Paylaş
Peki, farkın nedeni ne? Neden kadınlar daha sağlıklı, daha uzun ömürlü. Ve neden erkekler hayata daha erken veda ediyor? Bana göre o “neden”lerden bazıları şunlar olabilir…
Kadınlar daha az alkol, sigara, bağımlılık yapıcı madde kullanıyor.
Kadınlar sağlık kontrollerini pek aksatmıyor. Sağlık sorunlarını ciddiye alıyor, mümkün olduğu kadar erken dönemde çevreleri ile doktorları ile paylaşıyor. Kısacası erkekler saklarken onlar paylaşıyor, araştırıyor, çözüm arıyor ve önerileri dikkatle yerine getiriyor.
Koruyucu sağlık hizmetleri konusunda da duyarlı. Örneğin aşılarını düzenli olarak yaptırıyorlar.
Kazalara karşı daha dikkatliler ve önlem alıcı bir tavır içindeler. İşyeri ve trafik kazaları ile daha seyrek karşılaşmalarının nedeni de bu zaten.
Daha doğru ve sağlıklı –bilinçli- besleniyorlar.
Daha hareketli bir hayatları var.
Kilo konusunda daha duyarlılar.
Duygusal yaşamları daha sağlam, güçlü ve derin. Aile ilişkilerini daha çok önemsiyor, dostluk, arkadaşlık, komşuluk gibi durumlarda daha hassas davranıyor. Dini duygular bakımından daha samimi bir duruşları var.
Hormonal yapıları da onları avantajlı kılıyor. Özellikle östrojen hormonu kolesterol yüksekliğine karşı bir şemsiye fonksiyonu görüyor. Neticede kalp damar hastalıklarına kadınlarda daha seyrek rastlanıyor.
Cinsel güvenlikleri de daha iyi. Çok eşlilik eğilimi, heteroseksüel ve poligamik eğilimler erkeklere oranla çok daha az. Ayrıca seksüel yolla bulaşan hastalıklara yakalanma ihtimalleri de erkeklerden daha seyrek.
Fazla pirinç şeker yapıyor
DİYABET günümüzün en önemli en yaygın hastalıklarından biri. Erişkin yaşlarda ortaya çıkan Tip 2 diyabet/yetişkin diyabeti/insüline bağlı olmayan diyabet gibi isimlerle tanımlanan tipinin ise kilo sorunu, özellikle göbek ve bel bölgesinde biriken yağ miktarının fazlalığıyla yakın –birebir- bir ilişkisi var. Harvard Üniversitesi’nde yürütülen yeni bir çalışmaya göre beyaz pirinç tüketenlerde tip2 diyabet riski %12’ye kadar yükselebiliyor. Beyaz değil de esmer pirinç tükettiğinizde ise riskiniz azalıyor. Bu aslında pek de şaşırtıcı bir bulgu değil. Çünkü beyaz pirincin kan şekerinde daha hızlı yükselmelere yol açıp insülin patlamalarına sebep olabildiği biliniyor. Bu bulgudan hareketle şunu söylemek de mümkün. Tıpkı beyaz pirinç gibi beyaz ekmek, beyaz undan yapılan makarnanın aşırı tüketiminin de diyabet riskini arttırabileceği unutulmamalıyız. Çünkü bunlar da kan şekerinde ani dalgalanmalara, ani insülin patlamalarına yol açabilen, özellikle insülin direnci olanlarda diyabete yakalanma olasılığını yükselten besinler.
Daha iyi yaşlanmak için bunlara DiKKAT
İyi ya da kötü yaşlanma ile kanımızdaki insülin seviyeleri arasında bir ilişki var ve insülin hormonu kaliteli yaşlanma ve yaşlanma hızını azaltma bakımından önemli bir belirleyici. Kan insülin seviyesinin artması beklenenden daha hızlı yaşlandırırken, azalması yaşlanma hızının düşmesine sebep oluyor. Bu nedenle kırklı yaşlardan sonra “açlık insülini” seviyelerini de izlemeliyiz. Makul rakam 5 ünitenin altıdır.
“İyi yaşlanma” söz konusu olduğunda ne kadar kas dokusuna sahip olduğunuz da önemli bir noktadır. Yeterli ve güçlü kaslara sahipseniz yaşlılığınız daha iyi geçecek demektir. Daha çok kas daha kolay kilo kontrolü, daha kolay şeker, kolesterol, trigliserid ayarı, daha güçlü bağışıklık sistemi, daha az düşme ve osteoporoza bağlı kırık riski anlamına da geliyor. Özellikle yaşlılığa bağlı kas kaybı –sarkopeni- iyi kontrol edilemediğinde kötü yaşlanmaya sebep olabiliyor. Sarkopeni obez yaşlılarda daha da önemli bir risk faktörü haline geliyor. Fazla kilolu yaşlıların kaslarını korumalarında fayda var. Bunun yolu da düzenli yürümek ve aralıklı ağırlık-direnç egzersizlerinden geçiyor.
BEYNİ DE BESLEMELİ
Yaşlandıkça “beyin-beslenme ilişkisi” de çok önemli bir konu haline geliyor. Beyin –merkezi sinir sistemi- şekerin azından da çoğunda da hoşlanmıyor, makul miktarda şekerle daha bir mutlu oluyor. Beynin doymuş yağlardan da fazla hoşlanmadığını bilmemiz lazım. Omega-3 yağ asitlerine ise adeta bayılıyor! Özellikle EPA –Eikosa Pentaenoik Asit- her yaştaki nöronlar için neredeyse “beyin sütü” işlevi görüyor. B12 vitamini için de aynı tanımı kullanmak mümkün. Beynin sağlıklı işleyebilmesi için mutlaka demire de ihtiyacı var. Özetle yaşlandıkça beyni de beslemekte fayda var.
Aşırı şeker tüketmek kadında da erkekte de hormonal dengeyi bozuyor. Kadınlarda tüylenme/sivilcelenme problemlerine, adet düzensizliklerine daha çok rastlanıyor. Erkeklerde de testosteron hormonu –erkeklik hormonu- üretimini azalttığı gösterilmiş. Yaşlandıkça şekeri –tatlıyı- azaltmalıyız.
Tıpkı şeker gibi alkol de cinselliği olumsuz yönde etkiliyor. Özellikle erkeklerde aşırı alkol tüketimi yumurtalık fonksiyonlarının zayıflamasına, meme büyümesi, kıl dökülmesi ve benzeri değişimlerle feminizasyon –kadınlaşma!- işaretlerine yol açıyor.
Göğüs ağrısı neden önemli? Kalbimizi besleyen damarlar onu dış yüzünden adeta bir “taç” gibi sarıp sarmalıyor. Bu damarlara “koroner arterler/taç damarlar/korono=taç” deniyor. Damarlardan geçen temiz kanın kalp adalesinin ihtiyacına yetecek kadar olmadığı durumlarda göğüs ağrısı ortaya çıkıyor. Bu ağrıya “angina” adı veriliyor. Ağrı en çok göğüs kafesinin orta bölümündeki kemik yapının altında hissediliyor. Bazen çeneye, sol omuz ve kola yayılabiliyor. Ağrının genellikle bir çabayı –merdiven çıkma, koşma, hızlı yürüme, vs- takiben ortaya çıkması, istirahat edince azalıp kaybolması en tipik özelliği. Kalbimizin ağrı şeklinde yolladığı bu feryatlar dikkate alınmazsa kalp krizinden kalp durmasına kadar pek çok sorun sırada bekliyor.
Paylaş