Kanser ve erken teşhis

Başlıktaki soruyu “evet” diye yanıtlamayı çok isterdim. Ne var ki yakın gelecekte kanserin sonunun geldiğini gösteren ufak bir işaret bile yok. Kanserin genetiği, biyokimyası, teşhis ve tedavisindeki onca gelişmeye, gösterilen onca çabaya rağmen pek çok doku ve organ kanserinin tedavisinde hâlâ yeteri kadar başarılı değiliz.

Haberin Devamı

Hayatımıza giren kimyasallar ve yaşam tarzımızdaki yanlışların sürekli artması nedeniyle kanser “küresel bir kriz”e dönüşme yolunda...

“Neden çaresiz kalıyoruz
?” veya “neden başarılı olamıyoruz?” gibi soruların yanıtı ise bir hayli karmaşık. Bir kere farklı doku ve organların kanserleri birbirinden farklı nedenlerle ortaya çıkıyor, birbirlerinden farklı davranış ve gelişim süreci gösteriyor. Birinde etkili olabilen bir tedavi diğerinde hiç ama hiç işe yaramayabiliyor. Ayrıca kanserin tek nedeni de yok.

Tütün/sigara kullanımı, alkol, kötü beslenme, egzersiz eksikliği, fazla kiloluluk, güneşe maruz kalma, toksik ilaçlar, bazı mikroplar ve daha da önemlisi genetik nedenler, hatta yaşlanmanın kendisi kanserle ilişkili olabiliyor. İçtiğimiz suya giren herhangi bir madde -örneğin arsenik-, soluduğumuz havaya karışan herhangi bir kimyasal -örneğin polisiklit hidrokarbonlar- cildimize temas eden herhangi bir mineral yağı, kömür katranları, iyonize radyasyon kanser nedeni olabiliyor.

Haberin Devamı

KORUNMAYA ODAKLANIN

İşte bu nedenle en azından bugün için kanserin sonunun geldiğini söylememiz sadece “iyi niyetlilik” olur. Tabiî ki eskiye oranla daha güçlü ilaçlar, daha etkili kemoterapi protokollerine sahibiz.

Radyoterapi teknikleri müthiş gelişmeler gösteriyor, çok daha etkili tedaviler yapılabiliyor.

Kanser cerrahisinde de çok iyi bir noktalardayız. Bu konuda uzmanlaşan cerrahlar mucize sonuçlara imza atabiliyor. Ama bunların hiçbiri “kanseri yendik!” çığlığını atabilmemizi mümkün kılmıyor.

İşte bu nedenle öncelikle yapmamız gereken şey “korunmak” ve “önleyici yöntemlere odaklanmak” olmalı. Bir sonraki aşama da ise kanseri olabildiğince erken yakalamak yani “erken teşhis” etmek hedeflenmeli...

UNUTMAYIN

Kanser-beslenme bağlantısı

Sağlıklı beslenmek kanserden korunmada en etkin faktördür. Doğal ve mümkünse organik beslenmeliyiz. Temiz su içmeye, işlenmemiş gıdalarla beslenmeye gayret etmeliyiz. Şekeri, alkolü hayatımızdan mümkün olduğu kadar uzaklaştırmak, yanmış ve işlenmiş etleri kullanmamak, kırmızı eti makul miktarlarda yemek, paketlenmiş gıdaları minimuma indirmek, trans yağ içeren kızartmalardan uzak kalmak, gıda boyalarını beslenme sistemimizden çıkarmak, tuzlanmış, salamura edilmiş ya da füme hale getirilmiş besinleri yememek de önemli bir avantaj sağlamaktadır.
Omega-3’ten zengin beslenmeniz, bedeninize yeteri kadar antioksidan, vitamin ve mineraller kazandırmanız da etkili önlemlerdir.

Haberin Devamı

BENİM ÖNERİM

Radyasyondan korunun

Kanserden korunmak istiyorsanız radyasyondan korunmayı da öğrenmeniz lazımdır. Lüzumsuz radyolojik incelemelerden uzak durmanız, özellikle son yıllarda hızla yaygınlaşan “akciğer, kalp ve benzeri tomografik taramaları” gereksiz yere yaptırmamanız, sık tekrarlanan mamogramların zararlı olabileceğini unutmamanız, size teşhis için önerilen her türlü radyolojik incelemeyi sorgulamanız, özellikle çocuklarınız için radyasyon bulunan alanlarda koruyucu önlemler almanız çok önemlidir.
Cep telefonlarını daha az kullanmaya, elektronik cihazlardan uzak durmaya, hele hele enerji hatları ve baz istasyonlarından uzak yerlerde oturmaya özen göstermenizi de tavsiye ederim.

Haberin Devamı

Kanser yapan mikroplardan korunun

Kanserden korunma planınıza makul sürelerde ve doğru biçimde güneşlenmeyi, vücudunuza yeteri kadar D vitamini ve omega-3 kazandırmayı, mümkün olduğu kadar hareketli, egzersiz ağırlıklı bir hayat tarzı oluşturmayı ve kilo kontrolü konusunda hassas davranmayı da eklemenizi tavsiye ederim.
Hepatit aşılarınızı yaptırmanız, HPV ve benzeri virüsler ve bunların enfeksiyonlarından korumanız da kanserden korunma programınızı güçlendirecektir.
Bu plana lütfen plastik gıda kaplarını kullanmamayı, alüminyum folyolardan mümkün olduğu kadar uzak durmayı, çocuklarınız için kullandığınız oyuncaklar, biberonlar, okul malzemeleri ve her türlü yapay ürünü çok ama çok dikkatli biçimde seçip satın almayı da eklemeyi unutmayınız.

Haberin Devamı

Doktorluk yapan aktarlardan uzak durun

Kanserden korunma yolundaki başarınızı yükseltmek istiyorsanız ıvır zıvır çözümlerden, mucize iksirlerden, aktarların tavsiye ettiği otlardan fayda beklemek yerine hayatınızı daha iyi planlamanın yollarını arayın. Doğru beslenin, daha çok hareket edin, daha iyi uyumaya çalışın. Daha huzurlu, daha keyifli, endişesi,
korkusu daha az bir hayat oluşturun.

ÖNEMLİ

Suya, havaya dikkat edin

İçtiğiniz su, soluduğunuz hava da önemlidir. Ağır metallerle kirlenen, tarım ilaçları kalıntıları içeren, içinde arsenik bulunabilen, florür miktarı yüksek olan, bisfenol ve benzeri kimyasallarla temas etme ihtimali bulunan suları kullanmamanız uygundur.
Taşıtların çıkardığı egzoz gazının, fabrikalardan çıkan baca dumanlarının ve suya karışan fabrika atığı kimyasalların, benzen, aspest ve benzeri maddeleri içeren havanın solunması da ciddi bir kanser tehdidi olabiliyor.
Yanık et dumanı –yani mis gibi kokan kızartılmış et dumanı- içerdiği polisiklit hidrokarbonlar nedeniyle en az sigara kadar tehlikeli bir akciğer kanseri tehdididir.

Yazarın Tüm Yazıları