Paylaş
Bu sıvının dışarı atılan oranı azaldığında basınç artarak görme sinirine bası yapıp zayıflamasına ve görme kaybına yol açar. Bazı araştırmalarda, kan basıncı yüksek olanlarda göz içi basıncının da yüksek bulunması bu iki farklı sorunun arasında bir bağlantının olabileceğini düşündürmüştür.
Göz tansiyonu (glokom), göz içi sıvısının basıncının yükselmesidir. Bu sıvının dışarı atılan oranı azaldığında basınç artarak görme sinirine bası yapıp zayıflamasına ve görme kaybına yol açar. Göz doktoruna başvuran 10 hastadan birinin göz tansiyonu yüksektir.
Düzenli kontrollerle dikkatli izlenmezse körlüğe yol açabilir. Görme kayıplarının dörtte biri göz tansiyonuna bağlıdır. Göz tansiyonu bir halk sağlığı konusu olarak çok önemlidir. Erken tanı hastaların da hekimlerin de işini kolaylaştırır.
AİLE ÖYKÜSÜNE DİKKAT
Göz tansiyonuna herkeste ve her yaşta rastlanabilirse de şeker hastalığı, ileri derecede miyopi (uzağı görememe) ve damar hastalığı olanlar, 40 yaşın üzerindekiler yüksek risk grubunu oluşturur. Ailesinde göz tansiyonu bulunanlarda bu hastalığın görülme olasılığının sekiz kat daha fazla olduğu da unutulmamalıdır.
Bazı araştırma sonuçlarında, kan basıncı yüksek olanlarda göz içi basıncının da yüksek bulunması bu iki farklı sorunun arasında bir bağlantının olabileceğini düşündürmüştür.
SİNSİ BİR HASTALIKTIR
Göz tansiyonu çoğu kez (yaklaşık yüzde 90 olguda) pek belirti vermeden yavaş ilerler ve bu yüzden de geç fark edilir. Ancak göz doktorunun genel kontrol amaçlı muayenesiyle ortaya çıkarılır. Bu nedenle, belirli aralıklarla göz hastalıkları uzmanı kontrolünden geçmek çok önemlidir.
Üç bulgu tanı koydurucudur: Birincisi, göz içi basıncının yüksek olmasıdır. (Normalde göz içi basıncı 10-20 mm’dir).
İkinci olarak aranılan bulgu, göz dibi muayenesinde görülen göz siniri tahribatıdır. Üçüncüsü de görme alanı muayenesinde, görme sinirindeki tahribatı gösteren görme alanı bozulmalarıdır. Tedaviye doğrudan ilaç kullanarak başlamak gerekir. Önerilen göz damlalarının bir ömür boyu kullanılacağı hastalara dikkatle izah edilmelidir. Damlaya ara verildiği zaman göz tansiyonunun yeniden yükseleceği mutlaka açıklanmalıdır.
AĞRILI, KIRMIZI GÖZE DİKKAT
Göz içi basıncının ani olarak çok yükselmesiyle ortaya çıkan şiddetli göz ağrısı, baş ağrısı, gözün kıpkırmızı olması, bulantı, kusma gibi yakınmalar seyrek rastlanan bir göz tansiyonu türüne işaret eder. Zaman yitirmeden ilaç tedavisine başlamak ve ardından cerrahi müdahaleyi planlamak gerekir. Aksi halde hızla körlük gelişebilir.
Günümüzün sihirli tedavi yöntemi lazer göz tansiyonunun da çözümlerinden biridir. Lazerle dokuların büzüştürülmesiyle oluşan boşluklardan göz içi sıvısının akışı kolaylaşır ve göz tansiyonu düşer. Ağrısız ve etkili bir yöntem olarak çok yüksek olmayan göz tansiyonu olgularının ilaçsız kontrolünü sağlayabilir.
Göz hastalıklarının en sık görülenlerinden biri olan katarakt göz tansiyonuna eşlik edebilir. Sanılanın aksine işleri karıştırıp tedaviyi zorlaştırmaz. Aynı seansta hem katarakt ameliyatı yapılıp hem de göz tansiyonunu düşüren girişimler uygulanabilir.
Paylaş