Kalsiyum mu magnezyum mu

Çoğumuz kalsiyumu ciddiye alıyor ama magnezyumdaki eksikliğin farkına bile varmayabiliyor, bazılarımız da tersine magnezyum haplarını rastgele yutuyoruz.

Haberin Devamı

Çoğumuz kalsiyumu ciddiye alıyor ama magnezyumdaki eksikliğin farkına bile varmayabiliyor, bazılarımız da tersine magnezyum haplarını rastgele yutuyoruz. Magnezyum vücudun doğal dengesini korumada en az kalsiyum kadar mühim bir mineral. İyi yaşlanmak ve yaşamak istiyorsanız sadece kalsiyum meselesine takılıp kalmayın, magnezyumu da ciddiye alın derim.

Kalsiyum mu magnezyum mu

Bedenle ruh arasındaki denge mühim bir konudur. Aralarındaki denge bozuldu mu bazı sorunlar (uykusuzluk, çarpıntılar, terleme atakları, baş dönmeleri) ardı ardına devreye giriverir. Ayrıca bedenin kendi iç dengesini korumak da mühim bir noktadır.
Burada da önce “ana yapı”yı oluşturan, sistemlerin işlemesinde temel görevleri üstlenen “yükte hafif pahada ağır” bazı faktörler devreye giriyor.
Biz bunlara “mikro besin unsurları” diyoruz. “Vitamin ve mineraller” işte bu mikro besin unsurlarının en önemlileridir. Bunların da kendi aralarında öncelikli olanları, eksiklik ya da fazlalıkları, önemli sorunlara yol açabilenleri var.
Mesela magnezyum eksikliği önemli bir mineral eksikliği durumu. Ne var ki çoğumuz kalsiyumu ciddiye alıyor ama magnezyumdaki bu eksikliğin farkına bile varmayabiliyor, bazılarımız da tersine magnezyum haplarını rastgele yutuyoruz.
Diğer taraftan çoğu kalsiyum haplarının içinde magnezyum var. Bunlara magnezyumun neden eklendiği, alınan magnezyumun fayda mı, zarar mı vereceği belli değil.
Doğrusu şu: Magnezyum kanda, idrarda, hücre içindeki miktarları ölçülebilen bir madde. Eksikliği halinde eksiği yerine koymak şart. Diğer taraftan magnezyum seviyesi normalken de takviye olarak magnezyum alınmasının faydalı olabileceği önemli durumlar da var.
Netice şu: Magnezyum vücudun doğal dengesini korumada en az kalsiyum kadar mühim bir mineral. Sinir sisteminin doğru dürüst çalışabilmesi için şart. Kasların güç ve kuvvetlerini koruyabilmeleri için de ona ihtiyaç var. Vücudun asit baz dengesini sürdürmek, sistemin asit yükünü hafifletmek için de magnezyum mühim.
Diğer taraftan enerji metabolizmasında da magnezyuma düşen pek çok mühim görev var. Kemiklerin, dişlerin bütünlüğü, damarların sağlamlığı söz konusu olduğu zaman da magnezyum anında devreye giriveriyor.
İyi yaşlanmak ve yaşamak istiyorsanız sadece kalsiyum meselesine takılıp kalmayın, magnezyumu da ciddiye alın derim.

Haberin Devamı

BENİM ÖNERİM

Haberin Devamı

Kalsiyum mu magnezyum mu

Bunlara dikkat edin

1- Magnezyum içeren destekleri doktor tavsiyesi olmadan yutmayın. Aşırı magnezyum huzursuzluk, kas krampları, bulantı, ishal yapabiliyor.
2- Kullandığınız magnezyum haplarının dozları ve yapısının seçimini de doktorunuza bırakın. Genelde günlük doz 200-300 mg civarında ama bazıları için bu doz (örneğin böbreği iyi çalışmayanlar) çok gelebiliyor.
3- Magnezyumun en etkili tuzlarının sitrat ve glisinat tuzları olduğunu düşünüyorum. Bu tip magnezyum tuzlarını kullanmakta fayda var. Bunlar diğerlerinden biraz daha pahalı ama daha güvenli ve etkililer.
4- Kandaki magnezyum seviyeleri vücudunuzdaki magnezyum ihtiyacını net ve açık olarak göstermeyebilir. Doğru olanı hücre içi magnezyum düzeylerinin belirlenmesidir. Ayrıca idrardaki magnezyum seviyeleri daha güvenli olabilir.
5- Magnezyum haplarını akşam saatlerinde almanızı tavsiye ederim. Çünkü o uykuyu derinleştirebilme yeteneği olan bir mineral.

