Adet düzensizliği, tüylenme ve kilo sorunu olan bazı genç kız ve kadınların yaşadığı önemli bir sağlık sorunu var.
Bu sorun, eğer zamanında fark edilmezse yaşam kalitesini bozan ve sağlığı tehdit eden ciddi bir probleme dönüşebiliyor. Bu soruna tıpta "Polikistik Over Sendromu" adı veriliyor.
Genç kız veya kadınlarda yumurtalıklardaki çok sayıda kist nedeniyle ortaya çıkan bu sendromdan şüphelenilmesine yol açan en önemli belirti "adet düzensizliği", özellikle adetlerde gecikmelerdir. İkinci sırada ise "tüylenme" geliyor. Tüylenmeyi çoğu genç kız adet düzensizliğinden bile daha can sıkıcı bir problem olarak kabul ediyor. En çok yüzde tüylenme görülüyorsa da göbekte, göğüs uçlarında, hatta sırtta, bacak içlerinde de olabiliyor. Bilhassa çenede, şakaklarda, boyunda olduğunda, estetik bir problem olarak öne çıkıyor.
PKOS bulunan kızlarda cilt sorunları sadece tüylenmeyle de sınırlı değil. Bu genç kız ve kadınların ciltleri daha hassas ve daha yağlı oluyor. Sivilceler, özellikle "akne" şeklinde olan sivilceler sık görülüyor.
ÜST TARAF ŞİŞMANLIYOR
PKOS’un belirtileri yalnızca tüylenme, sivilceler ve adet bozukluklarıyla sınırlı kalmıyor. Bu sendromun neden olduğu önemli bir başka problem de "kilo fazlalığı" ya da şişmanlık... Şişmanlık PKOS’lu kadınların yaklaşık yarısında görülüyor. Şişmanlığın nedeni hormonal dengesizlik ve düzensizlik. PKOS’a bağlı şişmanlamaya "insülin direnci" sebep oluyor. Bu tür kilo almanın özelliği, merkezi şişmanlık halinin ortaya çıkması, yağların göbek ve karın-bel çevresinde depolanması...
Bu genç kız ve kadınlarda bel çevresi çoğu zaman 84-86, bazen de 88 cm’in üzerinde ölçülüyor. Kalça bölgesinde kilo birikiminin olmaması tipik bir belirti gibi kabul ediliyor. Bel çevresinin kalça çevresine oranı, bu nedenle 0,8’in üzerinde bulunuyor. Kilo fazlalığının özellikle kol, omuz ve göğüs bölgesinde kas miktarı artışı ile birlikte olması da önemli bir işaret olarak kabul ediliyor.
KISIRLIK DA GÖRÜLEBİLİYOR
PKOS’lu kadınları bekleyen önemli bir sorun da "çocuk sahibi olamama" ihtimali. Gebe kalamama veya tekrarlayan düşüklerle karşı karşıya kalma, bu genç kız ve kadınlarda sık görülen bir durum olarak kabul ediliyor.
Özellikle ergenlik çağı ve sonrasında kilo problemi ortaya çıkan, tüylenme sorunu yaşayan, akne, sivilce sorununu bir türlü çözümleyemeyen genç kızlarda bu problemin akla gelmesi gerekiyor. Gebe kalmakta zorlanan, çok arzu etmesine rağmen gebe kalamayan, tekrarlanan düşüklerle karşı karşıya kalan hanımların da polikistik over yönünden tetkik edilmeleri gerekiyor.
PKOS’un teşhisi kolay ama tedavisi zor
Polikistik over teşhisi, hormonal incelemeler, insülin direncinin araştırılması ve ultrasonografik incelemelerle konuluyor. Teşhisin konulması da, tedavinin planlanması da özel bir bilgi birikimi ve uzmanlık gerektiriyor.
Sorunun çözümünde, bir iç hastalıkları veya endokrinoloji uzmanı ile kadın hastalıkları uzmanının birlikte çalışması gerek. Hatta bu sendromda erkeklik hormonları aşırı salgılandığı için kan yağlarında değişmeler, kalp damar hastalıkları ve kanser riskinde artma olabileceğini akıldan çıkarmamak gerekiyor. Kilo veremeyen hastalarda yumurtlama hormonal tedaviye rağmen başarılamayabiliyor. Bazı hastalarda hormonal tedavi ve kilo vermek de sorunu çözmüyor. Laparoskopik cerrahi girişimlerle yumurtalıklara ufak delikler açmak gerekebiliyor. Sendromun şeker hastalığına yol açabileceğini de unutmayalım. Polikistik over sendromu, genç kız ve kadınlar için önemli bir sağlık problemi... Eğer yukarıdaki hikáye şurasından veya burasından sizi de ilgilendiriyorsa, lütfen yazıyı bir kez daha okuyun! Çünkü bu uzun süreli ve kalıcı olabilecek problemin çözümü her şeyden önce sizin doğru bilgilenmenizden geçiyor.
Pap smear’i gölgede bırakacak yeni bir test
HPV virüsü, rahim ağzı kanserinin bir numaralı sebebidir. Pap smear testinde HPV’ye bağlı değişiklik bulunup, bu virüs de genetik testlerle tespit edilse bile, çoğu HPV enfeksiyonu herhangi bir hastalık yapmadan geriler. Bu nedenle pap smear’lerde yanlış pozitif sonuçlar görülebilmektedir. İtalyan bilim adamları, HPV’si pozitif olan 1100 kadında, P16INK4A adı verilen ve kanser öncesi ve kanserli hücrelerde daha aktif olan bir proteini araştırdılar. Bunun sonucunda da hastaların yüzde 88’inde çok daha düşük bir yanlış pozitiflik oranıyla, kanser olabilecek patolojileri bulunanları ayırt edebilmeyi başardılar.
