaşadığımız sahip olduğumuz bütün tecrübelerin kaydı" olarak tanımlıyorlar.

RUHU DA DEĞİŞTİRMEK MÜMKÜN

Uzmanlara göre "hayatı iyileştirmenin yolu bir şekilde ama mutlaka ruhu da iyileştirmekten geçiyor". Ruhunu tanıyan ona sahip çıkan onu iyileştirmeyi, değiştirmeyi ve güzelleştirmeyi aklına koyan her insan bunu başarabiliyor. Bu noktada hayatın iyileşmesi süreci zaten kendiliğinden devreye giriyor. Çünkü ruh iyileşince bedensel problemlerinin birçoğu kendiliğinden iyileşiyor.

Duygusal değişimi başarıp ruhunun iyileşmesine destek olmayı becerebilenler genetik kaderlerini de (az veya çok) değiştirebiliyorlar. Yani ruh iyileşti mi kendinizi fiziksel ve sosyal çevrenize ilişkin sorunların daha üzerinde daha farklı bir yerlerde hissetmeye başlıyor, sorunların çözümünde artık eskisi kadar zorlanmıyorsunuz.

BEYNİNİZİ BÜYÜTÜN!

Eğer hayatınızı iyileştirmek istiyorsanız (yani nöron adı verilen beyin hücrelerinizin ve onları birbirine bağlayan iletişim sistemlerinizin tıkır tıkır çalışmasını arzu ediyorsanız) kötü hislerin ve sıradan temel birkaç duygunun sizi kontrol altına alıp göz hapsinde tutmasına izin vermeyin. Cinsellik, yeme içme, barınma, güvenlik, iktidar sahibi olma bu temel duyguların bazıları. Olağanüstü beyin kapasiteniz ise bunlardan çok daha fazlasını üretme gücünde. Beynin çok daha mükemmelini, çok daha sadesini ama çok daha "kendinden olanı" yapabilme yeteneği var.

ORUÇ VE DUA İYİ BİR FIRSATTIR

İyi yaşam yolculuğuna sadece bedeniniz değil duygularınızla da çıkmayı deneyin. İşin uzmanları "evrimin motoru" diye bir şey varsa bu motorun yeni duygu, arayışlar, meraklar ve deneyimler olduğunu söylüyor. Birkaç gün sonra başlayacak "oruç ve dua günleri" yani "ramazan ayı" yeni duygusal yolculuklara çıkabilmeniz için mükemmel bir fırsat.

Yeni ve farklı duygusal deneyimler yapmak istiyorsanız sadece "analiz yapmak ve mantık yürütmek" üzerine organize olmuş sol beyninizden biraz uzak durmanızı tavsiye ediyorum. İlkel ve gelişmemiş gibi kabul edilen ama daha eğlenceli, daha keyifli, daha insani duygusal yönleri olduğundan hiç kuşku duyulmayan "sağ beyninizi" yani beyninizin sağ yarım küresini daha fazla kullanmanız, kendinizi ve hayatı daha iyi anlamanızı kolaylaştıracak, hayatınıza daha çok iyilik katacak. Çünkü sağ beyin tutucu değildir ve yeni arayışlara daha çok izin verir.

Hayatınıza "kalite" kadar "iyilik" de katmak istiyor, kendinize "iyi hayat için neler yapmalıyım" diye soruyorsanız yaşamınıza daha çok maneviyat, eğlence, coşku, keyif ve empati katmaya, yeni ve farklı duygusal arayışlardan korkmamaya sağ beyninizi daha sık ve fazla kullanmaya bakın. "On bir Ayın Sultanı" biraz da bunun için var!

