OSTEOPOROZ ile mücadelede doğru ve dengeli beslenmeniz son derece önemlidir. Gıdalarla yeterli kalsiyum almanız kuvvetli ve sağlıklı kemiklere sahip olabilmenizin ilk adımıdır.
Yaşamınız boyunca farklı dönemlerde farklı miktarda kalsiyuma ihtiyaç duyarsınız. Gıdalarla yeterli miktarda kalsiyum tüketmiyorsanız, kalsiyum desteklerinden yararlanabilirsiniz. Kalsiyum destekleri genellikle iyi tolere edilir ve düzenli kullanıldıkları takdirde bünye tarafından kolay hazmedilir. Bazen kabızlığa yol açsalar da su içimi artırılıp, bol lifli besinler tüketmek suretiyle bu sorun çözülebilir. Kalsiyum destek tedavisi, kemik kaybınızı yavaşlatabilir, ancak tamamen durduramaz.
Bu nedenle, sadece ilave kalsiyum almanız da sorunu çözmekte yeterli değildir. Diğer tedavi araçlarından nasıl ve ne zaman yararlanacağınıza doktorunuz karar verecektir.
Kalsiyum desteklerinden nasıl faydalanacaksınız?
Kalsiyum desteklerini iki eşit dozda yemekler arasında ya da tek dozda akşamları kullanmanızı öneriyoruz. Yaşlı insanlarda mide asidi yokluğu ya da azlığı bazı kalsiyum tuzlarının emilimini azaltmaktadır.
Örneğin kalsiyum karbonatın emilimi mide asidi yoksa yetersizdir. Yemeklerde salgılanan mide asidinden yararlanabilmeniz için kalsiyum karbonatı yemeklerle birlikte kullanmalısınız. Kalsiyum sitrat formu mide asidinden etkilenmeden emilir. Mide asit salgılanmasında azalma varsa, kalsiyum sitrat kullanmanızı öneriyoruz.
D Vitamini kemik dostudur
Yaşlılıkta D vitaminini düzenli kullanmanız çok önemlidir. İhtiyacınız olan D vitamininin çoğu güneş ışığı aracılığıyla cildinizde üretilir. Doğal güneş ışığından yeterince faydalanamadığınızda vücudunuzun ihtiyaç duyduğu D vitamini de üretilemiyor demektir. D vitamini bağırsak yoluyla kalsiyum emilimini kolaylaştırır. D vitaminini besinlerle de alabilmelisiniz. Doğal D vitamini kaynakları arasında sardalya, somon, ton balığı, süt ve süt ürünleri sayılabilir. Osteoporozdan korunmak için D vitamini zengini besinlerden yeterli miktarda tüketmeniz ve güneş ışığından yararlanmanız gerekiyor. Ellerinizi, ayaklarınızı günde 15-20 dakika güneş ışığında tutmanız cildinizin ihtiyacı olan D vitaminini üretmesi için yeterlidir. D vitamini besin desteği olarak günde 400-800 IU alınabilir. Daha yüksek dozlar sadece kalsiyum emilimi yetersiz olduğunda doktor denetiminde kullanılmalıdır.
NASIL TEŞHİS EDİLİYOR
Kemik Yoğunluğu Testi'ne ne zaman ihtiyaç duyarsınız?
Kemik Yoğunluğu Testi'nde kemiklerinizin kalınlığı ve yoğunluğu ölçülür. En yaygın kullanılan test tipi DEXA'dır (Dual enerji x-ray absorptiometry). Güvenli ve acısız olan bu testte bir masanın üzerine yatarsınız ve makine sizin üzerinizden hareket eder. Bu test 30 dakika ya da daha az sürer. Sonucunda kemik yoğunluğunuz, sizin yaşınız ve cinsiyetinizdeki bireylerinkiyle ve daha genç insanlarınkiyle karşılaştırılır.
DEXA bir kerelik bir test olmamalıdır. Bu teste ne sıklıkla ihtiyaç duyduğunuz kemik yoğunluk durumunuza bağlıdır. Eğer kemik yoğunluğunuz düşükse, osteoporoz için diğer risk faktörlerine sahipseniz (predsone kullanımı, sigara içmek, ailede osteoporoz hikáyesi, vb.) ya da osteoporoz tedavisi görüyorsanız yılda bir ya da iki kez bu testi yaptırmanız gerekli olacaktır. 45 yaş civarında bir kadınsanız kemik yoğunluğunuzu kontrol vaktiniz gelmiş demektir. Kemik ölçümlerinizin ne sıklıkta yapılacağını doktorunuzun belirlemesi en doğru yoldur.
