Şikayetlerini sıralayan obez hastamda ciddi bir insülin direnci ve şiddetli bir ‘hiperinsülinemi’ yani insülin patlaması söz konusuydu. Sorununu bir türlü çözememesinin nedeni de işte bu patlamalardı
Geçen hafta görüştüğüm obez hastamın birçok problemi vardı: “Son beş yılda tam 35 kilo almıştı. 1.70 civarındaki boyuna rağmen beş yıl önce 90’larda gezen kilosu şimdi 125 civarındaydı. Önce o bildik, tanıdık şikâyetleri bir bir sıraladı: Yorgun ve halsizdi. İki adım atınca takati tükeniyordu. Geceleri sık sık uyanıyor, uyku bölünmeleri yaşıyordu. Eşi horlama sorunundan şikâyet edip çoktan başka bir odaya taşınmıştı. Dizlerindeki ağrı yürümesini zorlaştırıyordu. Ayaklarındaki şiş, kasıklarındaki pişikler ve kaşıntı can sıkıcı bir noktaya gelmişti. Yemeklerden sonra, özellikle iş toplantılarında uyukluyor, aşırı terleme nedeniyle gündüzleri bile çamaşır değiştirmek zorunda kalıyordu. Eskiye oranla hafızası da zayıflamıştı. Odaklanma güçlüğü vardı. Sabırsız ve gergindi. Öfke patlamaları nedeniyle bazen çevresini kırıp geçiriyordu... Kısacası, hayat kalitesi iyice düşmüştü ve bütün bunların fazla kilolardan kaynaklandığının farkındaydı. Ama ne var ki, başarılı bir meslek yaşamı (bir üniversitede kürsü başkanı), sabrı, inatçılığı ve kararlılığıyla ünlü olmasına rağmen bir türlü kontrol edemediği iştah azgınlığını frenleyemiyor (!), nedenini anlayamıyordu. Sık sık tatlı krizlerine giriyor, özellikle öğün atladığı zaman yemeğini hızlı yiyor, önüne geleni silip süpürüyor, neredeyse çiğnemeden yutuyor ve şu soruya yanıt arıyordu: “İştahımı neden kontrol edemiyorum?”
TESTLER NE DİYOR
Laboratuvar tahlilleri bir sürü ‘koyu renkli rakamla’ doluydu. Açlık şekeri yüksek, açlık insülini fazla, HDL kolesterolü düşük, trigliseridi artmıştı. Karaciğer fonksiyon testleri karaciğerde de işlerin tatsız olduğunu gösteriyordu. Ürik asidi 8’in üzerindeydi. Şeker yükleme testi, tokluk şekerinin 200’ü bir hayli geçtiğini daha da önemlisi tokluk insülin rakamlarının da 300’den yüksek olduğunu gösteriyordu. Kısacası ciddi bir insülin direnci şiddetli bir ‘hiperinsülinemi’ yani insülin patlaması söz konusuydu. Sorununu bir türlü çözememesinin nedeni de işte bu patlamalardı.
Sorun oburluktan kaynaklanmıyor
İştah kontrolü sadece beyinle yürütülen bir süreç değil. İştah kontrol merkezimizin beynimizde olduğu doğru ama bu merkez sindirim sistemi yağ ve beyin hücreleri arasındaki karmaşık bir kimyasal süreçle yönetiliyor. Eğer obez ve insülin direnci olan biriyseniz iştahınızı kontrol etmeniz için yalnızca dirayetli biri olmanız yetmeyebilir. Kontrolden çıkmış iştahın mutlaka ama mutlaka bir sebebi vardır. Bu bazen ruhsal ama çoğu zaman da metabolik ve hormonal, yani kimyasaldır. En azından kilo sorunu belli bir aşamaya geçip obezite hudutlarınız zorlayınca kimyasal faktörler yani hormonal veya metabolik nedenler devreye girer. Bu faktörlerin en önemlisi insülin direnci ve buna eşlik eden metabolik sendrom tablosu. İştah kontrolünüzü sabote ederseniz, gıda görünce kontrolsüz hale gelmenize zemin hazırlarsınız.
İnsülin direnci nasıl anlaşılır
İnsülin direncinin varlığını anlamanın en kolay yolu iki saatlik bir glikoz toleransı ölçümü yapmak, bunu yaparken açlık ve tokluk şekeriyle birlikte mutlaka açlık ve tokluk insülin seviyelerine de bakmak. Prensip olarak açlık insülin seviyeniz 8 mlU/ml’den, iki saatlik tokluk insülin seviyeniz ise 30, hiç olmazsa 40 mlU/ml’den az olmalı.