Kimyanız bozulursa

Duygusal yaşam başka bir dünyadır. Bir zamanlar bir şeylere canı çok sıkılan bir işadamının bunaltısının en yüksek noktasında söylediği o meşhur cümle çok ama çok önemlidir: " Kimyam bozuldu kardeşim!" O kişi o cümleyi bilerek mi söyledi bilmiyorum ama çok önemli bir gerçeği dile getirdi. Çünkü "duygu kimyadır" ve duygusal iletişim ve gelişim aslında kimyasal bir iletişim ve gelişimdir. Duyguların ateşlenmesi ise kimyasal reaksiyonların ateşlenmesi anlamına gelmektedir. Beyinlerimizde milyarlarca duygu üretim merkezi var. Bunlar nöron adı verilen beyin hücreleri. Sayılarının yüz milyarın üzerinde olduğu tahmin ediliyor. Bu hücreler birbirleriyle olağanüstü güçlü bir ağ ile haberleşiyor. Bu haberleşmenin arkasında ciddi bir ağ sistemi görev yapıyor. Bu ağ sisteminin uzunluğunun (yanlış hatırlamıyorsam) 1-2 trilyon kilometreden uzun olduğu, kapsadığı alanın ise neredeyse yirmi futbol sahasından büyük olduğu belirtiliyor. Bu sistemi işleten süreçlerin başlatılması için duyguların ateşlenmesi yani kimyasal reaksiyonların devreye girmesi gerekiyor. Muhtemelen de her duygu kendi kimyasalını üretiyor. Bu kimyasalların çoğunun nöropeptit yapısında olduğu biliniyor. Yani üzüntünün, sevincin, aşkın, hasretin, öfkenin, endişenin, kıskançlığın ve belki de nefretin kimyasalları birbirinden farklı olabiliyor. Son yıllarda pek moda olan "detoks kürleri" aslında yiyip içmenizi, oranızı buranızı temizlemenizi değil, duygusal arınmanızı, beyninize yeni ve iyi kimyasallar üretmeyi öğretmenizi amaçlıyor. Çünkü iyi kimyasallar iyi duyguları ateşliyor. Bu duygularsa insanı hafifletiyor, temizliyor, arındırıp güçlendiriyor...

Yeni iletişim hatları oluşturun

Eğer temel duygularınıza bağlanıp kalırsanız beyninizi kullanılmayan kaslar gibi küçültür ufaltırsınız. Yok, eğer bazı duygusal farklılıklar arayışına girer, duygusal değişim yolculuklarına çıkmayı göze alabilirseniz beyninizi olağanüstü boyutlarda geliştirmeniz, büyütmeniz ve beyin hücreleriniz arasındaki bir trilyon bağlantıya bir trilyon yeni hat eklemeniz işten bile değildir. Bu bağlantıları bir köy yolu olmaktan çıkarmak, onlarca gidiş dönüşü olan mükemmel bir "motorway" e dönüştürmek olanağınız her zaman, her yaşta var. Yeni duygusal deneyimler duygusal açılımlar arayışlar işte size bu farklılıkları farkındalıkları ve yeni otoyolları sağlayacak. İşte bu nedenle, hayatınızı iyileştirmenin yani iyi yaşam yolculuğuna çıkmanın yolu yalnızca şekerine, kolesterolüne, tansiyonuna bakmaktan veya vitamin hapı yutmaktan geçmiyor. Çünkü bu duygusal deneyimlerin her biri sizi daha iyi bir yaşama, daha güçlü çıpalarla bağlıyor. Ve ne iyi ki bu deneyimlerden sonra ne artık siz eski siz olarak kalıyorsunuz ne dünyaya ilişkin algılarınız eskisi gibi oluyor. Fotokopi olmaktan çıkıyor çok özel çok farklı "ayrı basım" biri haline geliyorsunuz. Ve işte o zaman siz kendinizsiniz hayatınız daha kaliteli ve daha iyi.

Bir değişim yolculuğuna çıkın

Ruhunuzu geliştirmek istiyorsanız ilk önce kendinize ilişkin herhangi bir sorunu veya sınırlamayı ele alın. Onunla birlikte, onu değiştireceğiniz mükemmel bir değişim yolculuğuna çıkın. Bu yolculukta biraz yorulacak ve muhtemelen çok da sıkılacaksınız. Büyük bir olasılıkla (az veya çok) üzüleceksiniz. Ama göreceksiniz ki ruhsal-duygusal alandaki bazı değişimleri başardıkça bedeniniz kendini daha iyi hissetmeye başlayacak. Ve işte o zaman siz "bedeninizin ve genetik mirasınızın sizi hapsettiği bodrum katından yavaş yavaş daha üst katlara çıkmaya başlayacaksınız". Eğer genetik mirasınızın ve sosyal ekonomik koşullarınızın sizi hapsettiği o havasız, kirli, paslı, iç sıkıcı bodrum katında tıkılıp kalmak istemiyorsanız, o noktada kaliteli yaşamdan çok iyi yaşam devreye giriyor. Yaşamı iyileştirmek işin ekonomisini, imkánlarını, fırsatlarını ve şanslarını biraz daha geri planda bırakmanıza olanak sağlıyor.
Yazarın Tüm Yazıları