Paylaş
“Bel ağrısıdır, nasıl olsa kendiliğinden geçer!” diye önemsenmeyen, çoğu zaman da “yakılar, basit romatizma hapları/ağrı kesici kremler, haplar veya masaj uygulamaları” ile geçiştirileceği zannedilen ağrılar önemli bazı sağlık sorunlarının ilk işareti olabilir.
Örneğin prostat bezindeki bir tümörün, memede veya bedeni işgal etmeye hazırlanan bedendeki herhangi bir kanserin ilk işareti olabilir.
Aynı ağrılar önemli bazı romatizmal hastalıkların da ilk belirtisidir. Ankilozan spondilit ve romatoid artrit bu tür romatizmal sorunların en önemlileridir. Ankilozan spondilit hastalığında kas bağı ve kirişlerinin kemiklerle birleştikleri alanlar iltihaplanıp hasar görüyor. İltihaplanma bağ ve kirişlerin içine doğru kalsiyum depolanmasına ve yeni, farklı bir kemik oluşumuna yol açarak kemiklerin birbiriyle kaynaşmasına, hareket kabiliyetinin sınırlanmasına, neticede bir bambu gibi hareketsiz ve sert yapılanmanın neredeyse bütün omurgayı işgal etmesine sebep oluyor.
Başlangıçta sadece kalça bel ağrısıyla kendini belli eden bu önemli hastalık bir süre sonra hareket kısıtlılığına, belde kamburlaşmaya ve daha pek çok önemli probleme yol açıyor.
VE DİĞERLERİ
Romatoid artrite gelince... Bu hastalık da aslında daha ziyade el parmak eklemlerinde ve çoğu zaman simetrik bir yerleşimle başlayıp diğer eklemlere yayılıyor ama doğrudan kalça eklemlerini etkileyen ve kuyruk sokumu eklemlerinde iltihaba yol açan formları da var.
Kalçanın derinliklerinde ve belin alt bölümlerinde ağrıya yol açan başka pek çok sorun var. Sinir köklerinin iltihaplanması (raduklit), bel fıtıkları, omurga kanalı daralması (spinal stenoz), nöropatiler ve önemli bir kısım omurilik hastalıkları bunlardan sadece bazıları.
SONUÇ
Anlatmak istediğim şey şu: Kronikleşme eğiliminde olan bel ağrılarını daha işin başındayken ciddiye almanızda, nedenini araştırıp tedavisini yaptırmanızda fayda var. Bu ağrıları biyoenerji uzmanları, masaj terapistleri veya alternatif tıp şarlatanlarına teslim ederseniz orta ve uzun dönemde başınıza tatsız işler gelebilir.
Artritiniz varsa egzersiz yapın
Eklemlerde meydana gelen ve mikrobik olmayan yangısal süreçlerin birçok sebebi var. Bunların neredeyse tamamında iyi planlanmış düzenli egzersiz uygulamaları eklemlerdeki tahribi yavaşlatabiliyor.
Bilinçli yapılıp iyi programlandıklarında eklem esnekliğini koruma, eklemlere destek olan kasları güçlendirme ve eklem dayanıklılığını arttırmaya katkıda bulunabilen egzersiz çalışmaları bazen ilaçlar kadar etkili olabiliyor.
Yanlış planlanmış, bilinçsiz yapılmış egzersizlerse tersine eklemlerin canına okuyor. Zaten bu nedenle de artrit sorunu olan herkesin egzersiz uygulamaları konusunda doktordan yardım alması, deneyimli bir fizyoterapistle çalışmasında fayda var. Eğer artrit sorununuz varsa, kronik bir romatizmal hastalık nedeniyle tedavi görüyorsanız şiddetli bir eklem iltihaplanmanız olmadıkça egzersiz yapmayı ihmal etmeyin.
Egzersizlerinizi ılık bir duş ya da banyodan sonra yapmanızı tavsiye eder, egzersiz için en uygun zamanın artrit tedavisinde kullandığınız ilacın etkisini en çok gösterdiği saatler olduğunu hatırlatırım.
Nikotin yoksunluğu ile baş etmek için öneriler
-Sigara içmek için istek duyduğunuzda başka şeyler düşünmeye çalışın.
-Bol miktarda sıvı, özellikle düşük kalorili içecekler içerek artan iştahınızı bastırmaya çalışın. Bol miktarda taze meyve-sebze yiyin. Şekerden uzak durun.
-Konsantrasyonunuzu kaybettiğinizde bol miktarda su için, yürüyüşe çıkın, günlük işlerinizi basitleştirmeye çalışın ve daha sık ara verin.
-Kendinizi bitkin hissettiğinizde daha fazla egzersiz yapın. Yeterince uyumaya dikkat edin. Ara sıra öğlen yemeklerinden sonra biraz şekerleme yapın.
-Gece kafein almamaya dikkat edin.
-Tıkandığınızda bol miktarda sıvı alın, bol miktarda meyve, çiğ sebze ve lifli gıdalar yiyin.
DYT. NİLÜFER BAYRAM
Tırnak mantarlarına dikkat!
Mantar enfeksiyonu vücudun her dokusunu etkiler, tırnaklar da bu enfeksiyonların önemli hedeflerindendir. İyi bilinir ki tırnak mantarlarının tedavisi cilt ve saçta yerleşenlere oranla çok daha
güçtür.
Bu amaçla kullanılan en etkin ilaçlardan biri griseofulvindir ve iyi bir sonuç alabilmek için griseofulvinin tüm tırnak yenilenene kadar her gün düzenli olarak alınmalıdır. Zaten bu nedenle de tırnak mantarı tedavisi bazen neredeyse bir yılı bulabiliyor. Griseofulvin özellikle karaciğer için toksik bir ilaç olabildiği için de tedavi süresince hastayı yakından takip etmek gerekiyor.
Tırnak mantarlarının tedavisinde kullanılan başka ilaçlar da var. Terbinafin bunlardan biri ama ne var ki onun da ciddi bazı yan etkileri söz konusu. Benim önerim tırnak mantarları tedavisinde mutlaka bir dermatologla işbirliği yapmanız ve onun sözünden çıkmamanızdır.
Mantar oluşumunu önlemek için tırnaklarınızı kuru tutmayı unutmayın. Manikür, pedikür ve benzeri uygulamaları hijyenik koşullarda yaptırmaya gayret edin. Tırnaklarınızı düzenli olarak kesmeyi ihmal etmeyin. Zarar vermemek için düz kesmeye çalışın ve prensip olarak özellikle ayak hijyeninize özen gösterin.
Paylaş