Haberin Devamı

BİR NOT

Kimlerin ihtiyacı var 

- İdrar söktürücü haplar kullananlar: Bu haplar idrarla aşırı magnezyum kaybına yol açabiliyor.
- Ağır bedensel faaliyet gösterenler: Terlemeyle aşırı magnezyum kaybı gelişebiliyor.
- Sauna ve buhar odası tutkunları: Burada da terlemeyle magnezyum kaybı artıyor.
- Kronik iltihabi bağırsak hastalığı olanlar: Bu hastalıklarda magnezyum emilimi bozulabiliyor.
- Kronik ishali olanlar
- Laksatif (bağırsak boşaltıcı) bağımlılığı olanlar

NOT ALIN

Kalsiyum mu magnezyum mu

Hangi besinlerde var

- Kuruyemişlerin hepsi magnezyumdan zengin besinler. İlk sırayı ceviz alıyor. Kabak çekirdeği, ayçiçeği çekirdeği de magnezyumdan zengin. Miktarı abartmadan tüketebilirsiniz.
- Kuru baklagillerin de hemen hepsi güçlü birer magnezyum deposu. Özellikle de mercimek ve bezelye bu konuda çok yetenekli besinler!
Fasulyenin her türünü magnezyum desteği olarak tüketebilirsiniz.
- Sebzeler: Özellikle yeşil yapraklı sebzelerde mesela ıspanakta, pazıda, rokada yeteri kadar magnezyum var.
- Meyveler: Magnezyumun yoğun olduğu meyvelerin başında incir, hurma ve muz var. Daha pek çok meyve eklenebilir.
- Atıştırmalıklar: Çikolata ve kakao içeren atıştırmalıklar güçlü magnezyum kaynakları olarak işe yarayabilir.

Haberin Devamı

UNUTMAYIN

Eksikliğinde ne oluyor 

- Unutkanlık ve konsantrasyon gücü yavaşlıyor.
- Huzursuzluk ve yorgunluk gelişiyor.
- El ve ayaklarda yanma, uyuşma benzeri hisler oluşuyor.
- Kas krampları ortaya çıkıyor.
- Uyku derinliği azalıyor.
- Stres yönetimi zorlaşıyor, tepki süreleri kısalıyor.
- Kasların güç ve kuvvetinde zayıflama gelişiyor.

BİR BİLGİ

Kalsiyum mu magnezyum mu

Çocuğumun gelişmesi normal mi 

Her anne baba ister ki oğlu, kızı daha uzun, daha boylu poslu olsun. Belki de bu nedenle ebeveynlerin gözleri hep büyüme üzerine odaklanır. Azıcık yavaşlayınca da telaşlanılır.
Peki, büyümeyi etkileyen faktörler nelerdir? Bence ilk sıraya beslenmeyi yazın. Yetersiz ve dengesiz beslenme büyümeyi yavaşlatan en önemli faktördür. Ruhsal beslenmeyi de bir kenara atmayın.
Mutlu, keyifli ve çevreyle barışık çocuklar daha kolay boy atıyor. Aktivite de mühim.
Düzenli bir aktiviteye erken başlayan çocuklar (tenis, dans, voleybol, basketbol), daha hızlı ve iyi büyüyor. Tabii ki hastalıkları da gözden uzak tutmamak lazım.
Organ yetmezlikleri, özellikle böbrek, kalp, akciğer, karaciğer yetersizlikleri büyümeyi yavaşlatabiliyor. Hormonal bozuklukları da bir kenara not edin.
Bilhassa tiroid tembelliği (hipotiroidi) büyümeyi yavaşlatan en önemli faktördür.
Beyindeki hipofiz bezinin tembelleşip yeteri kadar büyüme hormonu üretememesi de mühim bir konu. Çocukların büyüme hızında genetik faktörlerin de etkili olabileceğini unutmayalım.
“Ailevi boy kısalığı” gibi bir durum vardır ve bu ailelerde çocukların uzamaları da, belli bir boyun üzerine çıkmaları da yavaş ve ölçülü olur. Burada herhangi bir hastalık söz konusu değildir. Burada yapısal bir boy kısalığı söz konusudur. Tabii ki büyümeyi/boyu etkileyen en önemli hormon büyüme hormonudur ve onun yetersizliği de büyüme hızını azaltmaktadır.
Bu nedenle büyüme hızından kuşkulandığınızda çocuklarınızı bir çocuk endokrinoloji bölümünde denetimden geçirmeniz faydalı olabilir.

Yazarın Tüm Yazıları