Kızarmış patatesler artık daha az kalorili
Diyet uzmanları, kalori kısıtlaması yaparken en büyük zorluğu "patates kızartması yasağı" koyarken çekiyor. Bunun nedeni, tavada kızartılmış patateslerin tam bir yağ ve kalori bombası olması.
Kızarmış patates tiryakilerine (ve bütün kızartma severlere) iyi bir haberimiz var. 100 gramlık bir orta boy patates ortalama 70 gram civarındayken, yağda kızartılınca enerji değeri 250 kalorinin üzerine çıkıyor. Diğer taraftan kızartma sürecinde ortaya çıkan bazı serbest yağ asitleri ve trans yağlar, sağlığı olumsuz yönde etkiliyor.
Mutfak malzemelerini üreten teknoloji firmaları uzun yıllar bu sorunu çözmeye çalıştı. Bunlardan biri işi başarmış görünüyor. Ünlü bir mutfak malzemeleri üreticisi tarafından geliştirilen bu yeni cihaz, sadece bir kaşık yağ ile bir kilo patatesi çıtır çıtır kızartmanıza olanak sağlıyor. Bu aletle hazırlanan kızarmış patateslerde yağ oranı yüzde 16’dan yüzde 3’e, kalori miktarı 250’lerden 170-180’lere iniyor.
Yani hem kızarmış patates yemek hem de daha az zarar görüp, daha az kalori kazanmak mümkün hale geliyor.
Mutfak malzemeleri üreticilerinin lezzet ve besleyicilik unsurlarını ön planda tutarak sağlığınıza da zarar vermeyecek teknolojiler geliştirmeleri sevindirici bir durum.
Akciğer kanserinde genetik yatkınlık tartışılıyor
Akciğer kanserinin en önemli risk faktörü sigara içiciliğidir. İster kendiniz için, ister başkalarının içtiği sigaranın dumanını soluyun fark etmiyor, akciğer kanserine yakalanma riskiniz artıyor. Öte yandan, akciğer kanserine yakalanmada genetik faktörlerin de önemli olabileceğini gösteren çalışmalar var.
Bazı ailelerde akciğer kanserine yakalanma olasılığı beklenenden daha yüksek olabiliyor. Bu nedenle meme, prostat ve kolon kanserlerinde olduğu gibi ailesinde akciğer kanseri olanların da önleyici tıp ve erken teşhisten yararlanmalarında fayda var.
Neler oluyor bize
Bu mevsimlerde iştahım çok açılıyor. Ve ara öğünlerim yetmiyor. Diyetimi sürekli bozuyorum. Atıştırabileceğim az kalorili neler önerirsiniz?
Sonbahar, kilo verme sürecinde olan kişiler açısından "irade savaşının" yaşandığı, iştahı baskılamak amacı ile yapılan atıştırmaların diyeti bozduğu mevsimlerdendir. Kışa hazırlık amacı ile metabolizmanın hızlanması, bu durumun ortaya çıkma nedenlerinden biri olabilir.
Bu dönemi uzun süreli sonbahar yürüyüşleri ile atlatabilirisiniz. Bunun yanı sıra çiğ sebzeleri büyük meyve tabağı içinde sürekli olarak atıştırma yaptığınız alanlarda bulundurabilirisiniz. Emin olun amaç sadece kalori almak değil, masum kaloriler ile de bu işi halledebilirsiniz.
l Şekersiz kurabiyeler (içi kuru meyve parçacıkları ile tatlandırılmış, peki yağ içeriği?)
l Şekersiz sütlü kahveler
l Sadece "meyve bu" diye tükettiğiniz ama hiç saymadan yediğiniz adet adet kuru meyveler
l Fındık, ceviz, badem avuç avuç değil tane tane
l Yüzde yüz doğal şekersiz meyve sularını su gibi içmeyin (meyve porsiyonlarınızdan azaltmalar yapmıyorsanız, her bir bardak ile 200 kalori diyetinize ekleniyor).
İftar seçenekleri
BAŞLANGIÇ OLARAK
- 3 adet hurma
- Az çorba (az yağlı, kremasız)
- 1 dilim az yağlı beyaz peynir
- 3-4 adet zeytin
- Biraz pide veya kepekli ekmek
- Çiğ sebze veya salata
ANA MÖNÜ OLARAK
- Izgara et (tavuk/balık/köfte)
- Çok renkli karışık salata (az yağlı)
- Az yağlı yoğurt veya ayran ya da cacık
- Ekmek veya ramazan pidesi
İFTARDA YOLDAYSANIZ
Kepekli sandviç ekmeğinin arasına aşağıdaki seçenekleri koyabilirsiniz.
- Az yağlı beyaz peynir
- Haşlanmış tavuk
- Ton balığı
Sandviçin içine mutlaka yeşillik ilave edin. Az yağlı yoğurt veya ayran veya taze sıkılmış meyve suyu için. Yanında 2-3 adet ceviz veya 10’u geçmeyecek kadar fındık tüketebilirsiniz.