Modern tıp son 20-30 yılda olağanüstü başarılar kazandı. Bu başarıların en önemlileri ise kanser ile savaşta elde edildi. Bazı eksiklikler hálá var. Ama bunlar hiçbir zaman durumun umutsuz olduğu anlamına gelmiyor. Ben kendi adıma, geleceğin daha yüz güldürücü olacağını düşünenlerdenim. Beni umutlandıran şeylerin başında onkoloji biliminin (yani kanser konusuyla ilgilenen tıp alanının) kazandığı deneyimler geliyor.
Tıbbın birçok alanında olduğu gibi onkolojide de çok özel bir uzmanlaşma devam ediyor. Mesela ’üroonkoloji’ diye bilinen dar bir alanda çalışan kanser uzmanlarının bile sadece böbrek kanseri veya mesane kanseri ya da yalnızca prostat kanser konusunda uzmanlaşanları olabiliyor. Son yıllarda kanser ile mücadelede kazandığımız başarılardan birinin de beslenme alanı olduğunu söyleyebilirim. Yiyeceklerin kanseri önleme veya kanserin nüksetmesine engel olmasını gösteren çok az çalışma varsa da araştırmaların sayısı hızla artıyor.
Bunlardan uzak durun
Kanserden korunma veya kanser ile mücadelede yapmamız ve yapmamamız gereken bazı beslenme davranışları var. Ailesinde kanser riski yüksek olan riskli kişilerin ve kanserli hastaların şekerden, beyaz undan, trans yağlardan, hidrojenize veya kısmen hidrojenize edilmiş margarinlerden, mısır özü, ayçiçeği, palmiye yağı, pamuk yağı gibi bitkisel yağların fazlasından, tarımsal ilaçlarla, hormonlarla kirlenmiş meyve ve sebzelerden, nitratla, arsenikle ve diğer çevresel kirleticilerle kirletilmiş sulardan uzak durması gerekiyor. Kızartmalar özellikle cips ve benzeri ürünler, kötü yağlar kullanılmış fırın ve pastane ürünleri de uzak durulması gereken yiyecek ve içecekler arasında yer alıyor.
Organik besinler alın
Yumurtanın, tavuğun, balığın, kırmızı etin doğal hatta mümkünse organik olanlarını yemeniz gerekiyor. Balıktan daha çok faydalanmak ama iri ve yaşlı balıklar yerine temiz sularda büyümüş, genç balıklar yemeniz daha faydalı. Süt ürünlerinin organik olanlarını tercih etmenizde fayda var. Zeytinyağının güçlü bir kanser savaşçısı olduğunu da aklınızdan hiç çıkarmamanız gerekiyor. Yağ tüketimini keten tohumu, fındık, ceviz ve diğer yağlarla da çeşitlendirmek faydalı olabiliyor. Meyve sebzeleri yerken iyi yıkayıp temizlemek, olanak varsa organik olanlarını yemek daha güvenli bulunuyor. Alkolün fazlasından kaçınmak, sigaraya hiç el sürmemek şart.
Meyveyi eksik etmeyin
Mümkünse doğal mineralli sular içmek gerekiyor. Pet şişelerdeki sulara da fazla güvenmemelisiniz. Özellikle güneşte kalmış, ısınmış pet şişe sularını içmemelisiniz. Alışveriş yaparken tam tahıllardan doğal kahvaltı gevreklerinden, bulgurdan, bakliyattan taviz vermemeli, sebze ve meyveleri mutfağımızdan eksik etmemelisiniz. Lahana, karnabahar, soğan, sarımsak, yer elması, kereviz, ıspanak, maydanoz, pırasa, nane, kekik, fesleğen alışveriş çantanızda mutlaka yer almalı. Mevsiminde üretilmiş taze meyvelerden en renkli ve en parlak olanlarını satın almaya çalışın. Cevizin, fındığın, bademin güçlü birer kanser savaşçısı olduğunu unutmayın. Daha öncede belirttiğimiz gibi üzüm, nar, portakal, greyfurt ve diğer meyvelerin taze sıkılmış sularından sık sık faydalanın.
Selenyum çok önemli
Uzmanların kanserden korunma ve kanserli hücreleri azaltmaya yardımcı olma konusunda güvendikleri başka maddeler de var. Bunların en başında selenyum geliyor. Selenyum çok küçük miktarları ile etkili olabilen bir element. Eskiden sebze ve tahıllarda bol miktarda bulunuyordu. Selenyum vücuttaki antioksidan mekanizmaların etkisini artıran bir mineral. Bu nedenle antioksidan bir güce sahip olduğu belirtiliyor. Bu mineralin bağışıklık hücrelerini özellikle tümör hücrelerini yok eden doğal katil hücreleri uyardığı yani onlara güç verdiği biliniyor.
Kırmızı ve siyah
Birçok yiyecekte (kırmızı, mor, siyah meyveler, sebzeler) bulunan proantosiyanidin isimli antioksidanın da güçlü bir tümör savaşçısı olduğu biliniyor. Bitter çikolatanın da güçlü bir proantosiyanidin kaynağı olduğunu hatırlatalım. Bitter çikolata süt içermez ve % 70’in üzerinde kakao ihtiva eder. Bu nedenle düşük kalorilidir.
Omega-3 ve probiyotikler
Yağlı balıklarda, ceviz, fındık ve yeşil sebzelerde bulunan Omega-3 yağ asitlerinin de etkili birer tümör savaşçısı olduğu aklınızda olsun. Keten tohumu da güçlü bir bitkisel Omega-3 kaynağıdır. Son yıllarda önemi daha iyi fark edilmeye başlanan probiyotiklerden yararlanmayı da unutmayın. Probiyotikler bağışıklık sistemini güçlendirip bağırsakların toksinlerden arınmasını kolaylaştırır.
Anti kanser mönüler
Ayın en az 23 gün bir anti kanser tabağı hazırlayın. Bu tabaklarınıza zeytinyağı, tam tahıllı ekmek, bulgur, bakliyat koymayı ihmal etmeyin. Balıktan vazgeçmeyin. Yumurtaya, süt ürünlerine ağırlık verin. Salatalarınıza, çorbanıza, yoğurdunuza maydanoz, kekik, sarımsak, soğan ve keten tohumu ekleyin. Zeytinyağını sofranızdan eksik etmeyin.