ERKEN TEŞHİS
Laboratuvar testlerinden yararlanın
Osteoporoz kemik kaybı çok ileri düzeylere ulaşmadan fark edilirse, daha kolay önlenebilir ve tedavi edilebilir. Yaşlanma sürecinin bu önemli sağlık sorununun hem erkekleri hem kadınları ilgilendirdiğini unutmamalısınız. Kadınların daha çok risk altında oldukları, menopozu izleyen dönemde riskin iyice arttığı doğrudur.
Kemik yapımı ve yıkımına işaret eden bazı testlerle osteoporoz teşhisi çok erken dönemlerde konulabilir. Kemik yapımını belirleyici testler kemiğe spesifik alkalen fosfataz, osteokalsin ve prokollajen peptidleri inceleyen kan testleridir. Kemik yıkımını belirleyen testler ise hidroksiprolin, pridinolin, deoksipridinolin, Tip-1 kollajen telopeptidleri olarak tanımlanan idrar testleridir. Bu testler tam değeri yüksek ama pahalı testlerdir.
TEDAVİ
Osteoporozun tedavisi mümkündür
Osteoporoz tanısı konulduğunda, hastalığın ilerlemesini engellemede ve kemikleri güçlendirmede yardımcı olabilecek tedavi yöntemlerinden yararlanılır. Erken tanı tedavinin başarısını çoğaltır. Hangi tedavi araçlarından yararlanılacağı kararını doktorunuza bırakmalısınız. Osteoporoz tedavisi uzun sürelidir. Belirli aralıklarla yapılan kontrollerle tedavinin etkinliği değerlendirilmelidir. Tedavi seçenekleri değişiktir:
Hormon destek tedavisi: Kadınlarda osteoporozdan korunmada ve tedavide güvenilir bir yöntemdir. Östrojen kemik kaybını önler, kemik yoğunluğunu artırır ve kemik kırılması riskini azaltır. Östrojen tek başına kullanıldığında rahim kanseri riskinde az da olsa bir artışa neden olabileceğinden, rahmi alınmamış kadınlarda tedaviye, rahim kanserine karşı koruyucu olarak progesteron da eklenmelidir. Menopoza giren her kadın yaşına bakılmaksızın hormon destek tedavisine adaydır. Östrojen alınamıyor ise, kemik kaybını yavaşlatan ve zaman içinde kemik yoğunluğunda artış sağlayabilen diğer ilaçlar kullanılır. Hormon desteklerini sadece deneyimli uzmanların önerisi ile kullanmalısınız.
Bifosfonatlar: Bu grup ilaçlar kemik yıkımını baskılar, kemik kütlesini korur ve kalça, omurga, kollarda kemik yoğunluğunu artırır.Alendronate,içlerinde en iyi bilinendir. Çalışmalar, omurga ve kalça kırığı riskini yüzde 50 azalttığını göstermektedir. Genellikle iyi tolere edilebilen bir ilaçtır. En önemli yan etkisi özofagus (yemek borusu) irritasyonudur. Yan etkilerini azaltmak ve buna bağlı olarak ilacın bırakılmasını önleyebilmek için, ilacın sabah aç karnına, kahvaltıdan yarım saat önce ve en az bir bardak su ile alınmasını tavsiye ediyoruz. İlacın otururken veya ayakta alınması ve ilacı aldıktan sonra en az yarım saat yatılmaması gerekmektedir.
Kalsitonin: Tiroid bezi tarafından üretilen bir hormondur. Kemik yıkımını azaltır, kemik kaybını yavaşlatır ve omurga kırıklarına karşı koruyucu etki yapar. Burun spreyi olarak kullanılır. Genellikle, östrojen ve bifosfonatların kullanılamadığı durumlarda tercih edilir. Ancak kalsitoninin önemli faydalarından bir tanesi, osteoporoza bağlı kırıklarda kısa süreli ağrıyı dindirici etkisinin de olmasıdır.
SON SÖZ
Osteoporoz tedavisi son derece dikkatli yürütülmesi gereken ve sabır isteyen bir süreçtir. Kime hangi tedavinin başlanacağına sadece hekimler karar vermelidir. Tedavinin başarısı için hastanın yeterince bilgilendirilmesi, iyi bir hasta-hekim işbirliği gerekir. Unutmayın: Osteoporozun önlenebilmesi, geciktirilebilen ve tedavi edilebilen bir sağlık sorunudur. Sağlıklı bir yaşlılık ancak güçlü ve sağlam kemiklerle sürdürülebilir. Yaşlanınca da korkusuzca hareket edebilmek istiyorsanız kemiklerinize iyi bakın.
