Koroner kalp hastalıkları önlenebilir mi? Bu soruyu "evet" diye yanıtlayabilirsiniz. Eğer genetik mirasınız, yaşam oyunu için size olağanüstü kötü kartlar vermemişse, mevcut kartlarınızı kullanarak maçı kazanmanız her zaman mümkündür. Kalp-damar hastalıklarının oluşumunu önlemek, en azından yavaşlatmak veya kontrol altına almak modern kardiyolojinin en önemli hedefidir.
KOLESTEROL yüksekliği, obezite, diyabet ve hipertansiyon sorunlarındaki hızlı artış dikkate alındığında, koroner hastalıklar ile mücadele etmede "korunmak" en iyi yoldur. Koroner arterleri genişletici girişimler (koroner anjiyoplasti) veya koroner by-pas cerrahisi uygulamaları başarılı ve etkili yöntemler, ama bunlar bana yenilen golü kaleden çıkartmak gibi geliyor.
Amaç, daima sorunu bu tedavilere gerek duyulmadan önlemek veya kontrol altına almak olmalıdır. Girişimsel kardiyolojik yöntemlerin ve cerrahi girişimlerin koroner kalp hastalıkları ile mücadelede bir devrim yarattığından, hastaların yaşam kalitesini yükseltip ortalama yaşam beklentisini uzattığından kuşku duymamalısınız. Koruyucu önlemlere hastaların da ihtiyacı olduğunu hatırlatalım. Bu önlemler, hem tedavi edilmiş sorunlu damarların yeniden daralıp tıkanmalarını önlemek, hem de diğer koroner damarlardaki olası sorunları engellemek için zorunludur. Kısacası kalbi koruyucu önlemler herkese lazımdır.
FAKTÖRLERİ BİLMEK
Kalp damar hastalıklarının değiştirilemeyen faktörleri (yaşlanma, erkek olma, menapoz, genetik yapı) kadar değiştirilebilir faktörleri de (beslenme tarzı, aktivite düzeyi, stres yoğunluğu, kolesterol, trigliserid, kan şekeri, kan basıncı fazlalığı) mevcuttur. Eğer değiştirilebilir faktörler üzerine odaklanırsanız ve bu sorunları erken yakalayıp mücadeleyi ciddiye alırsanız başarı şansınız çok ama çok yüksektir. Koroner kalp hastalıklarında koruyucu önlemlere ve erken teşhisi sağlayan incelemelere önem vermemizin nedeni budur.
Geçen yazımızda anlattığımız Başkan Clinton’un başına gelenler, kalp hastalıklarına olan ilgiyi arttırmış, işin ciddiye alınmadığı, sorunun iyi yönetilmediği durumlarda olabilecek kötü sonuçları topluma iyi anlatan bir örmek olmuştur. Ne kadar iyi izlenirseniz izlenin, eğer siz koruyucu önlemleri dikkatle uygulamıyor ve tıbbi önerileri dikkate almıyorsanız sonuç fark etmiyor. Başkan olsanız bile!
RİSKLİ KİŞİ KİMDİR
Koroner kalp hastalıklarında erken tanı yöntemlerinin kimlere uygulanacağına karar verirken genetik miras, yaşam tarzı ve mevcut sağlık sorunları dikkate alınmaktadır. Ailesinde erken yaşta ortaya çıkmış kalp krizleri ve kalbe bağlı ani ölümler olanlarda kontrol altına alınamamış hipertansiyon, LDL kolesterol yüksekliği, HDL kolesterol düşüklüğü, obezite, şeker hastalığı sorunu yaşayanlarda koruyucu önlemler ve erken tanı testlerine daha çok ihtiyaç duyulacaktır.
Yeni geliştirilen tanı yöntemlerini kullanılıp kullanılmaması kararını doktorunuza bırakmalı strese girmemeli, paniğe kapılmamalısınız. Stres de koroner kalp hastalıkları için önemli bir risk faktörüdür. Koruyucu kardiyoloji, önemli hem de çok önemli bir alandır. Ama bu alandaki gelişmeleri değerlendirirken dost, arkadaş, komşu tavsiyelerini bırakıp doktorunuzdan yardım almalısınız.
AKLINIZDA OLSUN
Kolesterol neden artar?
Kanınızda kolesterol seviyenizi arttıran tek neden, ailesel faktörler ya da beslenme hatalarınız değildir:
Tiroid bezinin yeteri kadar tiroid hormonu üretmemesi (Hipotiroidi),
Karaciğer içi ve dışı safra yollarınızın tıkanması (Tıkanma sarılığı),
Böbreklerinizin fazla miktarda protein kaybetmesi (Nefrotik Sendrom),
Kan şekerinizin yükselmesi (Şeker hastalığı) de kolesterol artışına neden olabiliyor.
HATIRLATMA
Bilgisayarlı anjiyografi
64 dilimli bilgisayarlı tomografinin kullanımı ile elde edilen görüntüler sevindirici ve şaşırtıcıdır. Bu yeni teknoloji koroner arterlerde kalsiyum birikiminden çok daha fazlasını söylemektedir. Kalbin daha geniş ve güvenli görüntülerini almakla kalmıyor, üçboyutlu imgesini de vermektedir. İşlemin geleneksel koroner anjiyografinin risklerini ve rahatsızlığını taşımaması da önemli bir avantajdır. Cleveland Clinic Önleyici Kardiyoloji Bölümü Başkanı Dr. Stanley Hazen’e göre "64 Dilimli CT Anjiyografi taraması inanılmaz derecede net imgeler sağlıyor" ve "CT Anjiyografinin kullanımı giderek artacak." Dr. Hazen’e göre yeni teknik, herkeste başarılı sonuç vermiyor. Kalp ritim bozukluğu olanlarda, çok iri yapılılarda ve damarlarında kalsiyum birikimi fazla olanlarda alınan görüntüler tatmin edici olmuyor.
Bu yeni tekniğin koroner kalp hastalığının erken tanısındaki değeri hálá klasik koroner anjiyografinin çok gerisindedir. Genel kanaat hálá değişmedi: Kalp hastalıklarını araştırmada kolesterol taramaları, eforlu EKG ve diğer testlerin değeri aynıdır. Riski yüksek, kuşkusu yoğun hastalar anjiyografi yerine öncelikle bu testten yararlanmayı düşünebilirler.