Paylaş
Neden kilo aldığımızı anlayamadığımız zaman nasıl kilo vereceğimizi de bilemez, geçici kilo kayıpları başarabilsek bile sağlıklı bir aralıkta kalmayı beceremez, gidip gelen kilolarla serseme döner, kilo gazilerine bir kişi daha ekleriz. Tersine, kilo alma nedenimizi bilsek, kilo probleminin arkasında yatan sorunu anlayıp çözebilsek (çözemesek bile yönetebilsek), bu sorunu ortadan kaldırabiliriz.
Çoğu insan gibi “su içsem yarıyor, metabolizmam yavaş, vücudum su topluyor” gibi bahanelerle gönül avutmak yerine hafif, formda, keyifli bir hayat süreriz.
Kilo almak, vücuda kazandırdığınız kalorilerle harcadığınız kaloriler arasındaki dengenin bozulması, vücudunuzda sürekli olarak fazla kalori kalmasının sonucudur.
Ama süreci sadece rakamlarla ve ölçülerle açıklayamayız. Herkesin, her bedenin yaşı, cinsi, işi ve genetik, hormonal, metabolik, kısacası biyolojik kurgusu, yani “beden şartnamesi” ile ilgili bir “kalori ihtiyacı” ve “kalori yakma” süreci vardır.
Hareket edebilmek, işinizi gücünüzü yapabilmek, düşünebilmek, hatta yatağınızda mışıl mışıl uyuyabilmek için enerji kullanırız. Enerjiyi de yiyecek içeceklerle kazanmak zorundayız. Eğer kazandığımız enerjileri aktivitemiz, bedensel faaliyetlerimiz, metabolik süreçlerimiz vs. ile yeterince harcayabiliyorsak kilo sorunumuz olmaz. Eğer fazla kaloriler kalırsa işiniz zor, yağlanmanız kaçınılmazdır.
Sorun sadece kiloların “miktarı” ile de sınırlı değildir; neden ve nasıl geldiği, nelerle birlikte geldiği de mühim bir ayrıntıdır. Bedeninizin yakamadığı, kullanamadığı kalorileri az da kazansanız fark etmez, onlar yine yağa dönüşebilir.
FAZLA KALORİ= FAZLA YAĞ
Her beden genetik/metabolik/hormonal olarak kullanmadığı kalorileri yağa dönüştürüp biriktirmek (depolamak) üzere planlanmıştır. Yaklaşık her 7-9 kalorilik fazla enerji kaynağı bir gram yağ olarak depolanır.
Yaklaşık olarak 7-9 bin kalori fazlanız birikince, bu göbeğiniz, gıdığınız, kalçanız ya da bacaklarınızda bir kilo yağ birikimi (deposu) yapar. Kısacası kilo fazlalığı prensip olarak ve de öncelikle vücudunuza giren enerjinin, harcadığınız enerjiden fazla olduğu durumlarda ortaya çıkan bir sorundur. Vücutlarımız birer kalori hesaplama makinesi gibi girip çıkan her kaloriyi kayıt altına alıyor ama ne yazık ki iş bununla da sınırlı kalmıyor. Kullanmadığı kalorileri “gün gelir işime yarar, zorda kalırsam kullanırım” deyip yağ dokusu şeklinde depoluyor. Çünkü “genetik kodlarınız” böyle emrediyor! Alınan kalorilerin kaynağı (yapısı) sorunlu ise iş daha da zorlaşıyor.
PROSTAT BÜYÜRSE...
İstisnaları bir kenara bırakırsak, prostat irileşmesi erkeğin yaşlanma sürecinin doğal bir sonucudur ve yaşlanan erkekte prostat bezi az ya da çok büyür. Eğer bu büyüme biraz fazla olursa bazı sorunlar ortaya çıkmaya başlar. Sık sık idrara gitme ihtiyacı hissetmek, idrar tutamama ve kaçırma gibi problemler, yaşlanan erkeğin işini, ilişkilerini ve yaşam kalitesini son derece olumsuz etkiler.
İdrar yapmakta güçlük, tuvaletten sonra devam eden damlamalar, idrar torbasını boşaltamama hissi gibi şikâyetlerle kendisini gösteren prostat bezi büyümesi, herhangi bir yaşta başlayabiliyor. Ama özellikle 60 yaş üstündeki her dört erkekten üçünde bir prostat bezi irileşmesinden söz etmek mümkün!
Neyse ki, bu iyi huylu prostat irileşmesi biraz önce bahsettiğim ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyen faktörler dışında bir sağlık problemine neden olmuyor. Bazı durumlarda cerrahi müdahale gerekse bile genelde bazı takviyeler ve ilaçlar ile problemi kontrol altında tutmak mümkün oluyor.
UTANMAYIN, SAKLAMAYIN
İdrar kaçırma probleminden şikayetçiyseniz bunu mutlaka doktorunuzla paylaşmanız gerekiyor. Çünkü bu sorun birçok hastalığın işareti olabilir.
* İdrar kaçırma, MS (multipl skleroz) hastalığının ilk belirtilerinden biri olabilir.
* Parkinson ya da diğer nörolojik hastalıkların da idrar tutamama ve kaçırma gibi sorunlara yol açtığı biliniyor.
* Bazen şeker ya da tiroit hastalarının da yaşadığı bu problemin arkasında söz konusu sağlık sorunlarının olup olmadığını anlamak için birkaç basit kan testi yeterli olacaktır.
* Problemin arkasında yatan sorun depresyon olabilir. Bazı depresyon vakalarında idrar kaçırma görülebiliyor.
* Prostat ve mesane ameliyatlarından sonra böyle bir problem ortaya çıkabilir.
* Bazen de sorumlu, kullanılan ilaçlardır. Sorun kullandığınız adele gevşetici, tansiyon ilacı, idrar söktürücü, sakinleştirici, antidepresan ya da alerji ilacından kaynaklanıyor olabilir.
* İdrar yollarındaki taş, tümör ve iltihaplar da idrar kaçırma nedeni olabiliyor.
* Menopoz ve andropoz döneminde de çok sık rastlanan bir problem olduğu aklınızda bulunsun.
* Alzheimer gibi beyin fonksiyonlarında yavaşlamaya yol açan hastalıklar da idrar kaçırmaya neden olur.
SİSTİTTEN KORUNMAK İÇİN
* Çok sık sistit problemi yaşayan kadınlara önerim C vitamini açısından zengin beslenmeleri. C vitamini açısından zengin kaynaklar olan sebze ve meyveleri bolca tüketmek.
C vitamininin etken maddesi olan askorbik asit, idrarın asidik özelliğini artırarak mikropları öldürür. Ayrıca yaban mersini, kızılcık, üzüm, pancar gibi antosiyanin içeren kırmızı mucizelerin de mesaneye koliform basillerinin tutunmasını önlediğini bilmenizde fayda var.
* Genital bölge hijyeni, el, diş ve ağız hijyeni kadar önemlidir. Günde en az bir, mümkünse iki defa genital bölgenizi PH derecesi uygun bir ürünle temizleyin.
* Naylon iç çamaşırlarından, daracık jean pantolonlar giymekten kaçının ve g-string külotları tercih etmeyin. Günde bir defa iç çamaşırınızı değiştirin ve pamuklu külotları tercih edin.
* İdrarınızı tutmayın, çünkü bu mikropların mesane duvarıyla daha uzun süre temas etmesi anlamına gelir.
Paylaş