NASIL YAŞIYORLAR
NİLGÜN BELGÜN (Tiyatrocu)
Günde sekiz saat uyumadan kendime gelemem. Bu dokuza çıktığında gayet mutlu oluyorum. Hayatımda hiçbir zaman uyku sorunu yaşamadım. Kahvaltıyı çok severim. 11.00'de kalktığım için güzel bir kahvaltı ederim. Yumurta, tereyağı, reçel ve peynirle güzel bir kahvaltı yaparım. Bu aynı zamanda benim öğlen yemeğim olur. Akşamüstü tost gibi aperitif şeyler yiyorum. Akşama da hafif yerim. Tavuğu maalesef sevmiyorum. Kırmızı et ve balık yiyorum. Deniz mahsülü de çok severim. Bana gece-gündüz deniz mahsulü verseniz bıkmadan yerim. Haftada iki gün kırmızı et, iki gün de balık yiyorum. Etin yanında mutlaka sebze ve salata da vardır. Bir küçük tabak da zeytinyağlı yerim. Onun dışında peynir çeşitleriyle vaktimi geçiririm. Haftada iki kere çikolatalı tatlı yerim. Hamur işlerini hiç sevmem. Sadece makarna severim. Ekmek hiç yemem; sadece kepek ekmeği yerim. Sabah bir, akşam bir dilim... Geceleri mutlaka süt içerim. Yoğurt yerim. Meyve ile aram pek iyi değil. Bir tek muz ve çilek severim. Kışın da mandalina... İçki içmiyorum. Geceleri arkadaşlarla çıktığım ortamlarda bir kadeh şarapla bütün gece idare ederim. Sigara tüketiyorum ama çalışırken içmiyorum. Evdeysem en fazla 10-15 tane tüttürüyorum ama içime çekmiyorum. Günde bir tane multivitamin içiyorum. Maalesef düzenli spor yapamıyorum. Yazları Büyük Ada'da devamlı yüzüyorum ve çok yürüyorum. Günde iki bardak çay içiyorum. Küçük kurabiyelerle akşam üstü çayına da bayılırım. Biliyorum zararlı ama diyet kola tüketiyorum. Fazla su içemiyorum. Menopoz ve osteoporoz konusunda çok hassasım. Türkiye Menopoz ve Osteoporoz Derneği'ne üç yıldır destek veriyorum. Henüz menopoza girmediğim için şimdilik her istediğimi yiyorum. Ama menopoza girince çok sağlıklı besleneceğim ve günde en az 20 dakika yürüyeceğim.
PROF. OSMAN MÜFTÜOĞLU'NUN GÖRÜŞÜ
Sayın Nilgün Belgün'e sabahları biraz daha erken kalkmasını, kahvaltıda hem yumurtadan hem de tereyağı ve peynirden aldığı kolesterol ve doymuş yağlara dikkat etmesini öneriyoruz. Akşamları daha erken yatarak 8-9 saatlik yeterli ve kaliteli uykusunu uyuyabilir, kahvaltıyı yine güçlü, çeşitli ve kaliteli yapabilir ama doymuş yağ, kolesterol ve karbonhidrat muhtevası daha az yiyecekler tercih ederse daha sağlıklı bir beslenme alışkanlığı edinmiş olur. Öğlenleri ne yapıp edip ortalama en az 300-400 kalorilik bir öğünü öğle yemeği olarak almalıdır. Akşam seçimleri ise mükemmel. Genellikle beslenme bakımından olumlu davranışlar içinde olduğu söylenebilir. Keşke hiç sigara içmeseydi. Mültivitamin konusunda bizim olumsuz görüşlerimiz biliniyor, daha önce de birkaç defa yazdık. Mültivitaminleri çok sayıda gereksiz vitamin ve mineralleri faydasız dozlarda ihtiva ettikleri için biz pek önermiyoruz. Vitamin ve minerallerin de ilaçlar gibi belirli hedefler ve yararlar gözetilerek kürler halinde kullanılmasını doğru buluyoruz. Sayın Nilgün Belgün'ün egzersiz alışkanlıkları mükemmel. Kanserojen etkili olabileceği öne sürülen trans yağ asitlerinden zengin besinler olan hazır kurabiyelerden uzak durması, yapay tatlandırıcı ve kola içeren içecekleri ya hiç kullanmaması veya az miktarda tüketmesi doğru olur. Osteoporoz konusunda ise iki haftadır bu köşede yazıp çiziyoruz. Umarım Nilgün Belgün de okuyordur. Osteoporoz, menopoz dönemindeki kadınlar için gerçekten de önemli bir sağlık sorunu. Sayın Nilgün Belgün'e sağlıklı ve başarılı bir yaşam dilerim.