Diyetten önce doktora başvurun
Bir türlü kontrol edemediğiniz aşırı iştah sorununun nedenini merak eden ve kilo sorununa çözüm arayan biriyseniz lütfen doktorunuzla görüşerek insülin direncinizin olup olmadığını araştırmasını isteyin. Bu araştırmayı yaparken (özellikle daha köklü metabolik çözümler elde etmek istiyorsanız), kolesterol profilinizi, ürik asit düzeyinizi, karaciğer fonksiyon testlerinizi de gözden geçirmeyi unutmayın. Eğer bu işi daha baştan anlamadan doğrudan diyete başlarsanız ya kilo veremez ya da verdiklerinizi kısa bir sürede fazlasıyla geri alırsınız.
Metobolik sendrom nedir
Son yıllarda kilo sorunu olanlara en sık konulan teşhislerden biri haline gelen bu sendromda: 1. Bel çevresi genişleyerek, kadınlarda 88, erkeklerde 100 santimin üzerine çıkıyor. 2. Bel-kalça oranı kadınlarda 0.8 erkeklerde 0.9’dan daha büyük bulunuyor. 3. Açlık ve tokluk şekeri değerleri normalin üst hudutlarını zorlamaya başlıyor. 4. Kan basıncı yükselme eğilimine girmekte sık sık 135/90 mm’nin üzerinde ölçülüyor. 5. HDL kolesterol azalıp (45-46), trigliserid (200 ve üstü) ve ürik asit (7 ve üstü) yükseliyor. 6. Karaciğer yağlanıyor, çoğu zaman karaciğer fonksiyon testleri de bozuluyor. 7. Bu kişilerde kilo sorununa ek olarak şeker hastalığı, hipertansiyon ve kalp damar hastalıklarına daha sık rastlanıyor.
Metabolik sendrom için değerlendirme
(Her evet cevabı için bir puan verin) 1. Tatlıya aşırı istek duyuyor musunuz, aşırı yiyor musunuz, yediğinizde enerjiniz ve ruh haliniz geçici olarak iyileşiyor ve sonra çöküyor mu? 2. Ailenizde diyabet, hipoglisemi ya da alkolizm öyküsü var mı? 3. Gün içinde zaman zaman kendinizi asabi, gergin, yorgun ya da sinirli hissediyor ama öğünlerin ardından geçici olarak daha iyi hissediyor musunuz? 4. Öğünlerden sonraki iki-üç saat kendinizi sersemlemiş gibi hissediyor musunuz? 5. Düşük yağ içeren bir rejim yapıyor ama kilo veremiyor musunuz? 6. Bir öğünü kaçırırsanız kendinizi huysuz, asabi, zayıf ya da yorgun hisseder misiniz? 7. Karbonhidratlardan zengin (kek, simit, kahvaltı gevreği, krep vs.) bir kahvaltı yaptığınızda günün geri kalanında yemenizi kontrol edemiyormuş gibi mi hissediyorsunuz? 8. Tatlı ya da karbonhidrat yemeye başladığınızda sanki kendinizi durduramıyor gibi misiniz? 9. Balık ya da et ve sebze yediğinizde kendinizi iyi hissediyor ama makarna, ekmek, patates ve tatlının ağırlıkta olduğu bir yemeğin ardından kendinizi uykulu ya da ‘uyuşturucu almış’ gibi mi hissediyorsunuz? 10. Restoranda ilk olarak ekmek sepetine mi davranırsınız? 11. Tatlı yedikten sonra kalp çarpıntınız olur mu? 12. Tuza duyarlı mısınız yani su toplamaya meyilli misiniz? 13. Kahvaltıyı atladığınızda öğleden sonra panik ataklarınız oluyor mu? 14. Sık sık ruh haliniz değişiyor, sabırsız ya da gergin oluyor musunuz? 15. Hafızanız ve konsantrasyonunuz zayıf mı? 16. Yemek yemek sizi sakinleştiriyor mu? 17. Gece terlemeleriniz var mı? 18. Sık sık susuyor musunuz? 19. Sık sık enfeksiyon kapıyor musunuz? (Örneğin sık sık soğuk alıyor musunuz yaralarınız zor mu iyileşiyor?) 20. Çoğu zaman yorgun musunuz? 21. Hiç polikistik over sendromu, kısırlık, yüksek kan basıncı, kalp hastalığı ya da yetişkinlik dönemi başlangıçlı diyabet teşhisi konuldu mu? 22. Kronik mantar enfeksiyonlarınız var mı? (Kasıkta mantar enfeksiyonu, vajinal mantar, cildinizde kabuk kabuk bir görüntü gibi...)
YORUM 1-5 arası: İyi durumdasınız. 5-10 arası: Orta seviyede metabolik sendromunuz olabilir. 11 ve yukarısı: Ciddi metabolik sendrom ihtimali var. Profesyonel yardım almalısınız. (Dr. Mark Hyman/ Ultrametabolizma/Optimist yayınları/İstanbul 2007’den alınmıştır.)